içinde

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı

Obsesif Kompulsif Bozukluk İle Şiddetli Mücadelem

Evet başlıktan anlaşıldığı üzere makalemiz ruhsal sorunlar, psikolojik takıntılar.

Haydi başlayalım…!!!

Obsesif Kompulsif Bozukluk: Bir takım aşırı düşünme, aşırı kafaya takma, tekrarlayan düşüncelerdir. Gerçekten insanlığın en korkulu rüyasıdır obsesif kompulsif bozukluğu. Her şeyi aşırı kafaya taktıkları için, gün içinde ne yapacaklarını da unuturlar. Aşırı düşünmekten ve tekrarlayan düşüncelerden uyku düzensizliği yaşarlar. Bir olayı aylara, yıllara yayabilirler. Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerde ayrıca “şimdi ne olacak” endişesi vardır. 1 sene sonrasını, şimdiden yönetmeye çalışırlar. 1 sene sonra olmasa da olur, şurada bir hafta veya bir ay sonrasının olacaklarını da kontrol altına almak isterler. O kadar fazla düşünürler ki, kafalarının içi sadece o düşündükleri konu ile doludur. O kadar çok kendilerine dert edinirler ki şakakları ağır. Biz insanların genelinde zaten aşırı düşünmek, aşırı takıntılılık mevcut. Biz bunları maalesef yenemiyoruz. Bazen bu psikolojik sıkıntılar genetik de olabiliyor yahut birden bire karşılaşabiliyoruz. İnsan o kadar çok düşünüyor ki evdeki işlerini bile aksatıyor. Olmamış konuları bile kafasına takar hale geliyor. Olmamış konuları beyninde olmuş gibi hayal edip, bir hayal ürünü yaratıp ona inanıyor ya da inanmak istiyor. Obsesif kompulsif bozukluğu olan insanlar ciddi anlamda hayattan kopuyor. Çok fazla ilerlemeden bir psikiyatri & psikolog uzmanlarından destek almak, yardım almak en iyisi. Eğer ilerlerse intihara kadar sürüklenebilir bireyler ki bu çok feci bir durum olur. Türkiye’de son zamanlarda psikolojik ilaçları kullanan sayısı oldukça arttı. İnsanlar her şeyi kafaya takar hale geldiler. Bence bu psikoloji ilaçları tedavi sonrası doktor kontrolü altında muhakkak bırakılmalı. Bırakmalıyız diyorum çünkü; obsesif kompulsif  bozukluğu olsun, anksiyete olsun, kaygı, kuruntu, bu tarz ruhsal sıkıntılar olsun ilaçlar bir yere kadar işlev görüyor. Psikoloji sorunlarına ilaçlarla değil kafada bitirmek gerekiyor. Tabii bunların doktor kontrolünde yapılması gerekiyor. Size en iyi gelene doktorunuz karar verecektir.

 

Anksiyete & Kaygı & Kurgu & Kuruntu: Yaygın anksiyete bozukluğu için kuruntu, kurgu, vesvese veya evham rahatsızlığı diyebiliriz. Durduk yere ister otururken, ister bir iş yaparken, kitap okurken, müzik dinlerken, televizyona bakarken, ister yatarken, uyuyurken, ne yaparsak yapalım beynimizde hep kötü düşünceler olacaktır. Ve o olay gerçekleşirse böyle olur mu, şöyle olur mu, o olay gerçekleşirse şunlar başıma gelir mi, eşim kötü etkilenir mi, ailem zarar görür mü, eşimin ailesi ne duruma düşer. Tüm her şeyin kötü tarafından bakarlar. Anksiyete, korku, kuruntu, kaygı, yaşayan kişiler de nefes darlığı, titreme, çarpıntı, yanma, uyuşma halsizlik, yorgun düşme, mide bulantısı, baş dönmesi, kas krampları, ağız kuruluğu, gergin hissetme, hızlı solunum görülebilir. Özellikle yeni birisiyle tanışmaya giderken, yeni bir ortama girmeye çalışırken, çocuklukta veya yetişkinlik döneminde travmatik olaylar yaşamışsa, ailesinde, kaygı, kuruntu, kurgu, okb, bozukluğu olan kişilerde, tiroit gibi anksiyete tetikleyici olan kişilerde daha fazla anksiyete, kurgu, kuruntu görülebilir. Bu kişiler risk grubundadırlar. Anksiyetenin nedenleri de; genetik, ilaçlar, nörokimyasal değişimler, stres bazı kronik hastalıklardır.

