içinde ,

The Triple Crown’ın Son Basamağı Monaco Grand Prix’i Neden Bu Kadar Popüler?

Yarış pilotlarının kariyerleri boyunca elde edebilecekleri en yüksek rütbe, The Triple Crowndır. The Triple Crown rütbesi için pilotların Le Mans 24, Indy 500 ve Monaco Grand Prix‘sini kazanması gerekmektedir. Bunu şimdiye kadar dünya üzerinde sadece bir pilot yapabilmiştir: Graham Hill. 1966’da Indy 500, 1972’de Le Mans 24 ve 1963’de Monaco Grand Prix’sini kazanmıştır.

Motor yarışlarında dünyanın en büyük rütbesinin ayaklarından ikisinin Fransa ve Amerika’da olması şaşırtıcı değildir. Bu iki ülke dünyanın en büyük otomobil şirketlerine ev sahipliği yapmaktadır. Peki üçüncü ayak neden Monaco? Monaco haritada bile bulunamayacak kadar küçük bir ülkeyken ve bir tane bile otomobil şirketi yokken dünyanın en popüler yarış pisti olabilmeyi nasıl başarabildi?

Monaco, 2 km’lik alana yayılan dünyanın en küçük ikinci ülkesidir. 1297’de Grimaldi ailesi, Monaco yaylası olarak bilinen bu coğrafyayı ele geçirdi ancak yüzyıllar boyunca tam anlamıyla egemenlik kuramamıştır. İspanyollar ve Fransızların eli daima Monaco’nun üzerindeydi. 1861’de Fransızlar Monaco’nun egemenliğini tanımış ve Grimaldi ailesini iktidarda tutmuştur.

Bu dönemde Monaco için ikinci bir tarihi yükseliş gerçekleşmiştir. Gazla çalışan otomobiller icat edildi ve birkaç yıl sonra Mercedes ve Bugatti gibi dev firmalar ürettikleri en hızlı arabaları birbirleriyle yarıştırmaya başlamış,. Monaco ise bu yarışa ev sahipliği yapmıştır. Arabalar geliştikçe yarışların da ekonomileri Avrupa ülkelerinin kayıtsız kalamayacağı derecede büyümüştür. Sırasıyla tüm Avrupa ülkeleri bir bir kendi grand prixlerini yaratmışlardır. Araba yarışlarını başlatan Monaco, 1920’de resmi olarak kendi grand prix’sini kurmasına rağmen diğer Avrupa ülkeleri tarafından reddedilmiştir. Bunun sebebi ise uluslararası kurallara göre bir ülkenin pistini tamamen kendi sınırları içerisinde olması gerekmesidir. Bu diğer ülkeler için çok kolay olmasına rağmen kendi pistini yaratamayacak kadar küçük olan Monaco için durum aynı olmadığı içi ülkeyi tamamıyla bir yarış pistine çevirmeye karar vermişlerdir.Böylece şehrin ara sokaklarında yarışılan dünyanın en acayip pistini yaratmışlardır.

Yapılan en yeni pistler ise Katar’ın 2005 yılında çölün ortasında kurulan ve Türkiye’de 2005 yılında şehrin uzağında kırsal bir arazi üzerindeki F1 pistleridir. Pistlerin kurulacağı yerlerin seçimi aslında tesadüfi değildir. Tüm Avrupa ülkeleri araba yarışlarını şehirlerinin dışındaki pistlerde yaptırmasına rağmen Monaco’da yarış şehir merkezinden başlayıp sokaklardan, bir tünelin içinden ve hatta bir limanın kıyısından geçmektedir.

Yapılan her yeni piste sürücülerin birbirlerini geçebilmeleri için uzun düzlükler oluşturmakla kalmayıp heyecanı daha da yükseltmek için birbirlerini geçebilecekleri köşeler yaratılmaktadır. Monaco pistinde ise neredeyse hiç düzlük yoktur ve virajlar oldukça tehlikelidir. Öyle ki bu virajlarda  öndeki arabayı geçebilmek için yapılan hamleler çoğunlukla kazayla sonuçlanmaktadır.

