içinde

Kurgu Bağlamında ‘Kader’ Filminin İncelenmesi

Kader, 2006 yılında yönetmenliğini Zeki Demirkubuz’un yaptığı dram türünde filmdir. Tam çıkış tarihi 17 Kasım 2006 olan film 103 dakika sürmektedir. Film oyuncuları arasında Ufuk Bayraktar, Vildan Atasever, Engin Akyürek ve Ozan Bilen gibi isimler yer almaktadır. Konu olarak Bekir karakterinin Uğur karakterine olan karşılıksız aşkını anlatan film bir çok alanda ödüller almayı başarmıştır. Bunlar, Ankara Film Festivali: En iyi yönetmen – Zeki Demirkubuz, En iyi kadın oyuncu – Vildan Atasever, En iyi yardımcı kadın oyuncu – Müge Ulusoy. Antalya Altın Portakal Film Festivali: En iyi film, Jüri özel ödülü / Erkan CAN. Nuremberg Film Festivali: En iyi film (Jüri), En iyi film (dinleyiciler). İstanbul Uluslararası Film Festivali: FIPRESCI Ödülü, En iyi yönetmen – Zeki Demirkubuz, En iyi erkek oyuncu – Ufuk Bayraktar. Yönetmenliğinin yanı sıra senaryosunu da yazan Zeki Demirkubuz’un filmi IMDb platformundan 10 üzerinden 7.9 puanlama alarak dikkat çekmeyi başarmıştır. Ancak ödüllere ve IMDb puanlamasına rağmen Kader filmi gişede istediği seviyeye çıkamamıştır. Film 26.464 seyirci ile toplam 184.862 TL hasılat yapmıştır. Bunun nedeni popüler olmayışı ve kült sinema türünde olduğu için açıklanmaktadır. Kader filminin bir başka özelliği de Masumiyet filminin devamı olarak lansedilmesidir. Masumiyet filmi 1997 yılında yayınlanmıştır ve yönetmenliğini yine Zeki Demirkubuz yapmaktadır. İki film arasında ufak farklılıklar görülmesine rağmen tema olarak aynı izlenimi vermektedir. Karakterlerin isimlerin aynı olması, olay olgusunun benzer gelişmesi iki film arasındaki bağı göstermektedir. Bu durumda Zeki Demirkubuz sinemasındaki filmlerin birbirleriyle bağlantılı olarak geliştirdiğini kanıtlamaktadır.

 

KADER FİLMİ VE DÖNEM

1.Bölümde Kader filminin 2006 yılında vizyona girdiği belirtilmiştir. Genel olarak filme bakıldığı zaman filmin çıkış tarihi ile gerçek anlamda zaman kavramı birbiri ile örtüşmektedir. Filmin ilk zaman dilimlerinde genel bir mahalle kültürü görülmektedir. Örnek olarak Bekir karakterin işlettiği halı dükkanı ve mahallenin erkeklerinin vakit geçildiği kahvehane verilmektedir. Genel olarak film 2006 yılındaki esnaf ve mahalle yaşamını yansıtmaktadır. Film kentsel olarak nitelendirilen yerdeki yerel yaşamı sınırlandırmış durumdadır. Bu durum kült olmasını ve ilgi çekici hale gelmesini sağlamıştır. Uğur karakteri o mahallede yaşayan ailenin kızı durumunda. Aileye genel olarak bakılacak olunursa yatalak bir baba, filmdeki kuyumcu olarak bilinen mahallenin ağır abilerinden Cevdet karakteriyle yasaklı ilişkisi olan anne (mahallenin geneli bu durumu bilmekte) ve kendini arayış çabasına girmiş bir kardeşten oluşmaktadır. Böyle bir ailesinin bir ferdi olduğu için Uğur karakterine mahalle insanları kötü kadın gözüyle bakmaktadır. Bu da Uğur karakterine yansıtılan toplumsal baskıya örnek verilebilmektedir. Zeki Demirkubuz, Uğur karakteri üzerinden genel bir eleştiri getirmiştir. Fakat bu durum düşünsel olarak kalmaktadır çünkü Uğur karakterinin sevgilisi Zagordan korkuyorlardır. Bu da o dönemin toplumsal yapısını gözler önüne sermektedir. Aslında bu duruma dönemsel olarak bakmak çok doğru değildir çünkü günümüzde bu durumlar yaşanmaktadır. Yani filmi izlediğimiz zaman genel yargılara ulaşmak mümkün olabilmektedir. Onun dışında filmde genel olarak gelir düzeyi Cevdet karakteri dışında herkes için aynı gibidir. Cevdet karakterinin kuyumcu dükkanı bulunmaktadır ve diğerlerine göre daha iyi bir konumdadır. Bu durumda mahallede söz sahibi olmasına, insanların ondan çekinmesini sağlamaktadır. Genel olarak statü sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Zeki Demirkubuz’un onu filmde öldürtmesi bu statüye olan tepkisi sonucundadır. Filmi izlediğimiz zaman 2000’li dönemin Türkiyesi olduğu anlaşılmaktadır. Mahalle kültüründen filmin ilerleyen dönemlerindeki gece hayatı yaşamına kadar. Yönetmenin genel olarak yaptığı dönemsel eleştiri kavramları halen geçerliliğini korumaktadır. Film dönemsel olarak iyi bir şekilde aktarılmıştır. Filmi izlediğimiz zaman bunu anlamaktayız.

