UNESCO’ nun 5 Aralık 2013 tarihinde aldığı kararla tüm dünyada bu tarih Türk Kahvesi Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Gelin kültürümüzün demir başlarından biri olan Türk kahvesinin günümüze kadarki yolculuğuna gelin yakından bakalım.
Dünyadaki İlk Kahve
Dünyada ilk kahve ağacının bulunduğu yer Habeşistan’ın Kaffa yöresidir. Eski zamanlarda keyif veren içki anlamında kullanılan bir ismi vardı. Arapçada qahwah denilirdi.Günümüzde kullanılan kahve isminin alması 14.yy dayanmaktadır . Etiyopya’da yabanı kahve ağacının yetiştiği yerlerde yaşayan insanlar, kahve çekirdeklerini un haline getirerek ekmek yapımında kullanırlardı. Daha sonraları meyveleri de katarak suyunu kaynatıp tıbbı amaçlı kullanmışlardır.
Kahveyi Tarihe Kim kazandırdı?
Habeşistan Kaffa’da yaşayan Khaldi adındaki bir çobanın bir çalıya ait kırmızı meyveleri yemesinin ardından hayvanların daha hareketli oldukları dikkatini çekmiş ardından kendisi de bu meyveyi denemiştir. Bütün gece uyumadan kalabildiği görmüştür üstelik hiç bir rahatsızlık hissetmemiştir. Dervişlerin uyumalarını engelleyip gece boyunca yapmaları gereken ibadete katılmalarını sağlayacak bu içeceği her gün içmeleri konusunda karar alır. İlk kahve Yemen de Sufi tarikatı tarafından işlenmiş ve içilmeye başlanmıştır.
Türklerin Kahveyle Tanışması ve Kahvenin Osmanlıya Gelişi
Osmanlıya ilk kahve Yavuz Sultan Selim zamanında Yemen valisi Özdemir Paşa lezzetine hayran kaldığı kahveyi 1517 yılında İstanbul’a getirilmiştir. Sarayda ”kahvecibaşı” isimli görev oluşturulmuş devlet büyüklerine kahve pişirmek ile görevlendirilmiştir. Zamanla evlere yayılan kahve kültürü herkes tarafından sevilip benimsenmiştir.
İlk Kahvehanenin Açılışı
1554 yılında İstanbul Tahtakale de açılmıştır.
Türk kahvesi,Türkler tarafından keşfedilmiş kahve hazırlama ve pişirme metodunun adıdır. Tadı kokusu köpüğü pişirilme şekli ve ikramı ile kendisine has bir geleneğe sahiptir. Telvesi ile ikram edilen tek kahve türü Türk kahvesidir. Avrupa kahve ile Türkler sayesinde tanışmıştır. Avrupalılar uzun yıllar boyunca kahveyi Türk kahvesi olarak hazırlayıp tüketmiştir.
Türk Kahvesi Çekirdeğinin Geldiği Yer
Türk kahvesinin çekirdeği Brezilya‘dan gelir ve getirilen çekirdekler Türkiye’de öğütüldükten sonra paketlenir.
Türk Kahvesinin Öğütülme Süreci
Türk kahvesinin öğütülme süreci titizlikle ilerler. Orta Amerika ve Brezilya kaynaklı Arap türü yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden harmanlanan ve kömür ateşinde ağır ağır kavrulan Türk kahvesi oldukça ince öğütülmektedir. Cezve yardımı ile su ve isteğe bağlı şeker ilave edilerek pişirildikten sonra küçük fincanlarda ikram edilir. İçmeden önce telvesinin dibe çökmesi için kısa bir süre beklenir. Yanında getirilen su kahvenin bitiminde içilmektedir.