Sizlere kendimden örnek vermek istiyorum. Ben OKB hastasıyım. (Obsesif kompulsif bozukluğu) Okb ile 1 sene önce tanıştım. Aşırı düşünen, bir olayı haftalara, aylara yayan, olmamış olayları beynimde olmuş gibi yaratan ve buna inanan, istesem bile hayır diyemeyen biri oldum. Bu ciddi bir sorun benim için…

Okb için psikiyatri uzmanına gittim. 2 ilaç verdi bana. Ama kullandığım ilaçların ilk 4 günde büyük yan etkileri oldu. Baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, ishal, adet düzensizliği, şakaklarda ağrı, belli belirsiz vajinal kanamalar, huzursuz bacak sendromu, uyku bozukluğu, halsizlik, yorgunluk, bitkin düşme, akatâzi, hayattan kopma. 2 küçük ilaç, bir sürü yan etki yaptı. Tüm bunlara rağmen ilaçları bir ay boyunca kullandım. Evet obsesif kompulsif bozukluğu rahatsızlığım ilaçlar sayesinde hafifledi, hatta aklımı, beynimi, terk etmeye başladı. Ama ilaçların yan etkisine dayanamayıp kontrole gittim psikiyatristime. Doktorum ilaçlarımı değiştirdi. Yine 2 ilaç verdi. Hem bu ilaçlar, bende yan etki yapan huzursuz bacak sendromumu da geçirecekti. İlaçları aldım eczaneden ve akşam kullandım. Doktorun dediği gibi ilaçların yarısını kullandım. Oturdum haberleri izliyoruz eşimle. İlaçları kullanalı 1 saat olmuştu. Ben televizyon izlerken gözlerimi çok fazla kırpmaya başladım, gözlerim kapanmaya başladı yavaştan. Kendimi zorlayarak gözlerimin kapanmasına engel oldum. O ara hemen eşime “Hayatım bana bir şeyler oluyor!” dedim. Hemen yanıma geldi ve ben eşimin kollarına kendimi bıraktım. Bayılmadım ama aşırı halsizlikten yorgun düştüm. Gözlerim kapanıyor, halsizdim, yorgundum, dilimi kullanamamaya başladım. Kelimeleri doğru telaffuz edemedim, kelimeler sanki ağzımda yuvarlanıyordu, aynı zamanda ani hafıza kaybı yaşadım. Eşim beni aldı arabaya bindirdi hastaneye götürdü. Arabada beni konuşturmaya çalışıyordu bir yandan. Konuşuyorum ama kelimeler doğru bir şekilde, olması gerektiği gibi çıkmıyor ağzımdan. Sanki engelli gibi konuşuyordum. Hastaneye geldik. Şekerim ve tansiyonum düşük çıktı. Kalp atış hızım çok yavaştı. Kullandığım ilaçları gösterdik, bu tarz psikolojik ilaçlar yan etki yapabiliyor dediler. Hemen serum bağladılar. Serumdan sonra kendime bir saat sonra geldim. Sadece ani hafıza kaybı dışında, ilacın bütün yan etkileri benden gitmişti. Hafıza kaybı da bende 2 gün sürdü. Hafıza kaybı dediğim şu an nerede bulunduğumun dahi farkında değildim. Kendimi başka bir şehirde sanıyordum veya eğer akşamsa ben sanki sabahmış gibi hissediyordum. Kendi adımı hatırlayamama, eşimi hatırlayamama gibi esrarengiz olaylar da oluyordu. 2 gün zorlu geçmişti. İnsan hiç kim olduğunu unutur mu ? İşte unutuyordu…

