içinde

HavalıHavalı İnanılmazİnanılmaz

İngiliz Edebiyatının Babası: Geoffrey Chaucer Kimdir?

İngiliz dilinin ve edebiyatının babası olarak anılan ve bugün hala başta Fen-Edebiyat fakülteleri bünyesindeki İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünün okuma listelerinin vazgeçilmezlerinden olan The Canterburry Tales (Canterburry Masalları) yazarı Chaucer’in ölüm yıl dönümü. 1400 yılında aramızdan ayrılmış olmasına rağmen tartışmasız bir şekilde edebiyat tarihinin önemli isimlerinden olan Geoffrey Chaucer kimdir gelin beraber bakalım.

Başarılı bir üzüm yetiştiricisi ve şarap tüccarı olan John Chaucer ve Agnes Copton’ın oğlu olarak 1340 ile 1345 yılları arasında Londra’da dünyaya gözlerini açtığı tahmin edilen Geoffrey Chaucer’in çocukluğu hakkında ne yazık ki hiçbir bilgiye ulaşılamamıştır. Hayatıyla ilgili bilgilerin çoğu babasının mesleğini icra ederken edindiği geniş çevresi sayesinde girdiği saray ve diğer resmi yerlerdeki görevleri, maaşı, yardımseverliği ile yaptığı bağışların miktarından ve verdiği edebi eserlerden ibarettir.

Eğitim hayatı ile ilgili kesin bir bilgi olmamakla beraber Fransızca, Latince ve İtalyanca dillerinde okur yazarlığı olduğu, o kültürlerden ve kültürlerin yapı taşı sayılabilecek olan yazarlardan etkilendiğini eserlerinden kolayca anlayabiliriz.

1357 yılının nisan ayında başladığı Ulster kontesi Elizabeth’in uşaklık görevini üstlenmiş ve onun sayesinde İngiliz mahkemesinde hayatı boyunca görev başında kalmıştır. Bu görevine ek olarak sarayda diplomatlık ve memurluk yapan Chaucer, bu görevlerinin bir parçası olarak Avrupa’da birçok yere seyahat etme imkanı bulmuş ve her sınıftan insanla tanışmıştır. Hayatının bir kısmında ise hurda metal toplayıcılığı yapmıştır.

Aslen Fransız olan kontes Elizabeth sayesinde Fransız kültürü ile haşır neşir hale gelerek Guillaume de Machaut ve Eustache Deschamps gibi sanatçılardan etkilenerek eser vermiştir. The Book of the Duchess (Düşes Kitabı) ve The Parliament of Birds (Kuşlar Parlementosu) eserlerini inceleyecek olursak ağır bir Fransız kültürü yansıması olduğunu görmek için bu konuda uzman olmanıza gerek yoktur.

1359 yılındaki Yüzyıl Savaşı’nda Fransa’nın işgali için kurulan İngiliz ordusuna katılmış ancak Fransızlar tarafından alıkoyulmuş ve III. Edward tarafından ödenen fidye ile 1360 yılında Fransızların elinden kurtarılmıştır. Zamana ait kraliyet ve saray giderlerinin kayıt altında tutulduğu kaynaklara göre 1367’de şövalye adayı olarak başvurduğu sarayda bir memuriyet işine atandığını söyleyebiliriz.

1366 yılında III. Edward’ın eşinin nedimesi olan Philipa de Roe ile hayatını birleştiren Chaucer, yukarıda da bahsetmiş olduğum memuriyet görevi ile 1372 ve 1378 yıllarında yaptığı İtalya seyahatlerinde Dante, Boccaccio ve Petrarch’ı keşfetmiş ve onlar sayesinde kendi edebi tarzını oluşturmuştur.

Chaucer aynı zamanda, eserlerinde her sınıftan karakteri kendi kültür ve bakış açılarını iyi bir şekilde yansıtma konusunda oldukça başarılı yazarlar arasında yer almaktadır. Eserlerinde yalnızca bir sınıfa odaklanıp, onların sesi olmak yerine her sınıftan karakterler yazıp hepsinin düşüncelerini ve fikirlerini objektif bir şekilde kaleme almayı başararak okuyucularını gerçek karakterlerle buluşturmayı başaran kendine has bir tarz ile eserler vermiştir. Bunun en güzel örneklerinden biri de Dünya ve İngiliz edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan The Canterburry Tales (Canterburry Masalları)’ dır.

 

Editör: Doruk Adakoğlu – 26.02.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Steam Oyun Ücretlerine Zam Geldi, İşte Detaylar!

    Kan, Ter, Göz Yaşı ve Ateş: House Of The Dragon (Ejderha Evi) 2. Sezonda Neler Olacak?