KADER FİLM ANALİZİ

Kader, Masumiyet filminden tanıdığımız Bekir ve Uğur karakterinin gençlik yıllarını anlatmaktadır. Bekir karakteri Uğur karakterine aşıktır ama öyle böyle değil platonik olarak nitelendirebileceğimiz tutkulu bir şekilde. Aynı zamanda Uğur karakteri de Zagor karakterine aşıktır. Film bize karşılıksız aşkları yansıtmaktadır. Zagor, Cevdet ve iki polisi öldürmesi sonucunda hapise girer. Bu durum Bekir için umut gibi görünse de aslında acımasız bir yarışa hatta ilerleyen zamanda amansız bir hastalığa dönüşecektir. Bekir karakteri Zagor karakterinin hapise girmesine sevinmiştir. Baktığımız zaman insanların ölmesine ve ortada bulunan kötülüğe  sevinmektedir. Bu durum insanların çıkarları doğrutusunda kötü durumlara bile sevinebileceğini göstermektedir. Tam olarak çıkar kavramıyla bunu açıklayabiliriz. Aslında bu durum Bekir için kötü olacaktır. Normal bir esnafken merdivenaltı otel odalarında kalan, esrar kulanan hatta pavyonlarda pezevenk durumuna düşecektir. Sahne olarak bakılacak olunursa eğer ilk sahnede Uğur dükkanı gelir ve Bekir uyumaktadır. Bu sahnenin önemi iki karakterin ilk karşılaşması olmasıdır. Dükkana giren Uğur’un giyim tarzı, hareketleri parlaklığı temsil etmektedir. Aynı zamanda vücudundaki terleme sahnede verdiği bel dekoltesi cinselliği ve arzuyu çağrışmaktadır. Sonra Bekir karakteri uyanır ve bir nevi aşkın uyanışı olarak nitelendirebilir.

Sonrasında Uğur karakteri bir zarf içinde fotoğraflarını bırakmaktadır. Şahsen bilerek mi bıraktı yoksa unuttu mu anlayamadım. Fakat daha sonraki günlerde fotoğrafları almaya tekrar gelecektir. Belki bir daha Bekir karakterini görmek için bunu yapmış olabilir. Bekir karakteri bu fotoğrafı saatlerce bakacaktır ve amansız aşk başlıyor olacaktır. Surete aşık olma durumu söz konusu. Sevmek zamanı vb. filmlerde bu olay yaşanmaktadır. Bu sahne ile Zeki Demirkubuz gönderme yapmaktadır. Onun dışında mahalle ve kahvehane kavramını Kader filmi bağlamı içinde çokça görmekteyiz. Özellikle kahvehane kültürü erkek egemenliğinin yüceltildiği, şiddetin körüklendiği ve kadına olan olumsuz yaklaşım olduğu bir yer. En azından bu film özelinde bu durum böyle. Bekir’in böyle bir ortamda vakit geçilmesi Uğur karakterine karşı olan durumunu da etkileyecektir.

