içinde

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı

Bilgi Deryasındaki İlk Kulaçlar: Ansiklopediler

Tarihin her döneminde bilgiye ve araştırmaya duyulan bir ihtiyaç olmuştur. Bilgiler çoğaldıkça da onu sistemli ve düzenli bir hale getirme amacı meydana gelmiştir. Ansiklopediler de bu şekilde yazılı hale getirilen önemli kaynaklardır.

Oluşumu hakkında elimizde kesin bilgiler olmayan bu yazılı eserlerin ilkel,basit örneklerine M.Ö. 1600 yıllarında Babil ve Asurlara ait bilgilerin derlenmesi ile meydana getirilen tabletlerde rastlanıldığı kabul edilir. Bunun yanı sıra Yunan, Avrupa ve Çin Orta Çağ’ı da bilginin sistematik hale gelip iktidarın ve burjuvanın bu yolla yükselmesini desteklemişlerdir.

Kelime kökeni olarak ise ansiklopedi sözcüğü Yunan ve Latin karışımıdır. Encyclopaedia kelimesinden geldiği düşünülen sözcük, bilgi çemberi, bilgi dairesi gibi bir karşılığa sahiptir.

Ansiklopedinin temel olarak kabul edilebilecek eser ise 1700lü yıllarda Diderot tarafından derlenip toparlanmıştır. Tabi ki her kesim için olumlu bir ortaya çıkış olmayan Diderot’un ansiklopedisi, özellikle kilise tarafından çoğu kez yasaklanmaya çalışılmış ancak bu yasaklanmalarına rağmen canlı kalabilmeyi başarmıştır.

Aslına bakılırsa ansiklopedinin ortaya çıkışı hiç de kolay olmamıştır. Çünkü çok eski zamanlardan itibaren siyasi, dini ve sosyal yapıya hatta özellikle dini yapıya egemen olan bir sınıf nerdeyse bütün ülkelerde mevcut halde bulunmaktaydı. Toplumun eleştirmesine, okumasına ve büyülü oranda düşünmesine bile izin vermeyen egemen sınıf kilise, papalık vd. saraya, yönetime, yaşamın tümüne müdahil halde bulunmaktaydı ki zaten saray da bunu istemekteydi. Kimse kendisine başkaldıran bir toplum ile yaşamayı göze alamaz. Bu sadece Yunan ya da Orta Çağ dönemi için geçerli olmamıştır. Buraların yanı sıra Fransa, İngiltere, Almanya gibi büyük ülkeler de aydınlanma ve eleştiriye at gözlüğü takmışlardır.

Facebook’ta PaylaşTwitter’da paylaşPinterest’te paylaşın

Zamanla Batı bu karanlık dönemleri geride bırakarak artık boyut fark etmeksizin birçok ansiklopedi basmış ve basmaya devam etmektedir. İnsanların daha aydınlık günlere, bilgiye ve düşünmeye hasret olmaya başlaması, artık kitaplaşmanın ve okumanın önünde herhangi bir engelin kalamayacağını göstermiştir. Böylece birçoğu günümüze kalamasa da günümüzde var olan ve herhangi bir egemenlik dayatmasına haiz olmayan nitelikli eserler meydana gelmeye devam etmektedir.

İslam dünyasına geldiğimizde Hicri I.yüzyılda Kuran-ı Kerim üzerinde çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bunlar genel olarak tefsir, fıkıh,siyer gibi çalışmalardır ve bu çalışmalar ansiklopedi niteliği taşımamaktadır. Özellikle Hicri II.yüzyıla gelindiğinde ansiklopedi alanında olgunlaşmaya açık çalışmaların yapıldığı gözlenmektedir. Tabi ki bu eserler de genel anlamda bakıldığında tam bir ansiklopedi olmamakla beraber daha çok biyografik nitelik taşımaktadır.

ʿUyûnü’l-aḫbâr’ İslam coğrafyasının ilk ansiklopedisi kabul edilir ve bu eserden sonra da ansiklopedi niteliğinde birçok eser meydana gelmeye başlamıştır. Tek bir konuda yazılan bilgi hazineleri olduğu gibi çeşitli konuları ihtiva eden basımlar da olmuştur. XX.yy’a gelindiğinde ise hala çok yetkin duruma gelemeyen İslam ansiklopedileri, Batı ile kıyaslanamayacak güçte ve daha çok tercüme yoluyla hazırlanmış eserler olarak kalmıştır.

Türk edebiyatında ansikopedinin gelişimsel seyri ise 19.yüzyılda izlenmektedir. Bu konudaki ilk eseri Ali Suavi tarafından yazıldığı kabul edilir. Bu dönemden 1927 yılına kadar çeşitli şahsiyetler tarafından ansiklopediler yazılmış ya da yazılmaya çalışılmış ancak farklı sebeplerle yarım kalmış ve tamamlanamamıştır.

Facebook’ta PaylaşTwitter’da paylaşPinterest’te paylaşın

1927 yılına gelindiğinde ise bir Çocuk Ansiklopedisi meydana getirilmiştir. Bu ansiklopedi Arap harfleri ile yayımlanan son ansiklopedi, adında ansiklopedi sözcüğünü kullanan ilk ansiklopedi ve Cumhuriyet tarihinin ilk ansiklopedisi olması nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir. 1960lara kadar yine ülkemizde ansiklopedi türünde birçok çalışma yapılmış, devlet tarafından da ansiklopediler hazırlanıp basılmaya başlanmıştır. Ticari değeri çok yüksek olmayan bu eserlerin olgun hale gelmesi ise 1980lere rastlamaktadır. Yine çeviri niteliğinde olan Meydan Larousse bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkar. Daha sonraki yıllarda Ana Britanicca ve Temel Britanicca olmak üzere iki önemli ansiklopedi daha kültürümüze kazandırılmıştır.

Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de zaman zaman durma noktasına gelip zaman zaman da hızlı bir gelişim gösteren ansiklopedi türünde Katip Çelebi, Gazali, İbni Sina, Farabi, Bursalı İsmail Hakkı gibi önemli ansiklopedi yazarlarını da anmadan geçmeyelim. Kimilerine göre bilgi sıkıştırması kimilerine göre fikir ithalatı gibi kabul edilse de çoğumuzun evine girmiş çoğumuzun dersine, soru işaretlerine yardımcı olmuştur. Bu nedenle yüzyıllardır emek verilerek bu zamana kadar getirilmiş olan ansiklopediler, okunmaya ve araştırılmaya değer bir niteliktedir diye düşünenlerdenim. Sağlıcakla kalın.

Editör: Astropower – 06.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Dilber Aydın tarafından yazıldı

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni. Okumaya âşık, eski evlerin ruhuna ve enerjisine inanır. Yaşamak, ümitli bir iştir, diye düşünür. Nefes almak ise mucize...

YorumcuMakale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Daha fazla yorum yükle

    Paranormal Olaylar Kraliçesi: Işıl Işık

    Dünyanın En Güzel Yapılarının İnşa Edilme Sebepleri