içinde ,

İstanbulkart’ın Transfobik Uygulamalarını Konuşuyoruz

Dünyanın her yerinde uzun yıllardan beridir LGBTİQ+ bireylerinin yaşam alanları, temel hak ve özgürlükleri, durmaksızın ister vatandaşlar ister hükümetler tarafından kısıtlanmaktadır. Gay, lezbiyen, interseks ya da trans bireyler cinsel yönelimleri ve cinsel kimlikleri yüzünden, kısaca oldukları kişiler yüzünden toplumun her yerinden dışlanmaktadır. Din ve “Türk-Toplum ve Aile Yapısı” bahane edilerek, LGBTİQ+ bireylere nefret saçılıyor. Hakaretler, işe alınmama, küçük düşürülme ve en sonunda öldürülmeye kadar giden bir kısır döngü içinde yaşamlarını sürmeye çalışan bu bireyler, bunlar yetmezmiş gibi bir de kendilerini sürekli birilerine açıklamak zorunda kalıyorlar. Bu da çok sıkıcı bir durum haliyle.

Bu aralar gündemde ise trans bireyler, üstte belirtilen konular yetmezmiş gibi bir de şimdi İstanbul’da hizmet veren İETT adlı belediye otobüslerinde kullanılan İstanbulkarttan sıkıntı çekmekteler. Birçok belediye otobüsünde ödeme aracı olarak kullanılan kartlar sözde güvenlik amaçlı olarak cinsiyete göre farklı ses ile öğrenci uyarısı vermekte ya da şoförün ekranında yolcunun bilgileri çıkmaktadır. Fakat yasal olarak daha adını ya da cinsiyetini değiştirememiş trans erkek ve trans kadın bireyler İETT otobüs şoförleri tarafından kendi öğrenci kartlarını kullanmamakla suçlanıp, kartlarına el koyulabiliyor bir de üstüne para cezası kesiliyor.

Konuyu fazla uzatmadan önce bu konu hakkında bilgisi olmayan okuyucular için trans erkek ve trans kadın terimlerinin ne olduğunu ve bireylerin nasıl sıkıntılar çektiğinden kısaca bahsedeyim.

Trans bireyler, doğduğu cinsiyet yerine kendilerini karşı cinsiyetten hisseden bireylere deniyor. Bu kişiler cinsiyet uyumlama süreçlerinin olduğu araştırma hastanelerinin psikiyatri bölümüne başvurarak süreçlerinin ilk adımını atarlar. Psikiyatride en az 6 ay süre gözlemlendikten sonra gerekli birimlere ve en son endokrin birimine yollanarak karşı cinsiyetin hormon ilaçlarını almaya başlarlar. Bu sayede hissettikleri ve kendilerini görmek istedikleri bedene sahip olurlar. Fakat bu süreç bedenen ve psikolojik olarak çok uzun ve yıpratıcı bir süreçtir. Bu bireyler kimliklerinde isimlerini ve cinsiyet hanelerini değiştirmeleri için uzun ve zahmetli bir yolda ilerlemek zorundalar. Bu yüzden kullandıkları İstanbulkart’larında haliyle görünüşleri, isim ve cinsiyet hanelerine uymayabilir. Bu da başkasının kartını kullanıyorlarmış gibi bir görüntü oluşturur.

Halbuki bu bireyler gayette kendi öğrenci kartlarını kullanmakta. Ancak, ülkemizde LGBTIQ+ bireylerine yönelik haklarla ilgili çalışmalar yapılmadığı gibi bu konularda bilgilendirmeler de yapılmıyor haliyle. Bu yüzden İETT şoförleri tarafından trans bireyler aşağılanmaya ve küçük düşürülmeye maruz kalıyorlar.

