Ormanda Hayvanları İzleyen Çocuğun, Esir Kamplarından Spor Salonuna Gelen Serüveni… Joseph Pilates Kimdir?

Joseph Pilates
İnsan vücudunun doğal ve sağlıklı hareket edebilme gücü, küçük yaşlarda bile Joseph Pilates’i büyülemiştir. Evelyn Ringold, New York Herald Tribune’de yayımlanan bir makalesinde Pilates’in anatomi kitaplarının başında saatlerini geçirdiğini yazmış ve alıntı yapmıştı ” Vücudun her bir parçasını anlatan bütün sayfaları okur, öğrendiğim her parçayı tek tek hareket ettirdim. Küçükken ormanda saatlerce saklanır, hayvanların hareketini izlerdim”. 86 yaşında ise şöyle demişti. ” Haklı olmalıyım. Tek bir asprin bile içmedim. Hayatımda tek bir gün bile hasta olmadım. Tüm ülke, tüm dünya benim egersizlerimi yaparsa kesinlikle daha mutlu olacaklardır.”

Gençlik Yılları

Joseph, 1880 yılında Almanya’da Düsseldorf’un yakınlarında küçük bir kasaba olan München-Glebach’da doğdu. Babası ödüllü bir jimnastikçi, annesi de doğal tedavi uzmanıydı. Çocukluk yıllarında astım, raşitizm, kronik ateş gibi birçok hastalık geçirmiş ve çok kırılgan olduğu için zaman zaman dalga konusu olmuştur. Fiziksel gücünü ve dayanıklığını artırmak için, çok küçük yaşlarda çalışmaya başlayan Joseph 14 yaşına girdiğinde fiziksel açıdan gelişmesi ile bir dizi resimli anatomi şemasında manken olarak kullanılmıştır.

Joseph Pilates Esir Kamplarında

Joe, 1912 yılında İngiltere’ye gitmiştir. Birinci Dünya Savaşı çıktığında Alman kökenli olması onu İngiltere’de düşman ülkenin vatandaşı konumuna sokmuş, ilk olarak Lancaster sonra da Man Adası’nda göz altı kampına gönderilmiştir. Kamptaki arkadaşlarına güreş, savunma ve fitness eğitimi vermeye başlayarak hapis hayatının da keyfini kaçırmadığını göstermiştir. Çok geçmeden de kamptaki sakatlarla çalışmaya koyulmuştur.

Joe hastalara yardımcı olmak için makara, yay ve kayışlı hastane yataklarını kullandı. Bu uyarlanmış yataklar bugün kullanılan reformerin ilkel hallerini oluşturmaktadır.

Joe, 1918’de dünyayı kasıp kavuran grip salgınında çalıştırdığı insanların hiçbirinin nezle bile olmadığını gururla anlatmıştı. Milyonlarca sağlıklı genç insan, özellikle de hapsedilmiş olanlar, öldürücü salgında hayatlarını kaybetmişlerdi ve bu nedenle Joe kendisiyle övünmekte hiç de haksız sayılmazdı.

Savaştan sonra Almanya’ya geri dönerek Hamburg’a yerleşti, burada fitness ile ilgili egzersizlerini geliştirip yaymaya başladı. Önemli bir dans koreografi ve hareket analisti olan Rudolf Van Laban, Pilates’in vücut geliştirme teknik ve hareketlerini ve kendi işlerine uygulamaya başlamıştır. 1925’te Pilates belli bir üne ulaşmış, Alman hükümeti orduyu yönetmesini istemiş fakat değişen politikanın işini tehlikeye sokacağını düşüne Joe, hayallerini ve yeteneğini de yanına alarak Amerika’ya yola çıkmıştır.

Paylaşmak

Facebook’ta PaylaşTwitter’da paylaşPinterest’te paylaşın

İlk Pilates Stüdyosu

Joseph, Amerika’ya giderken bindiği gemide tanıştığı anaokulu öğretmeni Clara ile evlendi. Kısa bir süre sonra 939 Eighth Avenue’da ilk stüdyolarını açtılar. Stüdyo birkaç dans stüdyosunun bulunduğu binada bulunmaktaydı ve kısa sürede dans camiasında yayılmıştı. Yıllar geçtikçe daha fazla dansçı hem formda kalmak hem de rahatlamak için pilates tekniklerini kullanmaya başlamıştı. Kısa süre sonra New York’taki en zengin ve nüfüzlu insanların uğrak yeri olan fitness merkezi haline geldi.

Pilates İsmi Mahkemelik Oluyor

Pilates bazı kaynaklara göre bir yangın sırasında soluduğu dumandan zehirlenmesiyle 87 yaşında ölmüştür. Clara ise 1977 yılında hayata gözlerini yummuştur.

Joe çalışmalarına yasal bir mirasçı göstermemişti. 1980’lerde Pilates adını marka yapmak için birçok girişiminde bulunuldu, 1996 yılında Pilatesin bir fitness ve vücut geliştirme sistemi olduğunu, bu nedenle de bireysel olarak kimsenin buna sahip olamayacağını savunan karşı davlarla bu girişimler sonuçsuz kaldı. 2000 yılının ekim ayında Manhattan Bölge Mahkemesi Pilatesin yoga ve karate gibi bir egzersiz tekniğini olduğuna ve bu nedenle marka haline getirilemeyeceğine ve bir şahsın tekelinde olamayacağına karar verdi.

Pilates 50 Yıl Sonrasını Görebilmişti

Joseph, yaşam boyunca hakettiği ilgiyi yeterince göremedi, çünkü çok fazla kişiye ulaşamamıştı. Bu müthiş metodun yaratıcısı Joseph zekasını yalnızca tekniğini nasıl geliştirebileceği üzerinde kullandığı için bir avuç insan yetiştirebildi. Yeni eğitmenler yetiştirebileceği bir okula ihtiyacı olduğunu söylemişti 1946 yılında. Pilates’in rüyası bugün gerçekleşmektedir.

Editör: Fatih Düz – 10.07.2022