içinde

MuhteşemMuhteşem

Dizi Önerisi: “POSE” ve Balo Kültürü

Merhabalar, bugün American Horror Story yapımcılarından Ryan Murphy ve Brad Falchuk’ın muhteşem yapımlarından biri olan “POSE” dizisinin tanıtımını yapmak istedim. 1980 ve 1990’larda New York’ta geçen dizide trans kadınların ve LGBTIQ+ bireylerinin hikayelerini ve toplumdaki yaşam savaşlarını izliyoruz. LGBTIQ+ topluluğunun bir alt kültürü olan “Ballroom” Kültürü (Balo Kültürü)nün etrafında dönen olaylarda başroller Michaela Jaé (MJ) Rodriguez, Dominique Jackson, Billy Porter, Indya Moore, Ryan Jamaal Swain, Charlayne Woodard, Hailie Sahar, Angelica Ross, Angel Bismark Curiel, Dyllón Burnside, Sandra Bernhard, ve Jason A.Rodriguez’den oluşmaktadır. Bu dizinin en sevdiğim özelliği gerçek hayatta trans kadın olan oyunculardan oluşması ve göz alıcı ve eğlendirici VOGUE danslarıdır.

Yazımda ilerlemeden isterseniz Balo Kültürü ve VOGUE dansları hakkında kısa bir bilgilendirme yapayım. Balo Kültürü 1920’lerde New York’ta beyaz erkekler tarafından başlatılmıştır. Bu balo salonlarında belirli kategorilerde anne ve baba rolü alan kişilerin öncülüğünde aileler birbirleriyle çeşit çeşit kıyafetler ve danslarla yarışırlardı. Drag ve LGBTIQ+ kategorilerinin yanı sıra erkeklerin maskülenliğini, kadınların ise feminenliğini sergilediği bir kategori de mevcuttu. Balo Kültürü’ne ait olan insanlara Drag Queen/King denir. Bu terimin anlamı ise kadınların tipik olarak erkek kıyafetlerini giyip onların davranışlarını sergileyerek ya da tam tersi erkeklerin kadın kıyafeti olarak kabul edilen kıyafetleri giyip, makyaj yapıp kadın davranışları sergileyerek kendilerine ait bir alt ego(kişilik) oluşturmasıdır. Balo Kültürü 1920’lerde başladığında sadece beyaz erkeklerin katılmasına izin verilirdi. Ama siyahi insanlar katılacak ise yüzlerini beyazlatmaları koşuluyla katılabilirlerdi. Fakat zamanla bu baskı ve ayrımcılıklardan bıkan siyahiler 1960’larda kendi Balo kültürlerini oluşturmuşlardır. İlk başta katılım ve yarışma kategorileri az olmuştur ama 10 sene sonra 1970’lerde siyahilerin baloları popüler bir hal almıştır. VOGUE dansı ise hızlı ve keskin kol hareketleri, yerde çeşitli ayak hareketlerinden oluşur. Bu dans aslında queer insanların kendilerini diğerlerine anlatma biçimi haline gelmiştir.

Peki neden böyle bir kültür var diye sorarsanız eğer, günümüzde bile birçok nefrete maruz kalan LGBTIQ+ bireyler, tabii ki de 1900’ün başlarında da büyük bir nefrete maruz kalıyorlardı. Ayrıca bu kültürün büyük bir parçası olan ve bu kültürle anılan Afrikan-Amerikan ve Latin Amerika’lı insanlar homofobi ve transfobinin yanında ırkçılığı da maruz kalmıştır. Toplumda ve aileleri içinde kendilerini güvende hissedemediklerinden kendilerine güvenli bir ortamı bu “Balo Salonları” sayesinde oluşturmuşlardır.

POSE dizimiz de bu kültürün parçası olan trans ve gey insanları konu alarak, seyircileri, onların acı tatlı hayatlarına davet eder. Üzücü hayatlarında nasıl hayata tutunmaya çalıştıklarının yanı sıra, yaşadıkları o acıların arasında mutluluk bulabilmelerine ve nasıl böyle bir hayatta güçlü durabildiklerine tanık oluyoruz. Bunların dışında göz alıcı dans performansları, şatafatlı kıyafet ve makyajları da sıkıcı hayatlarımıza bir nebze renk katıyor. Dayanışma, direniş, cinsiyet, cinsel yönelim, ırkçılık ve insan hakları gibi tartışmaları konuları anlatan bu diziyi bu insanları daha iyi anlamak isteyen herkese öneriyorum. Bir gün ayrımcılığın ve nefretin olmadığı bir dünyaya göz açmamız dileğiyle…

Editör: Melike Bay – 04.09.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

Doruk Adakoğlu tarafından yazıldı

Ankara Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunu. Serbest çevirmen, yazar ve editör.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Daha fazla yorum yükle

    Sosyal Medyadan Para Kazanmak Hayal mi, Gerçek mi?

    Sanat ve Sistemin Savaşı: Das Leben Der Anderen (Başkalarının Hayatı)