Türk Kahvesinin Lezzet Analizi
Hafif kavrulmuş Türk kahvesinin içinde 50, orta derecede kavrulmuş kahvede 59, yoğun kavrulmuş kahvede 65 farklı tat ve koku maddesi bulunur.Hafif kavrulmuş Türk kahvesinde tatlı, ekşi, meyvemsi özellikler mevcuttur .Orta kavrulmuş Türk kahvesinde odunumsu, baharatlı, tütünümsü ve meyvemsi özellikler mevcuttur .Çok kavrulmuş kahvede ise acı, odunumsu veya toprağımsı bir tat ve koku bulunduğu söylenebilir.
Türk Kahvesinin Yararları
İbn-i Sina kahvenin yararlarını belirleyen ilk kişidir. Yemek yedikten sonra içilen kahve sindirime yardımcı olur. Şekersiz kahve tüketimi kilo ve mide problemlerini önler ve hafızayı güçlendirir. Daha enerjik hissetmemizi sağlar. Ağrı kesici özelliği vardır .Kolesterolü düşürür. Kolay nefes almayı sağlar. Depresyon ve anksiyete tedavisinde ek besin olarak kullanılmasının yanında genellikle sohbet ortamlarında içildiği için sosyalleşmeyi sağlar.
Türk kültüründe özellikle kız isteme törenlerinde köpüklü kahve ikramı saygıyı ifade ettiği gibi istemeye gelinen kız tarafından pişirilmesi kızın el lezzetinin ve becerisinin olduğunun kanıtlama fırsatı olarak kabul edilir. Ağır ateşte 15-20 dakikada pişirilirdi ve nasıl pişirilirse pişirilsin köpüksüz bir Türk kahvesi düşünülemezdi.
Türk kahvesi kendine has bir kültürü inşa etmiştir. Kahve içtikten sonra kahve falına bakılması bu kültüre verilen önemi gösteren en iyi örneklerdendir. Kahve, Türk toplumunda sohbetlerin ana unsuru denilecek kadar önemli bir yere sahiptir. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var deyimi de buradan gelmektedir. Kahvesiz sohbetler eksik kalır.
Kahvenin yanında ikram edilen su, ağzın asit dengesini korumak ve kahvenin lezzetini alabilmek için ağzı temizlemek içindir. Lokum ise tat getirmek için kahve tabağında yerini alır ve böylelikle kahve, ikrama hazır hale gelir.
Nasıl yollar herkesle yürünmez, gökyüzü herkesle seyredilmezse kahve de herkesle içilmez bizim kültürümüzde. Ne anılar vardır içilen kahvelerde; ayrılık, aşk acısı, bazen annenin kokusu, hasret kalınan memleketin anısı olur kahve, sevdiğinin hayalini getirir gözünün önüne. Buram buram sevdadır Anadolu’da kahve, şiirler yazdırır aşıklara, özledim diyemezsin de kahve içelim mi dersin sevdiceğine. Özlem gidermek için çok güzel bir bahanedir kahve. Kahve, sevgi göstermenin bir başka yoludur adeta…
” Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen kalayım.”
Cemal Süreya
Editör: Fatih Düz – 06.12.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
En son Elon Musk’ın annesi de türk kahvesi hayranlığını belirtmiş:)
“Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olur.” sözü gerçekten çok doğru. Kahvenin gönül köprüsü kurduğunu, maddi ve manevi zenginlik kaynağı olduğu bir gerçek. Türklerin Dünyaya kazandırdığı en büyük tanıtımlardan biridir kahve. Afiyet olsun. ☕
İyi ki Türk kahvesini bulmuşlar yoksa ne yapardık ya.
o kadar kahve içmişimdir ama Türk kahvesinin verdiği tadı hiçbirinde bulamadım.
Kahvesiz bir hayat düşünemiyorum. Güzel bir yazıydı, teşekkürler 🙂
Türk kahvesine bayılırım özellikle sade içmeye…
Türk kahvesini çok severim . Bir fincanın da kırk yıl hatırı var derler. Çok güzel bir içerik emeğinize sağlık
Kahve kültürümüzün muhteşem bir parçası