içinde

MuhteşemMuhteşem

Bir Charlotte Bronte Eseri, Zamanının Aykırı Kadını: Jane Eyre

Bugünkü yazımda Charlotte Bronte’nin keyifle okuduğum eseri Jane Eyre hakkındaki görüşlerimi paylaşacağım.

Öncelikle eserin yazarı hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.

Charlotte Bronte, 1816 doğumlu İngiliz bir yazardır. İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasına yerleşmiş eserleriyle tanınan 3 kardeşin (Charlotte Bronte, Emily Bronte, Anne Bronte) en büyüğüdür.

En ünlü eseri Jane Eyre, bir asırdan fazla geçmişi olmasına rağmen halen büyük bir ilgi görmektedir. Ayrıca ailenin kısa ve acıklı hayat hikayesi de birçok esere konu olmaktadır.

Charlotte Bronte’nin güçlü ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenen kahramanı Jane Eyre’in bu klasik hikayesi, kasvetli havası ve erkek egemen hakimiyetinin olduğu bir dünyada kadın olmanın zorluklarını betimlemesini en güzel yapan İngiliz edebiyatının önemli romanlarından biridir.

Charlotte Bronte’nin en fazla beğenilen, hayatının belirli dönemlerinden ilginç tecrübelerini anlattığı romanıdır. Örnek verecek olursak; Charlotte Bronte, kız kardeşlerinin veremden ölümlerini, Jane’in yatılı okuldaki en yakın arakadaşı Helen Burns’ü ince hastalıktan öldürerek dile getirmektedir.

Kitap, döneminin kadınlar açısından en önemli eseridir. İlk defa bir romanda kadın kahraman; güzel olmayan sade, gösterişsiz, akıllı, aciz olmayan, kendi başının çaresine bakabilen bir kadındır.

Mükemmel olmayanla da mutlu olunabileceği gerçeğini insanın yüzüne yüzüne vuran romandır.

Eğer çok iyi yazılmış, hayata dair güzellikleri de kötülükleri de içinde barındırsın, devrine göre olabildiğince gerçekçi bir roman arıyorsanız, tek tavsiyem Jane Eyre’dir.

Ruhu özgür, zeki, doğru bildiğinden şaşmayan, kararlı bir roman kahramanıdır Jane Eyre. Okunduğunda kişide Jane Eyre gibi olabilmek isteği doğurabilir.

Çok hoş, bol duygulu bir İngiliz romanıdır.

Jane Eyre benim için İngiliz Edebiyatında okuduğum en iyi kitaptır. Daha önce Emily Bronte’nin ”Uğultulu Tepeler” kitabını okumuştum. Bildiğiniz üzere Emily Bronte, yazar Charlotte Bronte’nin kardeşi. Okumadan önce kitabın ”Uğultulu Tepeler” gibi biraz yorucu olacağını ve sıkılıp yarım bırakabileceğim ihtimalini düşünmüştüm. Aksine tam tersi bir şekilde Jane Eyre o kadar akıcı ve sürükleyici bir kitap ki altı yüzden fazla sayfanın nasıl bittiğini anlayamıyorsunuz bile.

Kitap, Jane’in ağzından anlatılmakta kendisinden nefret eden yengesi Bayan Reed ve çocukları ile yaşadığı hayat ile başlıyor. Daha on yaşındayken öksüz kalan Jane Eyre, ona kötü davranan yengesinin evinde yaşamaktadır.

Sonrasında yatılı okula gitmeye zorlanıyor ve ilk fırsatta mürebbiyelik eğitimi için okuldan ayrılıyor. Olaylar ise Bay Rochester’ın malikanesinde mürebbiyelik yapmasıyla gelişmeye başlıyor. Daha fazla spoiler vermeden Jane Eyre’in, İngiliz Edebiyatına ilginiz olsun ya da olmasın, okumanız gereken önemli yapıtlardan biri olduğunu belirtmek istiyorum.

Kitabın dili oldukça sade ve yalın olmasıyla birlikte süslü, yoğun anlatımlardan mümkün olduğunca uzak durulmuştur. Kitabın yazıldığı dönem olan 1847 yılı edebiyat için oldukça önemli bir dönemdir. Zaten bu dönemin eserleri ki biz onları klasikler olarak biliyoruz, edebiyattan en çok keyif alacağınız şekilde yazılmış ölümsüz eserlerdir.

Şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Kitabın güzeller güzeli aktris Mia Wasikowska’nın oynadığı 2011 yapımı filmi de bulunmaktadır. İlgilenenler bu adresten filme göz atabilir.

 

https://www.youtube.com/watch?v=Z3wUOaoMaOs

Editör: Sümeyye Özmen – 18.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

vitalis tarafından yazıldı

23, intj, 5w6

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Bir Zamanlar Ankara Saraçoğlu Çocukları

    Obsesif Kompulsif Bozukluk İle Şiddetli Mücadelem