Aşkı arayan aşıkların filmi: God is Close
“Başka bir leyla’yı arıyorum… kimsenin benden alıp götüremeyeceği…”
Film, naif aşkların ve romantik dizelerin memleketi İran’da geçiyor. Sağanak yağmurların insan hayatında damlayabileceği noktaların sınırsızlığını vaat eden hava koşulları altında yaşanan hikaye, hem gözümüzün önünde, elimiz mesafesinde, hem de aradıkça kaybolan, safiyetini yitiren cinsten.
Filmin başrolü Rıza, küçük köylerinin çarşısında motor kuryeliği yapmaktadır. Rıza, Köy halkı tarafından “deli” ve “kız verilmez” olarak nitelendirilir. İnsanları istedikleri yere motorla götüren Rıza için motor sürmenin manevi anlamı çok yüksektir. Çünkü ona kaybettiği kardeşi Yunus’tan kalan bir yadigar gibidir ve Yunus’a karşı olan bağlılığını motora olan sevgisi yansıtır. Annesi ile beraber sakin, tekdüze bir hayat yaşayan Rıza için hayatın tek heyecanlı anları motor sürdüğü anlardır çünkü Rıza canını tehlike altına atmak pahasına hız yapmayı çok sever. Ancak insanlara ve özellikle çocuklara karşı her zaman çok merhametlidir ve onlara iyilik etmekten çekinmez.
Rıza’nın hayatı bir gün köy okulunda çalışmak için gelen öğretmeni görmesiyle tamamen değişir. Pazara kadınların daha rahat binmesi için beline bağlayabileceği bir domates kasası almaya giden Rıza, arabadan inen öğretmene aşık olur ve her gün gidip gelerek öğretmenin okula ulaşması için kuryelik yapmaya başlar. Biz de bu yolculuklarda Rıza’nın aşkının ilk boyutuna tanık oluruz. Rıza, sevdiği kadın için karşılık beklemeksizin her şeyi yapabilecek bir adama dönüşmeye başlar. Kadının motordayken düşen ayakkabısını asabi, soğuk bir akarsuda kovalar, ondan aldığı parayı ve tokayı adeta kutsallaştırır, hayatı kadının ağzından duyduğu iki kelime olmuştur ve sadece bunları sayıklar. Bu hareketlerde Rıza’nın beşeri bir varlığa yüklediği ilahi sembolleri ve bunların çakışmaya mahkum iki ayrı kol olduğunu görürüz. Rıza için Öğretmen Hanım’ın ağzından çıkan her söz ayet, evinin mavi kapısı ise kıble niteliğini taşır. Tüm bu hisler Rıza için çok fazladır ve akıl sağlığı da yerinde olmayan Rıza, öğretmenin başka bir adamla evlenmesinin ardından mavholur, günden güne erimeye başlar. Tanınmayacak bir hale bürünür. Ve tam bu zamanlarda sokak sokak “Leyla”yı aramaya başlar. Filmde “Leyla” bir metafordur ve aslında insanların gerçek aşk kavramlarının ne olduğuna dair bir sorgulama ister. Rıza ruhunun ihtiyaç duyduğu sevgi, aidiyet, huzur kavramlarını bahane ettiği öğretmene ithaf etmiştir ancak öğretmenin beşeriyetinde Rıza’nın hislerinin bir karşılığı yoktur. Yani öğretmen Rıza’yı sevse bile Rıza’nın çektiği “sevgili hasreti” çok başkadır.
Öğretmenin evliliği tüm bunların patlama noktası olur ve Rıza kendini kaybederken aslında milim milim aradığı bir döneme girer. Filmin bu bölümünde Rıza’nın kendiyle olan ilahi münakaşasına tanık oluruz. Rıza, Leylayı ararken, aslında onun aranacak değil de “görülecek” bir şey olduğunu fark eder. Çünkü huzur, aidiyet, aşk… Bunlar bizim beşeri hiçbir varlıkta, insanda, tokada, parada bulabileceğimiz hisler değildir. İnsan ancak kendi içine ve varlığına dönebilirse, kendi ilahi huzurunu yakalayabilirse bu kavramlara olan bağlılığı ve hayatındaki diğer kişiler arasındaki bağlantı o kadar gerçek olur. İnsan kendine sadaka verdiği müddetçe başka insanlardan dilenmeyi bırakır. Muhtaciyet kilitli bir kapı ise insan ancak kendi çilingiri olabilir.
Rıza kendi dönüşümünü yaşadıkça tüm bunları fark eder ve aşkın ikinci boyutuna geçer. Dert nasıl kendindeyse, şifayı da içinde bulur. Artık beşerden bir bakış dilenen Rıza değildir, belki daha iyi de değildir ama kesinlikle onu değişmiş bir Rıza olarak görürüz. Hayat ise o kendine döndükçe düğümleri bir bir çözer, aşkı ve aşkının bahanesi öğretmeni karşı karşıya getirir. Rıza bu anda da öğretmenin gitmesine izin vererek aşk anlayışının dönüşümünü izleyiciye göstermiştir. Artık Rıza için öğretmen manevi anlamını yitirmiştir çünkü Rıza o maneviyatı kendinde bulmuştur. Ancak filmin sonunda maneviyatını tamamlayan her insan gibi hayat ona mutluluk sunar, öğretmenle aralarındaki “domates kasası” olmadan beraber motorsiklete binip yolculuğa çıkarlar. Bu bir kavuşmadır.
Editör: Fatih Düz – 29.06.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
sanırım izlemeye değer
İzlenecekler listeme ekledim ❤👏
Güzel bir filme benziyor