Vampirler, geceleri dünyayı dolaşan ve kanlarını besledikleri insanları arayan kötü mitolojik varlıklardır. Herkesin en tanınmış klasik canavarları olabilirler. Çoğu insan vampirleri, 1897’de yayınlanan Bram Stoker’in destansı romanı Dracula’nın efsanevi, kan emici konusu Kont Dracula ile ilişkilendirir. Ancak vampirlerin tarihi Stoker doğmadan çok önce başladı.
Vampir Nedir?
Vampirler ruhlarını sihirli güçler için takas eden canlı varlıklardır ve kan büyüsü ile korunurlar. Ruhsuzdurlar ve bu nedenle hala duyarlı olmalarına rağmen ölü varlıklar olarak kabul edilirler, kan büyüsü diyetleri ve biyolojileri de dahil olmak üzere tüm yaşam biçimlerini etkiler. Ruhları olmadığı için, varlıklarını sürdürebilmelerinin tek yolu, diğer canlıların yaşam gücünü çalmaktır. Bunu da ruhları çalarak ve çoğunlukla başkalarının kanını içerek yaparlar.
Dünya’nın vampirleri, yaşayanlar tarafından nefret edilen, avlanan ve yanlış anlaşılan ölümsüz, hastalıklı kişilerdir. Kendilerini lanetli ya da kutsanmış olarak görüyorlar ya da hayvancı içgüdülerine vermiş ya da hastalık dünyasından kurtulmaya çalışmışlar, vampirler yine de bazıları için doğanın iğrençlikleri ve eksantriklikleri olarak kabul edilir.
Vampirlerin hepsinin neredeyse farklı özellikleri vardır ve ayrı ayrı vampir efsaneleri vardır. Ancak vampirlerin ana özelliği insan kanı içmeleridir. Genellikle kurbanlarının kanını keskin dişlerini kullanarak boşaltır, öldürür ve vampirlere dönüştürürler.
Genel olarak, vampirler güneş ışığı güçlerini zayıflattığı için geceleri avlanır. Bazıları bir yarasa veya bir kurt haline dönüşebilir. Vampirler süper güce sahiptir ve genellikle kurbanları üzerinde hipnotik, şehvetli bir etkiye sahiptir. Görüntülerini aynada göremezler ve gölge alamazlar.
Peki Vampirler Gerçek mi?
Vampirlerin dünya üzerinde yaşayıp yaşamadıkları herkes tarafından merak edilen ve ilgi çekici bir konu olmuştur. Başkalarının kanını zevk için içen insanları düşünürseniz, cevap evettir. Hatta yapılan bir araştırma sadece ABD’de yaşayan 5 bine yakın vampir olduğunu gösteriyor. Aslında birçok insan vampirlerin yaşadığına inanmaktadır. Ancak bu konuya net bir cevap vermek oldukça zordur. Aslında vampirlerin gerçekte var olduğu bilinmektedir ama çoğu efsane şeklindedir.
Bilinen En Büyük Vampir Efsaneleri
Impaler Vlad
Dünya üzerinde, kalplere Dracula’dan daha fazla korku salan çok az isim vardır. Yazar Bram Stoker’ın 1897 tarihli aynı adlı romanında yarattığı efsanevi vampir; sayısız korku filmine, televizyon programına ve diğer tüyler ürpertici vampir hikayelerine ilham verdi. Bu romanda anlatılan Dracula’nın esinlenme kaynağı ise Implaer Vlad ismidir.
