içinde

MuhteşemMuhteşem İnanılmazİnanılmaz

Kurban Psikolojisinden Çık! Bu Hayat Senin

Sen de mi o şanssızlar kervanındansın. Hep beni bulur, şanssızım, en kötüsünü ben yaşıyorum. İşte bu cümleleri kurban bilincindeki insanlar kullanır. Hayat boyu şanssız olduklarını düşünürler ve hayatlarının sorumluluğunu almazlar. Evet zaman zaman şanssız olduğumuzu düşünebiliriz, etrafımızı suçlayabiliriz ama bu davranışları uzunca bir süredir yapıyorsak kurban psikolojisindeyiz demektir.

Peki insanlar neden kurban psikolojisine girer? Yine çocukluğumuza inmemiz lazım. Küçükken yaptığımız hatalarda ailemiz başkalarını suçlarsa ve hatta düşsek bile halıyı suçlarlarsa biz yavaş yavaş kurban psikolojisine girmeye başlıyoruz. Aslında bu bir kaçış yöntemidir. Biz suçsuzuz sadece mağduruz o kadar diyoruz kendimize.

Sürekli olarak ailemizi, öğretmenlerimizi, yaşadığımız ülkenin şartlarını ve benzeri koşulları suçlayarak hayatta kötü giden olaylardaki dahlimizi göremiyoruz. Kurban psikolojisi bize bir anlamda konfor sunsa da ilerleyen safhalarda dönüp arkamıza baktığımızda hayatta ilerleyemediğimizi ve birilerini suçlayıp kendi içimizi rahatlattığımızı görüyoruz.

Etrafımızda hem insanlardan hem de şartlardan kaynaklı birçok sorunla karşılaşabiliriz. Bir süre üzüldükten sonra yaşananlardan ders alıp biz kendi içsel gücümüzle bu konuda ne yapabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor. Hayatın ipleri bizim elimizde. Ya etrafı ve koşulları suçlayarak, hiçbir sorumluluk almadan ilerleyeceğiz ya da ayağa kalkıp kendi gücümüz nispetinde ilerleyeceğiz. Ayağa kalkmaya niyet edildiğinde o puslu gökyüzünde aslında binlerce kapı olduğunu fark ediyoruz. Yere o kadar odaklanıyoruz ki çözüm aramak için başımızı kaldırıp etrafa bile bakamıyoruz.

En kötüsü ise bu kurban bilinci belli bir zaman sonra bize cazip gelmeye başlıyor, alışıyoruz. Zehirli bir sarmaşık gibi gücümüzü tüketmeye başlıyor. Olduğumuz yerde kalıyoruz aslında ne ileri ne de geri gidebiliyoruz. Yalnızca mevcut şartları korumaya çalışıyoruz, birilerinin omzuna ağırlık vererek, birilerini suçlayarak. Bir gün bu bahanelerimizin hiçbir işe yaramadığını, biz oturup konfor alanımızdan çözüm aramak için çıkmadığımızı fakat insanların ne kadar yol kat ettiğini görünce neden ben de çözebilecekken bu sorunu çözmedim diye kendimize sorarız. İşte aslında her zaman fırsatlar ve şans yanı başımızdadır. Bakış açımızı değiştirirsek krizlerden bile fırsat yaratıyoruz.

O gün Ayşe’nin yüzünden böyle oldu demeyip ben bu sorunu şu şekilde çözerim deseydin, içini rahatlatmakla kalmayıp hayatta farklı bir yöne doğru ilerlemeye başlayacaktın.

Ya içsel gücüne inanır ve sahip çıkarsın ya da bahanelerinle tek başına kalırsın. Çünkü kurban bilincinde yaşayanların arkadaşları da genelde onlar gibi olur ve hayatını sahiplenenler onlardan uzaklaşır. İnsanlar bilirler ki ilerlemek de durup hayatı suçlamak da kendi elimizde.

Etrafı suçlayan kişi o gün beş yaşındaki çocuk halimizdi. Şimdi sor kendine kaç yaşındasın? Hâlâ mı yetersizsin? Bazen yaşımız büyüse de bir yanımız hep çocuk kalıyor. O çocuk yanımıza şefkat gösterip ilgilenmemiz elzem. Olmadık zamanda ortalığı dağıtmasın diye ona zaman ayırmalıyız.

Umarım hayrına seçimler yapar ve bu bilinçte yaşamanın sadece sana zarar verdiğini anlarsın, insanlar hayatına keyifle devam ediyorlar. Sen de hayatının iplerini eline alıp yaşamaya başla, bu yolculuk çok keyifli.

Editör: Fatih Düz – 12.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Sümeyye Özmen tarafından yazıldı

Gökçe Sultan'ın Diyarı kitabının yazarı
Türk dili ve edebiyatı öğretmeni
Calamus yayınevi genel yayın yönetmeni
NLP uygulayıcısı
Fikri firarda spiritüel okuyucu

YorumcuMakale YazarıVideo YapımcısıModeratörÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Zlatan Ibrahimović: Egosunun Altında Yatan Büyük Hüzün

    Malation’un Zararını Lavanta Yağı Onarıyor