içinde

MuhteşemMuhteşem

Malthus Felaketi’nin Kehâneti

Malthus tarafından ortaya atılan teori, artan nüfusun, tarımsal üretim kapasitesini aşacağı tahminine dayanır. Malthus’a göre insan nüfusu, geometrik olarak (her 25 yılda kabaca 2 katına çıkar) büyümektedir oysa gıda üretiminin artışı aritmetiktir ve bu iki gelişme trendi bir noktada kıtlığa yol açacaktır. Malthusa göre nüfus artışı hızı ile tarımsal üretim doğru orantılıdır.

Teorinin amacı nüfus artış hızını azaltmaya yönelik politikaların devreye sokulmasını sağlamaktır. Burada özellikle nüfustaki doğum kontrol oranını arttırmayı amaçlar. İnsanların birtakım arzularının esiri olmamaları gerekmektedir. Burada özellikle günümüzde teknolojinin gelişmesi, ekonomik durumlar göz önüne alınarak nüfus artış hızları kontrol altında tutulmalıdır. Tarımsal üretimde yaşanan aksaklıklar, ürünlerin ilaçlama yoluyla genetiğinin oynanması gıda üretiminde Dünya’da yaşanan krizler dikkate alınarak hareket edilmelidir.

Hane sayısının fazla olduğu ailelerde yaşanan krizlerden bazıları şunlardır:

1.Sağlık

Her insan doğumdan ölüme kadar yaşama hakkına sahiptir. Sağlık ihtiyacı sadece fiziksel olarak değil zihinsel ve duygusal olarak da karşılanmalıdır. Hane sayısının fazla olduğu, çok çocuklu ailelerde genellikle huzursuzluk, plansızlık ve günü kurtarmaya yönelik politikalar yürürlüktedir. Her çocuk sigorta hakkından, hastane hizmetinden gerektiği ve eşit şekilde yararlanmak zorundadır. Günümüz kapitalist sisteminde de sağlık da artık belirli ücretler sayesinde kaliteli olabilmektedir. Bu nedenle ebeveynler aileye başka bir çocuk dünyaya getirmeyi düşünürken kaliteli beslenme durumunu da gözden geçirmek zorundadır.

2. Eğitim

İnsanlar “beşikten mezara kadar” bilgi sahibi olma, o bilgileri gündelik yaşamda kullanma yoluyla hareket ederler. İnsan sağlığının temeli de eğitimden geçer. Ancak eğitimli insanlar nasıl sağlıklı kalacaklarını anlayabilir. Sadece İlkokul eğitimi görmüş bir insanla, iyi bir üniversite eğitimi almış insan arasında bilgi ve deneyim açısından kültürel, sosyolojik, psikolojik açıdan gözle görülür bir makas farkı bulunur. Her aile çocuğunun eğitimini tıpkı sağlıkta olduğu kadar düşünmeli ve buna göre de hareket etmelidir.

Maalesef günümüzde eğitim seviyesi düşük ailelerin çocukları daha fazladır. Oysa eğitim seviyesi yüksek kesimlerin hane içindeki bireylerin sayısı az ve eğitim seviyeleri yüksektir. Bu durumda hane içindeki bireylerin sayısı arttıkça, eğitim seviyesi düşmektedir demek mümkündür. Burada çarpık bir piramit sistemi vardır. Her aile eğitim geleceğini, mali şartları göz önünde tutarak planlanmalıdır. Aile üyelerinin artması, eğitime gereksinim duyan insanların sayısının da artması gerektiği sonucunu doğurur.

3.İstihdam

İstihdam konusu bulunulan ülkenin jeopolitik, coğrafi ve yeraltı zenginliklerinin oranıyla belirlenebilir. Devletler burada nüfusu arttırmaya yönelik politikalar izlemediği takdirde istihdam olanağı ülkenin zenginliği açısından sınıfta kalmış demektir.

Sağlıktan ticarete, güvenlikten eğlence sektörüne kadar tüm iş kollarında belirli bir iş gücü ve bu gücü sağlayacak işçilere ihtiyaç vardır. Sanayide veya eğitimde insan gücüne duyulan ihtiyacın oranları değişiklik gösterir. Sanayideki açık eğitimdeki açıktan daha fazladır. Buna rağmen istihdam alanında sıkıntı yaşamayan, dengeli kadın – erkek nüfus dağılımı olan ülkelerde doğan çocuklar “çocuk işçi” sınıfına giremeyecekleri için sıkıntı yaşarlar. İstihdam konusunda gelecek nesilleri ve dönemleri de düşünerek hareket edilmelidir. Nüfus politikaları devlet yetkilileri tarafından takip edilmelidir.

Malthus tarafından nüfusu azaltmaya yönelik politikalar günümüzde pek de dikkate alınmamaktadır. TÜİK verilerine göre, Dünya nüfusu 1999 yılında 6 milyara ve 2011 yılında 7 milyara ulaştı. Bu yıl, kasım 2022 tarihinde dünya nüfusunun 8 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.

UNFPA, ideal bir dünyada haklar ve seçeneklerle güçlendirilmiş daha sağlıklı toplumlar için 8 milyar insanın, 8 milyar fırsat anlamına geleceğine vurgu yapmaktadır. Görüldüğü üzere toplumlar pek de geleceğe yönelik planlar yapmadan, nüfuslarını arttırmaya devam etmektedir. Salgın krizlerinin, enerji, sağlık ve ekonomi gibi alanların son durumunu da göz önüne alarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki; nüfus artışı, Dünya geneli bu hızla devam ederse, ekonomik krizler artarak devam edecek kontrol altına alınamayan doğum oranları küresel krizlerin kaynağı olacaktır.

 

Editör: Nur Bersun Aynur – 31.10.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Kan, Ter, Göz Yaşı ve Ateş: House Of The Dragon (Ejderha Evi) 2. Sezonda Neler Olacak?

    Gerçekle Kurgu Buluşuyor: Shakespeare ve İskoç Arkeolojisi