Vlad Dracul Romanya’nın Transilvanya şehrinde doğdu. Romanya’nın Walachia kentini 1456-1462 yılları arasında yönetti. Acımasızlığıyla anılan lider, düşmanlarını kazığa oturtmakla meşhurdur. Efsaneye göre Vlad Dracul, ölmekte olan kurbanlarının ortasında yemek yemekten ve ekmeğini kanlarına daldırmaktan keyif alırdı. Tabiki, bunlar birer efsane yani bu kanlı masalların doğru olup olmadığı bilinmiyor. Ancak birçok insan, bu hikayelerin Stoker’in Transilvanya’dan olan Kont Dracula’yı yaratma hayal gücünü tetiklediğine ve kurbanının kanını emdiğine ve kalbinden bir kazık sürerek öldürülebileceğine inanıyor ama Dracula uzman Elizabeth Miller, Stoker Kont Dracula’nın hayatını Vlad Dracul’a dayandırmadı. Bununla birlikte, ikisi arasındaki benzerlikler oldukça ilgi çekicidir.
Mercy Brown
Mercy Brown, Kont Dracula’ya en kötü şöhretli vampir olarak rakip olabilir. Kont Dracula’nın aksine Mercy efsane değildi aksine gerçek bir insandı. Exeter’de yaşadı, Rhode Island ve bir çiftçi olan George Brown’un kızıydı. George ve Mary Brown ailesinin birkaç üyesi, 19. yüzyılın son yirmi yılında bir dizi tüberküloz enfeksiyonu geçirdi. Tüberküloz o zaman “ölümcül hasta” olarak adlandırılırdı ve çok korkulan bir hastalıktı.
Halk bu hastalıkların sebebini Mercy Brown olarak gördü. Onlara göre Mercy, kötü ruha sahip bir vampirdi. Sözde Mercy’de hastalıktan ölmüştü ama tartışmalı bir konu çünkü öldürürdü iddiaları da oldukça yaygın. Halk o kadar galeyana gelmişti ki Brown ailesinin mezarlarını açılacak kötü ruh taşıyan vampir beden bulunacak, kalbi sökülecek, yakılacak ve külleri ailenin geri kalanı o külleri yiyecekti. Mercy’nin mezarı açıldığında ise vücudu olduğu gibi duruyordu. Mercy’nin kalbi çıkarıldı ve yakıldı. Geriye kalan aile fertleri ise bu külleri yedi.
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Gerçekten vampirler var mı?
Editör: Fatih Düz – 14.02.2023
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Vampirler ile ilgili her dönem mutlaka birçok şey söylenir. Ben sadece bir hayal ürünü olduklarına inanmıyorum. Kesinlikle yaşanmış olayların abartılı bir şekilde anlatımı ile günümüze kadar geldi diye düşünüyorum. Kim bilir belki de hala bir yerlerde vardır. Emeğinize sağlık. 🙂
Gerçek olduklarını düsünrmedim bir an. Olsaydı bizim için iyi mi kötü mü olurdu bilmiyorum.ama güzel bir içerik olmuş 👌
Gerçek olmasını isterdim ancak maalesef insanın hayal gücünden ibaret 🙂
gerçek olduklarını kısa bir an düşündüm de neler olurdu kim bilir?
gerçek olmasın ya hiç kaldırmamam.
Ergenlikte Alacakaranlık’a takmıştım ve siz tahmin edin, of aşırı berbat ve saçma dönemlerdi.
Ben hala ara ara Alacakaranlık serisini baştan sona izliyorum… Bazı ergenlik tutkuları terk edilemiyor sanırım 😀
John Polidori’nin 1819 yılında yazılan “The Vampyre” adlı kısa hikayesi bilinen ilk vampir hikayesidir. Bunu da okumanızı tavsiye ederim.
Bence vampirler aramızda. Türlü yollardan kanımızı emmeye devam ediyorlar…
Vampirlerin olduğunu düşünmüyorum. Olsalardı kutsal kitaplarda veya tarih kitaplarda geçerdi. Efsane veya masalsı kahramanlar olduğu kanâatindeyim.
Vampirlerin varlığı sadece efsane üzerinde mi yoksa gerçekte de varlar mı? Bu konuya deginmeniz güzel olmuş. Elinize sağlık.
Umarım gerçek değildir, emeğinize sağlık