içinde

MuhteşemMuhteşem

Yeni Bir Dönemin Başlangıcı: Lale Devri

Lale devrini hepimiz biliriz. Ama iyi anlatımla, ama kötü anlatımla. Kimileri zevk sefa sürmüş o zamanda herkes der. Kimisi yeni bor dönemin başlangıcı der.

Ben yeni ve güzel bir dönemin Osmanlı kültür ve medeniyetinde, insanlık için en muhteşem dönem olarak anlatacağım sizlere. Zaten aslında aksi mümkün değil. Zira değişime uğrayan her şey bana göre güzelliğin başlangıcıdır. İyi günlerin yolunu aydınlatan bir ışık gibi. Her ne kadar Lale devrinden sonra çok çalkantılı bir dönemden geçmiş olsak da, bugün savaşın olmadığı, herkesin özgür yaşadığı ve kültürünü her yerde rahatlıkla yaşayabildiği bir dönemdeyiz.

Lafı fazla uzatmadan, bu dönemde hayatımıza girdiğine en çok sevdiğim şey matbaacılık. Evet. Neden mi? Çünkü kitap okumayı çok seven biri olarak, kitap basımı, dağıtımı, değerinin özenildiği ve Osmanlıdan bizlere kadar yayılmasını çok önemli buluyorum. Kütüphanelerimiz daha da zenginleşti. Hatta sadece yazı olarak değil, yalnızca kitap basımı çoğaltılmakla kalınmamış, resimlendirilmiş. Tabi ki lale resimleri, bitkisi kadar da revaçta o zamanlar. Mezar taşlarından lale resimleri görmek çok kolay. Topkapı sarayının önündeki Sultan Ahmet çeşmesinde, Üsküdar meydanında, Dolmabahçe sarayının önündeki Emin Ağa çeşmesinde, kısacası her yerde lale motifleri hatlar görmek mümkün.

Lale yazıldığı zamanda Allah’ın ismi ile benzerlik gösterirmiş. Bu yüzden hat sanatında önemli yere sahip olmuş. Lale yetiştiriciliği de bir o kadar önemli o dönemde. Kasımpaşalı Ahmet gibi birçok Ahmet isimli şahıslar, önemli devlet adamları ya da ulemadan insanlar lale yetiştirmeye özen göstermiş. Ve severek yetiştirmişler. Laleye belki de o zamana kadar hiç kimse bu kadar değer vermemiş olabilir. Kim bilir?

Resim sanatlarında yer alan lale demiştik. Evet. Ama bu lalenin dışında ise resimlerde bir canlılık mevcut. Hat sanatında gelişmeler harika. Zaten Osmanlı padişahları sanata değer veren kimselerdi. Ama bu lale devri sevilen sanatların daha gelişmiş olduğu dönem. En meşhur ressamlardan biri de Rugani Ahmet Çelebi imiş.

Resimlerden ve kitaplardan alınarak sergiler düzenleniyor. Bir dönemi düşünün ki resim, musiki çiçekçilik, matbaa, hepsi bir arada toplanmış. Barok usulü yaşam zamanla yerleşmeye başlamış hayatımıza.

Edebiyatta da etkisi görülmüş tabi ki. Mesela şeyh Galip. Kitaplarını okumaktan büyük zevk duyarım.

“Her renge bürün de renk verme” der.

Galata Mevlevihanesi Şeyhi, bu edebiyatımızın gözdesi şeyh, Galip mekanında huzur içinde dinleniyor. Bizlere Lale devrini anlatan kitaplar da var. Kıymetli yazarlarımız güzel bir üslupla, roman tarzı ile bizlere güzel eserler sunmayı ihmal etmemişler.

Ama bir cemiyet, bir toplum ve kültür değişirken güzellikleri olduğu kadar iyi olmayan çalışmalar da mevcut. Topkapı sarayında duvardaki resimlere baktığımızda kimisinin pek bir anlam ifade etmediğini düşünebiliriz. Ya da bizler sanatı anlamamız için biraz daha kendimizi geliştirmemiz lazım.

Meslek hayatlarında veterinerlik hizmete girmiş. Mühendislik, Tıp gibi meslekler daha da önem kazanmış ve orduya da girmiş. Askeri düzenin, disiplinin, daha da düzenli olmasına gayret edilmiş.

Mimar Sinan’dan sonra Lale devrinin mimarları güzel binalar inşa etmişler. Yerel halkın konakları, şehrin belirli yerlerinde çeşmeler, saraylar, kasırlar da gün yüzüne çıkmış. 18. Asırdan daha güzel bir dönemde güzel konaklar bulmak mümkün değilmiş.

Dilimiz Türkçe daha güzel bir hal almaya başlamış. İnsanlar düzgün bir üslupla konuşmayı tercih etmiş. Tabii ki dil üzerine söylenecek sözler çok. Büyüklerimiz, dedelerimiz sadece Türkçe konuşmakla kalmamış ayrıca Arapça, Farsça, Fransızca gibi zengin dilleri de bilirlermiş. Ve eğer o zamanlarda eğer yaşasaydım kim bilir daha neler yazardım buraya.

Eskiye dönmek gibi bir imkanımız olsaydı. Lale devrini görüp laleleri koklamayı çok isterdim.

Editör: Astropower – 27.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Yazar

Nisanur Oyan tarafından yazıldı

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Her Şeye Değer Mi? | The Football Factory (2004)

    Ankara’da Zafer Bayramı’nı Kutlayabileceğiniz Etkinlikler!