içinde

Astronotların Sırları

Daha önce hiç duymadığınız, birbirinden ilginç ve zor yaşamları olan astronotların sırları artık sır değil!

Dünyadan günlerce, aylarca hatta yıllarca uzakta yaşamanın zor olduğu, bizim için dile kolay gelse de yaşadıklarının ne kadar da zor olduğu gerçeğini değiştiremeyiz.

Onlar için artık bu yaşantı, alışılagelmişin dışında bir olay olduğundan dolayı onlara göre gayet doğaldır.

Bakalım astronotların ne gibi sırları varmış?

-Astronotlar neredeyse hiç korkmazlar. Bununla ilgili onca ders alıp, cesaret soyadları olmuştur. Korkuyu gidermenin kaynağının güç olduğunu inanırlar.

-Herhangi bir sorunda kendilerini daima kötüye hazırlarlar. Hatta ilk olarak kötüyü düşünüp, sonrasında iyiye odaklanırlar. Kendilerini sonuca hazırlar ve bu sonuç iyi olmuşsa, belirledikleri tercihlerini başardıklarını kabul ederler.

-Nasa 8.000 adaydan 8 kişi seçer. Çok az bir orandaki ihtimalle, seçilenler kendilerini çok şanslı tanımlıyor.

-Astronotlar daima yaralanma tehlikesi altındadır. Hastaneye erişimleri olmadığından ve mevcut doktorlar yetersiz kaldığından, tüm astronotlar tıbbi acil durumlara yanıt verebilmek için ciddi bir eğitim almışlardır.

-Astronotlar uzaya gönderildiklerinde fizyolojik sistemlerinde hemen sorunlar görülmeye başlamıştır. Bu sorunlara uzay hastalığı deniliyor.

-Uzayda bir astronot olma gerginliğinden ve mücadelesinden sonra bazı astronotlar döndükleri zaman Dünya’daki düzenli hayata adapte olmakta çok zorlanırlar. Çok ciddi problem yaşayan astronotlar ortaya çıkmış ve ne yazık ki sonuçlar pek iyi olmamıştır.

-Astronotlar hayatta kalma eğitimi alırlar, kendi başlarına fırlatılma derslerinde hayatta kalmaya çalışırlar.

-Astronotların yarısından çoğu uzayda delirir ve psikolojik sorunlar yaşarlar.

-Uzay boşluğunun bir kokusu olduğunu düşünen astronotlar, ete, çikolataya ve metal kokusunun olduğuna inanırlar.

-Astronotlar, uzayda zaman geçirdikçe boyları uzamaktadır. Dünya’ya geri döndüklerinde ise boyları eski haline döner ama sırt ağrıları uzun bir süre geçmez.

-Uzayda atlama yaparken, neredeyse çığlığınızı duymak imkansızdır.

-Uyandıktan sonra bir uzay istasyonunda olduğunu anlamak ne yazık ki kolay değildir. Astronotlar, bunun için bir uyandırma müziği kullanırlar. Hatta bazen uyandırma çağrısı bir film, radyo sesi veya televizyon şovundan diyalog parçası da olabilir. Uzayda uyandığını bilmek istiyorsan kontrollü kalkmak şarttır. Aksi halde bilinçaltınızı kontrol etmede zorlanırsınız.

-Uzay, kötü kokulardan etkilenmez. Bunun için bir filtreleme sistemi oluşturulmuştur.

-Astronotlardan öğrendiğimiz bilgilere göre, uzaya gidenlerin ilk şikayetleri kusmadır. Aynı zamanda iç kulağınıza uygulanan yer çekimi haliyle azalınca, denge ve yön duygunuz da bozulmaya başlıyor. Hareket halindeki nesneleri de takip edememeye başlıyorsunuz. Ve sonuç ne yazık ki kaçınılmaz oluyor.

-Uzayda geğirmek imkansızdır. Geğirmek, midemizdeki havanın, yemek borusu yoluyla dışarıya çıkmasıdır. Yerçekimsiz ortamda hava yutulsa bile, bunlar baloncuk olarak yüzecekleri için midemizdeki maddeleri etkileyemezler. Dolayısıyla da herhangi bir rahatsızlık duymazsınız.

Bilgiyle kalın, sevgiler.

Editör: İlkem Baydarlı – 23.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Ece Altaylıgil tarafından yazıldı

İngilizce öğretmeni, 3 kitap yazarı ve anne.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Yoksa Siz Hala Dinlemediniz Mi?

    Frank Frazetta: Ikarus Uçuşu