içinde

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı

H.P Lovecraft ve Lovecraftian Korku

Howard Phillips Lovecraft 20 Ağustos 1890 yılında Providence, Rhode Island’da doğmuştur. Hayatının büyük çoğunluğu New England, ABD’de geçmiştir. Üzücü ve acı dolu bir yaşam süreceğinden habersiz olan Lovecraft, kendi doğumundan birkaç sene sonra babası akut psikotik (gerçeklikle ve dış dünyadan kopma) yaşar ve daha sonra Lovecraft daha sadece 8 yaşındayken frengiden ölür. Bir süre büyükbabasının serveti ile geçinen H.P Lovecraft, büyükbabasının da ölümünden sonra annesi ile yaşamaya başlar. Annesi oğluna sürekli yabancıların tehlikeli olduğunu ve Lovecraft’ın diğer herkesten üstün ve daha iyi olduğunu söylemesinden dolayı, Lovecraft zamanla zenofobik düşünceler kazanır.

Yazıma devam etmeden önce size hemen kısaca zenefobinin ne demek olduğunu açıklayayım. Zenofobi, yabancı korkusu-nefreti anlamında olup, Yunanca ξένος (xenos, yabancı) ve φόβος (phobos, korku) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur (“Zenefobi”). İlerleyen yıllarda annesi, Sara Lovecraft’ın zihinsel ve bedensel sağlığı kötülereşek sinir krizi geçirir ve eşi gibi Butler Hastanesi’ne yatırılır. Yatırıldıktan 2 sene sonra orada ölür. Doğumdan itibaren kötü bir hayat geçiren Lovecraft, doğru düzgün okula gidememiştir ve eğitimine evde devam etmiştir. Gençliğinde Hope Lisesi’ne gitmiştir ama sinir krizi geçirdiği için diplomasını alamadan okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Düzgün bir örgün eğitim alamamasına rağmen Lovecraft, Edgar Allan Poe’nun (19 Ocak 1809 – 7 Ekim 1849) eserlerine ve özellikle de astronomiye ilgisi olmuştur. Astronomi hakkında yüzlerce kitap okuyup, çalışarak kendisini bu konuda geliştirmiştir ama dogmatik düşüncelerini değiştirmek için bir çaba harcamamıştır. Kendi bildiğini okuyan Lovecraft ölümünden sonra eleştirmenler ve edebiyatçılar tarafından ırkçı ve zenefobik olarak anılmış ve hala da öyle anılmaya devam etmektedir.

Ancak, tüm bunlara rağmen Lovecraft, edebiyata yeni bir alt-tarz kazandırmıştır. Kötü sıfatlar harici kendisi ayrıca “kozmik korku” ya da soyadından aldığı “Lovecraftian korku”nun yaratıcısı olarak da anılır. Scientific American’a göre Lovecraftian korku:

“Lovecraft bugün, çoğunlukla doğaüstü varlıklar tarafından karakterize edilen klasik gotik korku hikayelerinin unsurlarını modern bilimkurgu unsurlarıyla karıştıran ilk yazarlardan biri olarak kabul edilir, bunlar bildiğimiz koşullardan tamamen farklı koşullar altında evrimleşmiş yaratıklar olsalar bile, kahramanlar için doğal düşmanlardan kaynaklanan tehditlerdi. Bilimde meraklı öz öğrenimli birisiydi ve o zamanlarda yapılmış birçok jeolojik gözlemi hikayesinde barındırmış, hatta defalarca Richard Evelyn Byrd liderliğindeki 1928-30 keşif gezisinin jeolojik sonuçlarını alıntılamıştır.”

Halk arasında karabasan olarak adlandırılan gece terörleri, Lovecraft’ın yaşamı boyunca acı çektiği bir bela haline gelmiştir ve hikayelerinde bu gece terörlerinde gördüğü “Night-gaunts” (balinamsı pürüzsüz bedeni olan uzun ince vücutlu, yarasa kanatlı ve yüzü yerine büyük bir boşluk olan Lovecraft canavarı) gibi bilinmeyen canavarlar hikeyelerinde vücut bulmuştur. Lovecraft’ın en bilinen eseri ise “Cthulhu Mitleri” adı altında toplanan birbirine bağlı kısa hikayeleri olmuştur. Bu hikayalerin baş düşmanları Dagon, Cthulhu, Yog-Sothoth, Nyarlathotep ve Azathoth gibi genellikle ağzının olduğu yerde ahtopot kolları, balık pullu vücütlar, solungaçlar, vücudundan yapış yapış sıvılar akan ya da insanda değişik hastalıklar ya da başka canavarların ve insanların sevişmesinden doğan yarı insan yarı balığımsı varlıklardan oluşmaktadır. Genellikle hikayelerini kısaca özetlemek gerekirse, olaylar bu Cthulhu Mitleri’nin paylaştığı dünyanın elementlerinden olan Miskatonic Üniversitesi ve bu üniversitede bulunan “Necronomicon” adlı şeytani kitaptan doğar. Ya baş kahramanımız Miskatonic Üniversitesi’nde araştırma yapmakta olan bir profesör olup araştırma gezisi sırasında karşısına yukarıda belirtilen canavarlardan bir tanesi çıkar ya da başka bir baş kahramanımız, yolculuğunda “Necronomicon” adlı kitap ile karşılaşır ve başına bin bir türlü bilinmedik bela gelir. Astronomik ögeler fazlasıyla bulunduğu için bu korku hikayelerine “kozmik korku” da denilmektedir.

Her ne kadar ırkçı ve zenefobik bir yazar olsa da edebiyata önemli bir katkıda bulunan H.P Lovecraft, korku severler ya da korku hikayeleri okumak isteyen arkadaşlar için güzel bir başlangıç olabilir. Yine de tarzı herkese hitap etmese de korku ile ilgilenenler için, bana göre Lovecraftian korkuyu ziyaret etmeden edebiyat hayatlarına devam etmemeleri bir eksiklik olabilir.

Editör: Astropower – 27.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

Doruk Adakoğlu tarafından yazıldı

Ankara Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunu. Serbest çevirmen, yazar ve editör.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Felci Tersine Çevirmek, Omurilik Yaralanmalarından Sonra Dokuyu Onarmak İçin ‘Dans Eden Moleküller’ Kullanılıyor

    Ekrem Güneş Kimdir? Ekrem Güneş ile Tanışın!