 

 

Aslında film Zagor’un Cevdeti öldürüp hapse girmesinden sonra başlamaktadır. Uğur’un aşık olduğu adam olan Zagor’un peşinden gitmesi, Bekir’in de aşık olduğu kadın olan Uğur’un peşinden gitmesi filmin genel olarak öyküsü budur. Aşk uğruna sürülen, sürüklenen hatta tüketen hayatları ele alınmaktadır. Sıradan bir esnafken aşkından veya aşk deyip sınırlandırmakta doğru değil daha doğrusu idealleri peşinden giden bir adamın benliğinden, kişiliğinden ve karakterinden verilen ödünler çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Peki bu güçlülük mu acizlik mi ? Bekir’in tam olarak yaptığı ne ?. Yönetmen bize bu soruları sormamızı sağlıyor. İzleyici için tek bir doğru yok. Kimisi Uğur’u kimisi Bekir’i destekliyor kimisi de Zagor’a hak vermektedir. Bu bağlamda Kader filmi hem kurgusal olarak hem de konu bakımından oldukça güçlü film. Zaten iyi film cevap veren değil iyi soran filmdir.

Film sahnelerinde kurgusal olarak bazı metaforlar görünmektedir. Bayraklar, sisler, akvaryum, poşet, gemiler, siyah tişört ve olmazsa olmaz kapılar. Örnek vermek gerekirse Bekir sisler içinde otobüsle Kars’a gidiyor. Bu durum içinde bulunduğu netsizliği ne olacağının belli olmadığını gösteriyor. Bir başka örnek Uğur ikinci defa Bekir’in yanına geldiğinde ilk gelişinden farklı olarak siyah giyiniyor. İlk görüşmedeki aydınlık yerini karanlığa bırakmaktadır. Zaten o sahneden sonra Bekir için olumsuzluklar başlamaktadır. Bu kurgusal metaforlar sayesinde filmde bir derinlik oluşmuştur.

KADER FİLMİ DEĞERLENDİRME

Kader filminde anlatım doğrudan gibi görünmektedir. Fakat filmdeki bazı nesneler üzerinden dolaylı anlatımda yapılmıştır. Akvaryum , Uğur’un Kars’taki evinde bulunan at tabloları, sürüklenen poşet gibi. Sahneler arasında kopukluk bulunmaktadır ama genel olarak izleyiciyi rahatsız edebilecek durumda değildir. Bu durumu dönemin teknoloji ile açıklayabiliriz. Kamera açılarına bakılacak olunursa genel plan, yakın plan ve nadir olarak pan tekniğini görünmektedir. Kamera açıları sayesinde sanki orda oturup onları izliyormuşuz hissiyati alınabilmektir.  Senaryo bakımında etkileyici diyebiliriz. Günümüzde bile akılda kalan çok paylaşılan diyalogları mevcuttur. Bu durum filmin kalıcı olması bakımından oldukça önemlidir. Onun dışında müzik kullanımı fazla bulunmamaktadır. Bir veya iki sahnede vardır. Onlarda sahneyle uyumlu absürt durmayacak şekilde kullanılmıştır. Filmde pavyon sahneleri dışında soluk renkler ve ışıklar mevcuttur. Zaten konu ve tema bakımında renkli ışıklar film ile bağdaşmazdı. Genel olarak Zeki Demirkubuz sineması seven biri olarak bu filmi sevdim. Teknik bakımından döneminin şartları açısından oldukça iyi olan film konu olarakta oldukça iyi seviyedir. Anlatılmak istenen konu kurgusal olarak çok güzel bir şekilde işlenmiştir.

Editör: Zehra Garipli – 13.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Fatih Düz tarafından yazıldı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Yeşilçam’da Kopan İstismar Furyaları

    Ümit Özdağ Kimdir?