Karındeşen Jack

Cerrah titizliğinde çalışan bir katilin gece vakti İngiltere sokaklarında dehşet saçtığı döneme gidiyoruz. 1888 yazının Ağustos ayında ortaya bir anda ortaya çıkan Karındeşen Jack yine aynı yılın Kasım ayında bir anda ortadan kaybolmuştur. Sonrasında işlenen birçok cinayet ona atfedilse de en az 5 kadının cinayetinin faili olduğu kesindir. Londra’nın Whitechapel bölgesinde 2-3 ay gibi bir sürede dehşet saçmıştır. Kurbanlarını genelde hayat kadınlarından seçer. Cesetleri oldukça deşip, bazı iç organları aldığı ve polise yolladığı mektupları kendisi bu lakapla imzaladığı için bu ismi almıştır. Gerçek kimliği uzunca bir süre belirlenememiş olan Karındeşen Jack, 5 cinayetinin yanı sıra 20 tane cinayet dosyasında da şüpheli konumundadır. Kurbanlarını önce boğarak etkisiz hale getiriyor, ardından da boğazlarını kesiyordu. Kurbanlarının çoğu boğazları kesilmiş, karnı ve cinsel organları deşilmiş, bazı organları eksik ve kimi zaman yüzleri deforme edilmiş şekilde bulunuyordu. Anatomi konusunda bu kadar bilgili hareket etmesinden dolayı cerrah olduğu düşünülse de bu kesinleşmiş bir teori değildir.

Ayrıca cinsel organlara bu kadar saldırgan olmasından dolayı cinsel problemleri olan biri olduğu düşünülse de bu da bir teori olarak kaldı. Kimliğine dair çok fazla fikir yürütüldü. İnsanları hiç şüphe çekmeden tenha yerlere gelmeye ikna edebildiği için; iyi görünümlü (en azından şüphe uyandırmayan), toplumun üst sınıfından biri olarak düşünüldü. Soylu, zengin, doktor olduğu gibi birçok görüş olsa da hiçbiri kesinlik kazanmadı. Yaklaşık 3 ay süren bu korku dolu süreç, araştırmalar yoğunlaştıktan sonra başladığı gibi bir anda kesildi. Bu, birçok insanın onun kraliyet ailesi gibi seçkin bir sınıfa ait olduğunu düşünmelerine yol açtı. Böyle düşünenlere göre bulunamamasının en büyük sebeplerinden biri buydu. Faili olduğu kesinleşmiş kurbanları:

– Mary ann nichols / 26 ağustos 1845 – 31 ağustos 1888

– Annie chapman / Eylül 1841 – 8 eylül 1888

– Elizabeth stride / 27 kasım 1843 – 30 eylül 1888

– Catherine eddowes / 14 nisan 1842 – 30 eylül 1888

– Mary jane kelly / 1863 – 9 kasım 1888

Kurbanların kalıntılarına bakacak olursak; bu cinayetlerin bir kızgınlık, öfke halinde işlendiğini söylemek çok yanlış olmaz. Yine de cesetler üzerinde yapılan işlemlerdeki titizliğe göre; her ne kadar duygularıyla hareket ediyor olsa da belli bir disiplinle hareket ettiğini söyleyebiliriz. Bu da katilin doktor olmasa bile en azından eğitimli birisi olduğu izlenimi yaratıyor. İlkel Talmud ritüellerine olan benzerlikler ve cinayetlerin işlendiği bölgenin kabaca pentagram olması gibi çağrışımlar; insanlarda bunun dini bir hareket olduğu izlenimini uyandırsa da kesinlik kazanmış bir sonuç yoktur.

Karındeşen Jack’e ait olduğu söylenen sayısız mektup olsa da; sadece “Sevgili Patron” “Küstah Jacky” ve “Cehennemden Gelen” adlı üç mektubun gerçekten de katil tarafından gönderildiği düşünülmektedir.

“Sevgili patron, sürekli polisin beni yakaladığına dair haberler alıyorum ama beni henüz çözebilmiş değiller. Akıllıca görünmeye çalışmaları ve doğru iz üzerinde oldukları hakkındaki konuşmaları beni güldürdü. Kadife önlük hakkındaki espri beni gerçekten kendime getirdi. Fahişelerin peşindeyim ve yakalanana kadar onları deşmekten uzak durmamalıyım. Son iş çok büyük olaydı. Bayana bağırabilmesi için hiç fırsat vermedim. Beni şimdi nasıl yakalayabilirler? İşimi seviyorum ve yeniden başlamak istiyorum. Yakında yeni küçük oyunlarımla benden tekrar haber alacaksınız. Son işten kalan düzgün birkaç parça kırmızı şeyi zencefil bira şişesi içinde yazmak için sakladım ama tutkal gibi yapış yapış olduğu için kullanamıyorum. Kırmızı mürekkep yeterince iyi, ha ha. Bir dahaki sefer bayanın kulaklarını kırpıp polislere göndermeliyim ki gönlünüzü alayım olur mu? Biraz daha iş yapana kadar bu mektubu saklayıp, sonra doğrudan size bildiririm. Bıçağım çok güzel ve keskin, şans bulur bulmaz işe koyulmak istiyorum. İyi şanslar. 

Saygılarımla, Karındeşen Jack.

Etiket ismimi kullanmamı önemsemeyin.

Not: Ellerimdeki kırmızı mürekkebi temizleyene kadar bunu yollaması iyi değildi lanet olsun, henüz şansım yok. Şimdi de bir doktor olduğumu söylüyorlar. ha ha.”

1 Ekim 1888, Saucy Jacky

“sevgili yaşlı patron size bahşişi verdiğimde kodlamıyordum, yarın küstah jacky’nin iki olayından haberiniz olacak, bir numaralı biraz bağırdı o yüzden tam uğraşamadım. ha(bu arada), polise kulakları iletecek zaman bulamadım. önceki mektubu ben tekrar işbaşı yapana kadar sakladığınız için teşekkür ederim. Karın deşen Jack.”

Jack’in en ünlü mektubu olan, “From Hell” yani “Cehennem’den Gelen” imzalı mektubu

cehennemden bay lusk, efendim, kadının birinden aldığım böbreğin yarısını size sunuyorum, diğer parçayı kızarttım ve yedim, çok güzeldi. eğer bir süre daha beklerseniz onu çıkarmamı sağlayan kanlı bıçağı da size yollayabilirim.

İmza: Yakalayabilirseniz beni yakalayın bay lusk.”

Günümüzde bu dosyayı çözümlemeye en çok yaklaşılan an; Catherine Eddowes’in şalı üzerinde rastlanmış DNA kalıntılarına ulaşıldığı zamandır. Polonyalı berber Aaron Kosminski’ye ait olan bu DNA kalıntıları, net bir çözüme ulaştırmış olmasa da davada bir isme dair en net kanıtlar olması sebebiyle bazı kesimler tarafından kesin kanıt olarak görülmektedir. Net bir kimliği olmaması ve o dönem İngiltere’sinin kozmopolit yapısı düşünülerek, Karındeşen Jack gazetelerde uzun süre “Whitechapel’da dolaşan bir gölge ve sosyal ihmalin cisimlenmiş hali” olarak resmedilmiştir.