Kağıt üzerinde gözüken Monaco pisti bu nedenlerle sıkıcı gibi düşünülse de aslında bu doğal engeller sonucunda en hızlı araca sahip olan değil en yetenekli ve en cesur sürücünün kazandığı   yeni bir yarış stili ortaya çıkmaktadır. Bu pist araba yarışlarının en güzel anlarına ek olarak bazen de F1 tarihinin en dramatik anlarına tanıklık etmiştir.

1955’de Alberto Ascari bir virajı alamadığı için arabasıyla birlikte denize uçmuştur.

1970’de Jack Brabham son turun virajında kaza yapmıştır.

Bu pist zorluğuyla ünlü olsa da onu en popüler yapan tek şey bu değildir. Bu zor pisti izleyen izleyiciler de en az pist kadar popülerdir. Dünyanın en zenginlerinin neden Monaco’daki yarışı izlemek için geldiğini anlamanız için Monaco’nun tarihine bakmamız gerekmektedir. 1861’de  Grimaldi halkı, kralı dahi isyan ettirecek ağır vergiler ile yaşamıştır.

Kral ise çareyi Fransa’da bulmuş ve egemenlik haklarında 4 milyon frank karşılığında Fransa’ya satarak iktidarda kalmayı başarabilmiştir. Grimaldi ailesi zekice bir plan kurmuştu para kazanabilmek için zengin Avrupalıların Monaco’ya getirmesi gerektiğini bildiği için Casino de Monte-Carlo adında bir kumarhane inşa etmiştir.

O zamanlarda Avrupa’nın hiçbir ülkesinde kumarhane bulunmadığı için kumarhaneyi Fransa’ya bağlayan bir demir yolu yaptırmıştır. Avrupa’da vergi oranları yükseldikçe Monaco vergi oranını sıfırda tutmaya devam etmiş ve kendisini bir vergi cenneti haline getirmeyi başarmıştır. Monaco böylece Avrupa’nın en zenginlerini kendisine çekmeyi başarabilmiştir. 5 yıldızlı oteller, görkemli tiyatrolar ve çok daha fazlasını içinde barındıran lüks bir hayat inşa etmiştir.

Çok geçmeden büyük bir liman yapılmaya başlanmış ve en zenginler en lüks yatları bu limana demirlemeye başlamışlardır. Monaco’nun nüfusu bugün sadece 40.000 kişidir ve bu nüfusun üçte biri milyoner geri kalanlar ise Monaco’nun lüksünü tercih eden zenginlerden oluşmaktadır.

Monaco yarışını yapıldığı günler Monaco’nun zengin ve ünlülere yarışı limandan yattığının içinden izlediği Monaco grand prix’si artık sadece bir yarış değil kendini gösterme yeri haline gelmiştir.

Brezilyalı pilot Nelson Piquet pistin zorluğunu Manaco yarışı yatak odasında bisiklet sürmeye benzediğini dile getirmiştir.

Uzmanlar bu pistin eğer 2021 yılında tasarlanmış olsaydı bu dar açılarla muhtemelen F1 güvenlik testini geçemeyeceğine dile getirmiş olsa da Monaco pisti inşa edildiği dönemde araçlar en fazla 80 km hızla gidebildiğinin altını çizmiştir. 2016 yılında Sergio Perez 370 km hıza ulaşmıştır. Eskiden de Monaco’nun dar sokaklarında sollamak zor olmasına rağmen bu şimdi neredeyse imkansızdır. Son 16 yarışın 12’sini en önde başlayan pilot kazanmıştır. Dünyanın en zenginleri önünde yapılan bu yarışı bazı kişilerce sıkıcı bulunsa da Monaco grand prix’si dünyanın en popüler yarışı olmaya devam etmektedir.

Rapor Et

Katılımcı

Kadir Korkmaz tarafından yazıldı

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Muharrem İnce ve Z Kuşağı Arasındaki İlişki Sadece Bir Akımdan Mı İbaret?

    AI Sohbet Botları Wikipedia Yazarlarının Yerini Alabilir Mi?