İnsanlar çoğu zaman duygularını kontrol edemezler. Her an yaptıklarımızın farkında olarak yaşamamız çok yorucu olurdu. Bazen farkında olmadan aslında haklı olduğumuz durumlarda haksız çıkabiliyoruz ve bunun sebebini anlayamıyoruz. Hele ki etrafta bu olaya şahit olanlar varsa ve biz haklı olmamıza rağmen karşı tarafın yanında oluyorlarsa sinir katsayımız ikiye katlanıyor.
Peki bu durumdan nasıl kurtulabilirsin? Öncelikle eleştiriye uğradığın zaman derin bir nefes almalısın ve karşı tarafın sözünü bitirmesine müsaade etmelisin.Bilmelisin ki Aytmatov’un söylediği gibi, gereksiz eleştiri sadece gizli hayranlıktır.
Eleştiriler karşısında hemen kızgınlık duygusuyla savunmaya geçerseniz o ortamda herkes yapılan eleştirinin arkasında bir gerçeklik yattığını ve sizin bu gerçekliği saklamaya çalıştığınızı düşünür. Çünkü yöneltilen eleştiriye aşırı duygu yüklediniz. Yapılan eleştirinin mahiyeti verdiğiniz aşırı tepki ile daha da büyümüş oldu. İnsanlar sizin, o eleştirinin gerçekliğini saklamaya çalıştığınızı düşünür çünkü bu eleştiri gerçek olmasa neden o kadar yüzünüz kızardı ve sesiniz yükselmeye başladı ki?
İnsanların davranış ve sözlerinin, sizin kimyanızı değiştirmesine izin vermemelisiniz. Yalnızca onların ağzından çıkan bir söz sizi altüst ediyorsa sizi istedikleri duruma düşürebilirler, haklı olmanız bir şey ifade etmez.
Yapılan suçlamalara, içinizdeki ses ”acaba söylediklerinde haklılık payı var mı?” endişesiyle eşlik ederse yenilginiz kesinleşmiş olur. Öncelikle kendi potansiyelimizi doğru tanımlamamız gerekiyor. Kendimizden emin olursak etrafımızdaki kötü niyetli kişilerin etkisi altında kalmamış oluruz. Çünkü biz kim olduğumuzu bildiğimiz zaman dışarıdan bize yöneltilen fakat kişiliğimizde var olmayan tanımlamaları ciddiye almamaya başlarız.
Kişileri sabırla dinleyip hemen münakaşa ortamı yaratmamaya da dikkat etmeliyiz. Karşımızdaki insanlar söylemlerinde haklı da olabilir. Ayrıca bizi yanlış anlamış olma ihtimalleri de var. O sebeple bize her yöneltilen söz karşısında münakaşaya girmeyip öncelikle anlamaya çalışmalıyız.
Bize yöneltilen söylemleri anlayıp sakinlikle cevap verdiğimizde hem kendimizi daha doğru ifade etmiş oluruz hem de karşı tarafın anlamak istediği noktaya ihtiyacı olan cevabı vermiş oluruz.
Özetle hemen savunmaya geçmemek haksız duruma düşmememiz için en önemli olgudur.
Editör: Oğuz Yılmaz – 18.07.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Kesinlikle önemli bir durum. Ne anlattığımız değil ne kadar anlaşıldığımız önemli.
Konuşurken hemen savunmaya geçmemek. Güzel içerik olmuş. Elinize sağlık.
Konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes almak gerekiyor kesinlikle.
Sürekli olarak ara vermeden hararetli konuşmak karşı tarafa toymuşuz gibi bir izlenim veriyor.