içinde

HavalıHavalı MuhteşemMuhteşem

Çalın Davulları: Kültürden Kültüre Gelin Çıkarma Geleneği

Aslında oldukça hüzünlü bir merasim olan gelin çıkarma adeti, geçmişten günümüze kadar davulla zurnayla yerine getirilen bir tören şeklinde gerçekleşmiştir. Evin kızının, gelinliği ve duvağı ile baba evinden artık kendi yuvasına gidişi, her yörede farklı şekillerde bir uğurlama merasimi olarak yerine getirilmektedir. Günümüzde adetler üzerinde değişimler yaşanmış olsa da ve bazen hiç uygulanmıyor olsa da çoğu yerde hala eğlenceli bir şekilde devam etmektedir.

Adana yöresine baktığımızda, yörede gelin çıkarma adetinin oldukça eğlenceli şekilde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Gelin alayı, davullar ve zurnalar eşliğinde damat evinden bir konvoy halinde çıkar. Gelin evine gelindiğinde coşku daha çok artar. Halaylar, oyunlar sergilenir. Damat, gelini evden alır ve böylece adet yerini bulmuş olur. Şu an toplumsal olarak değiştiğimiz ve farklı şeyler denemek istediğimiz için, artık organizasyon şirketleri ile planlanarak bu törenler gerçekleştirilmektedir. Mesela davul ve zurnanın yerine, bando takımı ile gelin çıkarma, adet olarak belki de daha yoğun kullanılmaya başlanacaktır.

Bazı yörelerde arabaların süslenerek gerçekleştirildiği bu tören, özellikle kırsal yerleşim yerlerinde deve veya atın süslenmesi ile gerçekleşir. Gelin, at veya devenin üstüne biner ve gelin alayı eğlenerek damat evine doğru yol alır.

Gelin alma merasiminde, damat evine bir Türk bayrağı asılır ve bayrağın ucuna da elma koyulur. Bu elmayı alan şanslıdır.  Böylece damat evi olduğu belli olur. Bayrak, yine davul ve zurna eşliğinde damat evine asılır. Halk arasında bu olaya “Bayrak Kaldırma” adı verilmektedir.

Gelin evden çıkarken gelinin çıkacağı kapı kapatılır ve kapının açılmadığı söylenir. Bunun nedeni ise damat ya da damada yardımcı olan kişiden yani sağdıçtan para almaktır. Para alındıktan sonra gelin, damada teslim edilir. Buna da “kapı tutma” adı verilmiştir.

Günümüz toplumunda artık pek kimsenin ilgilenmediği bir konu da, bu törenler yapılmadan önce, eğer köyde, apartmanda ya da çevrede bir yas evi varsa onlara gidip onlardan “yas almak”tır. Aslında bir bakıma bu durum, acısı olan aileden tören için izin almak ve onların acısına saygı duyduğunu göstermek anlamı taşır.

Bazen düğün salonlarında bazen de gelin evden çıkarılırken bir testi kırılır. Testinin içine şeker, bozuk para, mısır, buğday vb. şeyler konulur ve gelin bu testiyi atarak kırar. Bununla da evliliğin bereketli ve testinin suyu gibi akıcı olması amaçlanmaktadır.

Yine aynı şekilde, ya gelin baba evinden çıkmadan ya da düğün bitiminde gelin kuşağı bağlanır. Bu kuşağı, gelinin erkek kardeşleri, eğer yoksa, erkek kuzen ya da yeğenleri gerçekleştirir. Saflığın, masumiyetin sembolü olarak görülen gelin kuşağı, genellikle kırmızı olur. Ancak şimdi çok renkli ve çok süslü olan gelin kuşakları da sıkça kullanılmaktadır.

 

Gelin, oğlan evine geldiğinde, araba ile geldiyse araba kapısının açılmadığını söyler. Gelinin bunu yapmasındaki amacı da altın, büyük ya da küçükbaş hayvan, ev, arsa ya da tarlayı kayınbabasından almaktır. Eğer gelinin isteği yerine gelirse araba kapısı açılır ve gelin, damat evine girer.

Bazı kültürlerde, gelin almaya bir koyun ile gelinir. Bu, gelin evine hediye olarak sunulur. Ya da damat bir tavuk getirir ve gelin evinden bir canlının ayrılmasına karşılık, bir canlı sunulmuş olur. Getirilen koyun ya da duruma göre başka bir hayvan, süslenir ve düğün evine yakışır şekilde getirilir.

Gelin çıkarken, dualar okunur ve ilahiler söylenir. Daha sonra ev ahalisi ile vedalaşılır. Büyüklerin elleri öpülür ve helallik alınır. Bundan sonrasında da düğün mekanına doğru yola konulur.

Modern çağ toplumu insanı, geleneklerin birçoğunu terk etmiş durumda. Artık kimsenin çağırılmadığı, sade nikahlar ön plana çıkıyor. Tabi bu durumun oluşmasında kişilerin hayata bakış tarzları, yaşam koşulları, yetişme şartları, maddi-manevi her türlü durumu göz önüne almak gerekmektedir. Sadece damat tarafına ya da sadece gelin tarafına yüklenen bir zorunluluk olmaktansa el birliği ile geleneklerin yaşatılarak gerçekleştirildiği eğlenceli düğün ve gelin alma törenleri gerçekleştirilebilir.

Damada yumurta kırdırılması, bayrak üstündeki elmanın ya da dama yerleştirilen testinin vurdurulmaya çalışılması gibi adetler de mevcuttur. Bunlar yerine getirilemezse damada ceza kesilmektedir. Yani bu tür geleneklerin bir kısmı hem maddi hem de manevi olarak damat tarafını zorlamaktadır. Her şeyi adettendir diyerek uygulamak ya da uygulatmak istemek, bir süre sonra gelenekler değil de tek taraflı bir zorlayıcılık olarak görülmeye başlanmaktadır.

Ne gibi adetler, gelenekler olursa olsun. En doğru ve en güzel şekilde yerine getirilmelidir. Gelin ve damadın, yeni bir düzene adım atacakları bu özel günde geleneklerimizin yaşatılması ve hüznün yerini mutluluğun alması dileği ile.

Editör: Sümeyye Özmen – 09.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Dilber Aydın tarafından yazıldı

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni. Okumaya âşık, eski evlerin ruhuna ve enerjisine inanır. Yaşamak, ümitli bir iştir, diye düşünür. Nefes almak ise mucize...

YorumcuMakale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    1. Bu gelenekler yok olmasın istiyorum ama memleket 100 senedir fakirleşiyor kimse farkında değil. Osmanlı zamanında köylerde yapılan düğünlerde altınla donatılmış fesler takılıyordu köylerde yaptığım araştırmalarda bu tür adetlere rastladım ve bugün 50 gr altını zor alacak duruma geldik. Maddi yetersizlikten dolayı haliyle ne düğün yapılabiliyor ne gelenekler uygulanabiliyor. Kölelik tarzı bir yaşam biçimi sürdürülüyor sadece hayatta kalmaya odaklandık 🙂

    Daha fazla yorum yükle

    Kanını Satan Adam | Hua

    Mark Zuckerberg, Bu Ay WhatsApp’ta Yapılacak Üç Büyük Değişikliği Duyurdu