içinde

Siyah Flu

Yorucu bir günün ardından eve gelmiştin. Soğuk duşunu alıp tüm terini atmıştın. Biraz dinlenmek için kendine içeri geçtin. Odanı göz gezdirip yatağına uzanıp kafanı dinlemeye başladın. Beyaz duvar tavanına bakıp aklının labirentlerinde dolaşmaya başladın. Akşam olmuştu ve de odan kararmaya başlamıştı. Gözlerimle baktığım tüm duvarlar beyazdan griye dönüyordu. Odam serinleme başladıkça vücudum azdan üşüyordu. Yatağın yanında kahverengi ve eflatun karışımı battaniye vardı. Onu alıp üzerime aldım. Biraz ısınmaya başladım.

Aklımdan şöyle düşünceler geçmeye başladı ki zihnim girdaba yakalanmıştı. Duvarları izlerken gözlerim iyice odaklandı . Duvarın birleşimindeki örümcek ağına gözüm ona takıldı. Örümceğin avına odaklandığını fark ettim. Odamda kara sinek dolaşıyordu. Vızıldayarak dolaşıyordu ve de o ana kadar ruh farklı ortama dalmaya başlamıştı. O anda bilinçaltımın duygusal konuşmaya başladı. Bende onu dinlemeye başladı. Konuşurken cümle büyülü ambiyansı vardı. Kurduğu cümleler ise ;

Soğuk ve karanlık odanda tüm renkler hep aynıydı. Flu renkte bir siyahtandı. Düşünsel zulanda neler var…

  • Sevgi 
  • Saygı 
  • Sorgu 
  • İman

Gözlerimi açtığım bir anda nefesim tutukluk yaptı. Sanki mahşer hissiyatı yaşıyordu tüm vücudum . Etim kemiğim bir bütün halde vicdan tarafından sorgu halindeydi. Aklımda mahşerin bilinmez denklemleri var. Tanrı sırayla emir verdi. Vücudunun tüm uzuvları dile geldi. Vicdanın seslendi bana ve aramızda kısa bir neden sonuçlu konuşma geçti.

–  “Elinde değerli kitabı kıymetini bilmemek büyük bir budalalıktır.”

–  “Ne demek istiyorsun”

–  “Neden bana tartışma konusu verirken sonuç sadece zafer ya da mağlubiyet tesciliydi.”

–  “Gerçeğin puzzle’inda tamamlanmayan tek parça yalandır.”

–  “Yanlışı savunmasını yapmak doğruyu savunmak değildir.”

Bu konuşma tartışmalı konuşma bitince vicdan sustu. Bir anda uykudan kalktım ve de ruhum sarsılmış haldeydi. Göz altlarımda biraz morluk vardı Yataktan kalktığımda sağ sola dönüp baktım. Duvardaki saate baktım. Saat 20:15 gibi görünüyordu. Gözlerimi biraz ovuşturdum. Kapıya baktım ve de oturma odasında misafirlerin sesi geliyordu. Neyse tekrar yatağıma yattım. Aklımdan şunu geçirdim ki.

– “İyi ki ikindi vakti uyumamışım. Yoksa aklım deliden masallar diyarına hapsolacaktı. Ruhum girdaplara kapılıp kara deliklerde kaybolacaktı.” diyerek ruhumla Tanrı’ya tekrardan şükretme hissine kapıldım. Bazen en iyi olgunluk Tanrı’ya şükredip dua etmektir. Çünkü ona şükretmek insanlığın geçmiş duygusudur.

Tekrar aklımdan metinlere dökülecek cümleler geçmeye başladı. Aklımın odalarında düşünme odasında girip masamdaki defterime yazmaya başladım. Sanki paragrafa sığdırmaya o an hissettim. Elimdeki kalem çok hızlı şekilde kelimeleri daktiloya döker gibi yazdı.

İnsan kalabalıkta kendi mahşerini yaşayan varlıktı. Bazen bunu uykusundan aniden gözlerini açtığında fark edersin. Uyku bir mahşerin provasıdır. Vicdan, amelleri yansıtan aynaydı. Günah siyah kadar net sevap ise beyaz saf ve temizdi.”

“Hayat ödünç verilen elma iken zaman çürümeyi sağlayan döngüydü. Kurtçuk ise bu elmayı içini yiyerek ölüme hazırlayan eceldi. Egoyu bir yana bırakalım. Çünkü yaratılış formumuz topraktan ibaret. Gençlik bir tarla yaşlılıksa bu tarlanın kuraklaşıp ölümü beklediği yerdi.” yazıyı bitip ve kalemim kelamımı bitirmişti. Bir anda odadaki seslere odaklandım. Yatağımda ruhum dinlenmişti.

Editör: Fatih Düz – 07.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Güne Astrolojik Bakış | 07.07.2022

    Yarım kalan hikaye