içinde

MuhteşemMuhteşem

Kızıldeniz’in Altında Keşfedilen Ve İçindeki Her Canlıyı Öldüren “Ölüm Havuzu” Nedir?

Miami Üniversitesi’nden bilim adamları Kızıldeniz’in dibinde ölümcül bir havuz buldular. Havuzun, içinde yüzen her canlıyı öldürebilecek güçte, bir tuzlu çözelti ile dolu olduğunu keşfettiler.

Bu tuzlu su havuzu, üniversitenin raporuna göre, deniz tabanında meydana gelen ve onu Dünyadaki en düşmanca ortamlardan biri yapan “Hipersalin” olarak ifade edilen bir göle benzediğini düşünüyorlar. Bu olağan dışı havuzlar, okyanusun derinlerinden, üç ila sekiz kat daha tuzlu olan yüksek konsantrasyonlu tuzlu su ile birlikte kimyasal bileşenlerle dolu .

Miami Üniversitesi araştırmacıları, denizin kuzey kuytusuna  yaptıkları yolculukta, 10 saat süren bir dalışın sonunda , 107,00 fit kare büyüklüğündeki havuzu keşfettiler. Daha sonra ise, uzaktan kumandalı bir su altı aracı kullandılar.

Miami Üniversitesi ekip üyesi Profesör Sam Purkis, tuzlu su havuzunun oksijenden yoksun olması ve ölümcül tuzluluk seviyelerine sahip olması nedeniyle, içinde yüzen herhangi bir balığın veya diğer canlıların hızla sersemleyeceğini veya öldürüleceğini kaydetti.

Havuzun ayrıca hidrojen sülfür gibi toksik bileşikler içerdiğini söyledi. Purkis’e göre, “yırtıcı hayvanlar”, kazara yüzen “şanssız” türlerle beslenmek için ölümcül havuzun yakınında saklanırlar. Balıklar, karidesler ve yılan balıkları, avlanmak için tuzlu sudan yararlanıyor gibi görünüyor. Suyun altında %100 ölüm oranı olan bir havuz ürkütücü görünse de bu havuzlar bir deniz avcısı için ideal.

Profesör Purkis, tuzlu su havuzlarının orada yaşayan çok çeşitli mikroplara sahip olduğunu ve oldukça çeşitli sayıda olduğunu anlatıyor. Bu mikroplar, bu tür misafirperver olmayan ölümcül koşullara dayanabiliyor.

Ancak bu, araştırmacıların bulduğu ilk tuzlu su havuzu değil; The Independent’ın haberine göre , son 30 yılda okyanus bilimciler Kızıldeniz, Akdeniz ve Meksika Körfezi’nde “birkaç düzine” tehlikeli havuz buldular .Ancak bilim adamları bu keşif karşısında şaşkına döndüler çünkü havuz, karaya çok yakın bir yerde bulunuyor. 

Araştırmacılar, Kızıldeniz’in bilinen en büyük tuzlu su havuzu konsantrasyonuna sahip olduğunu iddia ediyor. Açıklanan bir rapora göre , bu havuzların, 23 milyon yıl öncesine kadar biriken ve şimdi çözülmekte olan mineral yataklarından geliştiklerine inanılıyor. Yani bu da bir tür petrol ya da doğalgaz gibi.

Atlantik Okyanusu’nun altındaki gizemli delikler

Bu ölüm havuzlarının keşfi, Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nden (NOAA) bilim adamlarının Atlantik Okyanusu’nun tabanında birkaç gizemli delik keşfetmesinden sadece bir hafta sonra oldu. Bilim adamları şimdi, bu deliklerin olası kökenine ilişkin hipotezlerini sunmak için dünyanın dört bir yanındaki internet kullanıcılarından yardım istiyorlar.

Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), Facebook’taki resmi yetkilerini kullanarak su altı oluşumunun fotoğraflarını yayınladı. “Cumartesi günkü Okeanos dalışında, tortudaki bu alt çizgisel delik gruplarından birkaçını gözlemledik. Bu delikler daha önce bölgeden bildirilmişti, ancak kökenleri bir sır olarak kaldı. Neredeyse insan yapımı gibi görünseler de, deliklerin etrafındaki küçük tortu yığınları, onları bir şey tarafından kazılmış gibi gösteriyor” yazısıyla birlikte yayınlandı.

NOAA’ya göre, bu deliklerin kaynağı belirsizliğini koruyor. Deliklerin kaynağını kesin olarak belirleyemeyen bilim adamları, daha önce deliklerin tortuda yaşayan bir organizma tarafından yapılmış olabileceğini kuramlaştırmışlardı. Delikleri tanımlamak için “yaşam izleri” anlamına gelen “lebensspuren” terimi kullanılıyor.

Şimdi Bilim adamları, Kızıldeniz’de bulunan tuzlu su havuzları ve Atlantik Okyanusu’nun altındaki deliklerin , bize bu  bölgedeki uzun vadeli çevresel değişiklikler hakkında bilgi sağlayabilir ve potansiyel olarak Dünya’daki yaşamın başlangıcı hakkında fikir verebilir diye düşünüyorlar.

Özellikle, bu ölümcül tuzlu su havuzları çözülebilirse,  Dünya’daki yaşamın sınırları hakkında daha fazla bilgi sahibi olabileceğimizi düşünüyorlar. Ayrıca, benzer olumsuz ortamlara sahip, diğer gezegenlerde yaşamın var olup olmadığını belirlemede de bu bulguların önemi vurgulanmaktadır.

Ne dersiniz, bu keşifler, şuan yaşam olmayan gezegenlerde de yaşamın nasıl oluşturabileceği hakkında ipuçları sağlayabilir mi?

Editör: Sümeyye Özmen – 17.09.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Nilay Tok tarafından yazıldı

İletişimci ve sosyolog. Patisever hemde pek çok. Hayat boyu hep öğrenci.

Üyelik YılıMakale YazarıYorumcu

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Çin’in Siyah Saçlı Rapunzel Köyü Sanki Bir Kitaptan Fırlamış Gibi Görünüyor

    Müziğin Sesini Duyuyor Musun? Bakalım Sen Hangi Türkçe Şarkısın?