İnsanlar, hayatlarını yaşama, gelişme, büyüme ve üreme olmak üzere dört temel ihtiyaç üzerine inşa ederler. İnsanlığın gelişimi öncelikle “hayatta kalma” stratejisi dikkate alınarak kurgulanmıştır. Hem doğanın olanaklarını hem de kendi araç-gereçlerini temin etmek için kendi olanaklarının yetersizliğini fark ettiklerinde bu eksikliklerini gidermeye çalıştılar. Bunun temel yolu da ailedeki üyelerin sayısını arttırmaktı. İnsanlar çoğaldıkça Dünya üzerine dağılım arttı. Daha sonra da Kristof Colomb gibi kaşifler Amerika’yı keşfetti. Yavaş yavaş kıtalar, bölgeler ve şehirlerle ilgili bilgilenme, araştırma ve öğrenme yolları arandı. Ancak en önemli şeyin ise “insan yönetimi” olduğunun farkına vardılar. Çünkü insan kendi iradesi ile kararlar alabilen, bedensel ve zihinsel gücünü kullanabilmesi yönüyle diğer hayvan ve bitki gibi diğer canlılardan farklı özelliklere sahipti. İnsan nüfusu arttıkça aynı düşünceyi paylaşan ya da farklı düşüncelerde olan insanlar için anlaşma zemininin sağlanması gerekiyordu. Bunun çözümünü de geçmişten günümüze en popüler dört yönetim biçimini olan monarşi, oligarşi, teokrasi ve demokrasiyi ortaya atmakta buldular. Peki bu yönetim biçimlerinin özellikleri nelerdir, gelin beraber inceleyelim.
1) Monarşi Özellikleri
Adını “mono” kökünden alan, tek kişinin devleti ve milleti yönettiği yönetim sistemidir. “Babadan oğula” geçen bir taht sistemi vardır. Monarşi denildiğinde ilk akla gelen mutlak monarşidir. Mutlak monarşide otorite bir kralın ya da imparatorun elindedir. Yasama ve yürütme gücünün bir kişide toplandığı devlet düzeni anlamına gelir. Saltanatın başka bir adı olan monarşik yönetimde seçim dışı yöntemler kullanılır. Monarşinin diğer yönetim biçimlerinden ayrıldığı en önemli nokta monarşik yapıdaki hükümdarın yetkiyi ömür boyu elinde bulundurmasıdır. “Tek Adamlılık” denilebilecek bu sistemde hükümdar hukuktan sağlığa, tarımdan teknolojiye kadar tüm alanlarda söz sahibi olan tek kişidir. Ayrıca Monarşi kendi içinde de birtakım kollara ayrılmaktadır. Günümüzde birçok ülkede bu yönetim biçimi devam etmektedir. Monarşi ile yönetilen ülkelerden bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Avustralya: Anayasal monarşi
- Katar: Mutlak Monarşi
- İspanya: Meşruti Monarşi
- İsveç: Meşruti Monarşi
- Japonya: Meşruti Monarşi
- Danimarka: Meşruti Monarşi
- Norveç: Meşruti Monarşi
- İngiltere: Meşruti Monarşi
- Malezya: Federal Meşruti Monarşi
- Nepal: Meşruti Monarşi
- Yeni Gine: Meşruti Monarşi
- Suudi Arabistan: Mutlak Monarşi
- Tayland: Meşruti Monarşi
- Umman: Meşruti Monarşi
- Ürdün: Parlementer Monarşi
- Vatikan: Seçime Dayalı Mutlak Monarşi
- Yeni Zelanda: Meşruti Monarşi
2) Oligarşi Özellikleri
Oligarşi yönetimleri ilk defa M.Ö. 4. yüzyılda Atina tarafından kabul edilmiştir. Belirli bir grubun, zümrenin kararları doğrusunda yönetilen diğer bir yönetim biçimidir. Bu yönetimde küçük bir grubun yönetimi ele almasını ifade eder. Oligarşi dilimize Fransızcadan geçmiştir. ”Oligo” Yunancada az demekken, ”arkhein” ise yönetmek anlamına gelmektedir. Günümüzdeki meclise benzetilebilecek bu sistemde son karar grup üyelerinin oyu göz önüne alınarak kararlaştırılır. Geçmişte Roma ve Yunanistan Oligarşi ile yönetilen devletler arasındaydı. Günümüzde kullanılmaya devam eden ülkeler ise aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Suudi Arabistan