Bunlara ek olarak okul okuyup, kendini geliştiren, elinde mesleği olan trans bireyler de cinsiyet kimlikleri yüzünden işe alınmamakta. Bir otobüse binerken bile sıkıntı çeken bu insanlar, gün içinde aklınıza ve hayalinize gelemeyecek kadar fazla sıkıntılarla yüzyüze geliyorlar. Belediyeler bu konuda şoförlerini bilgilendirmeli ya da trans bireylerin İstanbulkart’larını, atanan cinsiyet ve seçtikleri isimlerle çıkarmalarına müsade etmeliler. Böyle bir değişiklik yapıldığı taktirde belediyelerin kaybedecek hiçbir şeyi olmayacaktır; aksine binlerce trans bireyin hayatını kolaylaştırmış olacaklardır.

Peki bu kadar şeyi neden anlattım?

Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği ya da kısaca Lambdaistanbul, 1993 yılında İstanbul’da kurulan ve 2006 mayısında resmileşen LGBTİ+ dayanışma derneğidir. Kuruldukları yıldan itibaren LGBTİQ+ bireylerinin haklarını savunmak üzerine çalışmalar yapmaktadır.

14 Kasım pazartesi saat 20:00-22:00 arasında bu sorunla ilgili derneğin hazırladığı raporu ve deneyimlerin paylaşılması amacıyla çevrimiçi bir etkinlik düzenlenecek. LGBTİQ+ bireyleri ve destekçilerini ya da bu konuda bilgilenmek isteyen kişileri bu etkinliğe davet ediyorlar. Etkinliğe katılamayacak durumda olanlar da bu konuyu sosyal medyalarından paylaşarak ya da yakın çevrelerine anlatarak insan haklarına bir katkı sunabilirler.

Aşağıdaki tweet’ten konuya ilişkin bilgi ve etkinliğe katılım formuna ulaşabilirsiniz:

Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği on Twitter: “📢 İstanbulkart’ın TRANSFOBİK Uygulamalarını Konuşmaya ÇAĞIRIYORUZ! 🏳️‍⚧️🏳️‍🌈Transların uzun zamandır İstanbulkart kullanımında karşılaştığı ayrımcılıkların farkındayız. İstihdamdan dışlandığı için ekonomik sorunlarla baş başa bırakılan transların bir de sırf trans oldukları için + pic.twitter.com/Vc1g2vSXPz / Twitter”

📢 İstanbulkart’ın TRANSFOBİK Uygulamalarını Konuşmaya ÇAĞIRIYORUZ! 🏳️‍⚧️🏳️‍🌈Transların uzun zamandır İstanbulkart kullanımında karşılaştığı ayrımcılıkların farkındayız. İstihdamdan dışlandığı için ekonomik sorunlarla baş başa bırakılan transların bir de sırf trans oldukları için + pic.twitter.com/Vc1g2vSXPz

Editör: Doruk Adakoğlu – 12.11.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

Doruk Adakoğlu tarafından yazıldı

Ankara Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunu. Serbest çevirmen, yazar ve editör.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

      • Trans olmak hayat tarzı değil, boyunuzun kısa olması gibi elinizde olmayan bir şeydir. Hormonel bir bozuklukta değil. Hormonel bir bozukluk olsa trans bireyler doğdukları cinsiyetin hormonu takviye olarak alıp “düzelebilirlerdi.” Fakat böyle bir durum söz konusu değil. Doğada cinsiyet değiştiren balık türleri varsa bazı insanların da trans olması gayet doğaldır. Son olarak ne trans bireyler ne de eşcinsel bireyler lgbt bireyi olmayan insanlara kendi durumlarını dayatmıyorlar. Aksine lgbt bireylerine normal olmadıkları söylenerek, onlara heteroluk ve natranslık dayatılıyor. Bu şekilde insanlara anormal demeyi doğru bulmuyorum. lgbt bireyleri de herkes gibi insanca yaşamak istiyorlar, hepsi bu.

    Genç Tunç Çağı Batığı: Uluburun Batığı’na Bir Bakış

    Çölyak Hastaları İçin Alternatif Tahıl Kaynakları