Sonra o ilaçları da bıraktım. Huzursuz bacak sendromu geçmişti. Tek bir doz almam yeterliymiş demek ki. OKB’yi artık ilaçlarla değil, kafada bitirme yolundaydım. Ama ne yazık ki başaramadım. Okb’yi nasıl yenerim bilemiyorum. Araştırıyorum, makaleler okuyorum, Okb ile ilgili kitaplar karıştırıyorum. Farklı kişisel gelişim kitapları arıyorum. Hep bir şeylerle kendimi bu yönümden geliştirmeye çalışıyorum. Elimden geldiğince bunu başarmaya çalışıyorum. Nerede Okb kitapları görsem veyahut bir makale görsem hemen alıyorum, okuyorum. Çünkü bu çok kötü bir hastalık. Benim bu Okb’yi muhakkak atlatmam gerekiyor. Hatta bir şey fark ettim bu aralar bedenimde. Ne zaman kafaya bir şey taksam, bir şeyi aşırı düşünsem, beni üzen, sinirlendiren, öfkelendiren, mutsuz eden bir şey olsa veya bir kaç ay önce beni üzen, kıran bir olayı hatırlasam, yada olmayan, yaşanmayan bir şeyi kafamda yazsam, çizsem, kurgulasam ve bu kurguladığım şeye inansam, benim tansiyonum düşüyor, kalp atış hızım aşırı hızlanıyor ve ani hafıza kaybı yaşıyorum. Bunu kendimde, kendi bedenimde fark ettim. Ama belki psikolojik değildir diye dahiliye uzmanından randevu aldım. Bir kaç gün sonra gideceğim fakat tansiyon düşüklüğümün olduğu zamanlar hep Okb ile karşılaşıyorum. O yüzden vücudumda ters giden her şeyi Okb’ye bağladım. Artık ilaçlardan korktuğum için kendi kendimi tedavi ediyorum, kafamda bitirmeye çalışıyorum. Olabildiğince küçük şeyleri kafaya takmamaya, üstünde aşırı düşünmemeye çalışıyorum, kitaplar araştırıyorum, Okb ile ilgili makaleler okuyorum, psikologların yazılarını, köşe yazılarını okuyorum. Başarabilirsem ne mutlu bana.

Sona doğru yaklaşmışken şu cümleyle bitirmek istiyorum. Yarına çıkacağımız belli olmayan şu üç günlük dünyada, kendimizden daha da önemli olan ne var ? Kendinizi ilaçlarla değil, kendi bedeninizin gücüyle iyileştirin…

Editör: Sümeyye Özmen – 18.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Katılımcı

Sibel Karagöz tarafından yazıldı

Yazar olma yolunda ilerliyorum. Yol uzun. Çok zor ama imkansız değil... 👍🏻

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    1. Eğer kaosun hakim olduğu bir ailede büyümüşseniz huzurlu olmaktan korkarsınız. OKB bana göre huzurlu olmaktan huzursuz olmaktır. Kadere ve Tanrıya güvenip hayatımızı O’na teslim etmek bu hastalığı tamamıyla bitiriyor. Denedim ve faydasını gördüm. Elimden geleni yapıyorum ve yarına hakim olamam, kazayı ve kaderi kontrol edip değiştiremem ve bu sebeple Allah’ın iradesine teslim oldum, çok da güzel oldu. Olmuş olan olacakların arasında en hayırlı olandır demiş İbni Arabi.

    2. Psikolojik hastalıkların ilaçsız iyileşeceğine inanmayan biriyim. İlacın yanında başka tedavi yöntemleri de denenebilir ama ilaçsız olmazmış gibi geliyor bana. Bende de OKB ve anksiyete var. Herkesin bünyesi ve psikolojik hastalıklarının seviyesi farklı olduğundan doğru tedaviyi bulmak herkes için eşit sürede olmaz. Ama ilaçların yan etkileri çok kötüyse kullanmamak daha mantıklı.

    Bir Charlotte Bronte Eseri, Zamanının Aykırı Kadını: Jane Eyre

    Hayallere Çekilen Sınır: Tatar Çölü