Çay, kahve bittiğinde kapısına varacağını komşular kaldı mı? Yoksa kapılar duvar mı? Ya da bu pahalılıkta anca bana kadar var mı deniyor. Ben uzun zamandır görmedim. Sizin yaşadığınız yerlerde var mı merak ediyorum. Yaşıyorsa ne mutlu size.
En büyük sosyalleşme ağı olan komşuluğu kaybediyoruz. Değil çay, kahve paylaşmak selam verirse şükreder hale geldik. Neden böyle oldu? Sorun biz de mi? Bu çarpık kentleşmede mi? Ayrı sitelerde yaşamak bir selama engel olmamalı diye düşünüyorum. Ayrı sitelerin insanlarıyız düşüncesi bana ters gelmiştir. Polatlı’da yaşarken, karşı sitede yaşayanlar kendi taraflarına girmemizi izin vermezlerdi. Sebebini anlayamazdım. Ne yere çöp atıyorduk, ne de ağacına, çiçeğine zarar veriyorduk. Buna rağmen izin verilmiyordu. Bu yaşıma geldim hala da anlayabilmiş değilim.
Şu anda yaşadığımız sitede de durum pek farklı değil açıkçası. Hep ben bilirim tavırları var. Komşuluğun ne kadar önemli olduğunu, yaşamı farklılaştıran evden ziyade, yaşayanlar olduğuna tanık olduk. Ah ah, “Ev alma komşu al” sözü ne kadar da değerliymiş meğer.
Komşulukta iletişim öncesinde dostluk, kardeşlik çerçevesindeydi. Babaannemin rahatsızlığında komşulardan çok yardım gördük. Bizim evin önünden geçerken sessiz geçilirdi. Bir ses olunca uyarılır, “Evde hasta var” denirdi. Şimdi hasta var mı, çocuk uyuyor mu diye düşünmeden müzik ardına kadar açılıyor. Gel de o günleri özleme.