- Suriye
- Küba
- Cezayir
- Irak
- İran
3) Teokrasi Özellikleri
Teoloji isminin kökünden gelen bu sistem, Tanrı’nın kuralları dikkate alınarak karar verilen yönetim biçimidir.Teokrasi, Yunancada yer alan “theokratia” kelimesinden türemiştir. Bu kelime Yunancada ”tanrı düzeni” manasına gelmektedir. Merkezinde dini ölçüleri barındırır. Dinin emrettiği kurallar üzerine kurulur. İslamiyet’te helal-haram, Hristiyanlık’ta haç çıkarma, vaftiz gibi başlıca kavramlar bu yönetim biçiminde büyük rol oynar. Bu yönetim siyasal düzeni sağlayan unsur Tanrı ‘nın emir ve yasaklarıdır. Yönetim biçimi ve düzeni toplumun her katmanında bu “tanrı bilinci” üzerinden oluşturulur. Bu yönetim biçiminin kullanıldığı başlıca ülkeler şunlardır:
- Vatikan
- İsrail
- İran
- Afganistan
- Moritanya
- Pakistan
- Suudi Arabistan
- Endonezya
4) Demokrasi Özellikleri
Demokrasi “halk yönetimi” anlamına gelmektedir. Seçimde halkın oylarıyla görev başına gelen temsilcileri ifade eder. Yönetim belirli sürelerle farklı kişiler tarafından değiştirilerek devam eder. Son sözü söyleme hakkı halka aittir. “Eşitlik” ilkesini savunur. Demokrasi, toplumu oluşturan tüm bireylerin, devlet politikasını şekillendirmede ve yönetimde söz sahibi olduğu temeline dayanır. Yunanca ”dimokratia” kelimesi, halk zümresi anlamına gelen ”dimos” ve iktidar anlamına gelen ”kratos” kelimelerinin birleşimi ile oluşmuştur. Halkın oylarıyla seçilen iktidar belirli dönem için koltukta kalır. Demokrasinin kendi içinde beş farklı biçimi bulunmaktadır. Bunlar;
- Klasik demokrasi,
- Koruyucu demokrasi,
- Kalkınmacı demokrasi,
- Liberal demokrasi,
- Sosyal demokrasi’dir.
Geçmişten günümüze en çok kullanılan yönetim biçimleri yukarıdaki gibidir. Yönetim biçimlerinin sadece insanlar üzerinden okumak da mümkün değildir. Her tarihi çağ, kendi yönetim biçimini ilgi, gereksinim, güç ve oy çokluğu gibi belirleyici unsurlar dikkate alınarak kurgulamıştır.
Yönetim biçimini etkileyen sadece tarih, ekonomi, coğrafya ve siyaset değildir. Yönetim biçimleri tüm unsurların olumlu ve olumsuz katkılarıyla oluşmaktadır. Günümüzde de her ne kadar evrensel barış sağlamak amacıyla hükümetler, devletler ve devlet adamları yönetim biçimlerini sürdürmeye devam etseler de maalesef hiçbir yönetim biçimi bunun için yeterli olmamaktadır. Çünkü günümüzde yönetim biçimi sistemleri dezenformasyona uğratılmakta, bu yüzden de devlet yönetimleri kargaşa ve kaosla sürdürülmektedir.
Editör: Nur Bersun Aynur – 23.10.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
düzgünce uygulanan demokrasi yönetimi bulmak ne kadar zor yaa
En doğru yönetim biçimi demokrasi bana göre . Tabiki demokrasinin uygulanması biraz zor, ilk önce adalet olmalı.
Yönetim biçimlerini sadece insanlar üzerinden okumamak kısmına katılıyorum. Ayrica demokrasinin olduğu yerde eşitlik olmalı. Buna özen gösterilmeli.