içinde

Davranışların Perde Arkası: Kovaryason Teorisi

İnsanın davranışlarında iki temel etken vardır: İçsel ve dışsal duruma bağlı koşullar. Bu kurama “Kovaryason Teorisi” (Atıf Kuramı) ve “Yükleme Teorisi” denir. Sosyal psikolojide atıf kuramının temel savı, insanların kendi davranışlarını ve başkalarının davranışlarını hangi nedenlere atfettiklerini anlamak ve açıklamaktır. Teoriye göre insanın davranışlarında iki atıf gözlenir: İçsellik ve Dışsallık. İçsel atıf, kişinin duygu ve düşünceleri, arzularının ve isteklerinin sonucunda hareket ettiğini söyler. Dışsal atıf ise, çevresel olarak dışarıdan gelen tepkilere göre davranışın ortaya çıkmasıdır.

Kuramı ortaya atan isim Fritz Heider‘dir. Heider’a göre kendimizin ve başkalarının davranışlarını temel olarak iki şekilde açıklarız: Davranışın nedenini, davranışı yapanın kişiliğine, arzu ya da ihtiyaçlarına atfederiz. Bu atıflara kişisel atıflar ya da içsel atıflar denir. İkinci olarak da davranışı, ortamdaki birtakım faktörlerle algılarız. Bu atıflara da durumsal ya da dışsal atıflar denir. Dışsal atıf, davranışın bireyin dışındaki çevresel koşullarla açıklanmasıdır.

İnsan yaratılış gereği toplumsal bir varlıktır. Herhangi bir davranışı uygularken, toplumun tepkisini de dikkate alır. Ancak her zaman içinde bulunduğu toplumun kurallarını uygulamak zorunda değildir. Kendi duygu ve düşüncelerini harekete geçirdiğinde içsel atıf, dışarıdan gelecek tepkileri dikkate alarak hareket etmesiyle dışsal atıf oluşur. Şu durum örnek gösterilebilir:

İş görüşmesine giden Ahmet’in mülakat anında davranışsal olarak göz temasından kaçındığı, bacaklarının titrediği gözlemlenmiştir. Mülakat anında sorulan soruların bazıları şunlardır

“Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?”

“İnsanlarla ilişkilerinizde ilk olarak hangi kritere dikkat edersiniz?”

“Karşınızdakinin etnik yapısı sizin düşüncelerinizi ne kadar etkiler?”

“Bireysel ve toplumsal çalışmalarda ne kadar sorumluluk alırsınız?”

“Çalışmalarınızda duygusal mı yoksa gözlemci bakış açınız daha baskındır?”

 

 

Mülakat anında sorulan soruların hem Ahmet için hem de mülakatı yapan yetkililer için iki farklı sonucu vardır. Ahmet’e göre bilgi ve birikimi, iş kabiliyeti, liyakata uygunluk gibi etkenler işe alınması için uygundur. Ahmet olaya içsel atıf süzgeciyle bakmış, mülakat yetkilileri de Ahmet’in göz temasından kaçınmasını, ayaklarının titremesini göz önünde tutarak dışsal etkileri değerlendirmeye almıştır. Ancak kuramı ortaya atan Heider‘a göre bir davranış çözümlemesi hem içsel hem de dışsal etkilerden yalnızca birine göre şekillenir. Bir davranış ya sadece kişinin duygu ve düşüncelerine ya da çevresel etkilerin oluşturduğu sonuçlarla açıklanabilir. Tam bu noktada Heider’a katılmayan bir isim ortaya çıkar. Kelley adlı bilim insanı üç tür yükleme teorisini ortaya atar. Bunlar: konsensüs, ayırt edicilik ve tutarlılıktır. Konsensüs bilgi, belirli bir aktör ile başkalarının aynı uyarıcıya karşı ne derece aynı şekilde davrandıkları ile ilgi bilgilerdir. Ayırt edicilik bilgisi ise, belirli bir aktörün farklı uyarıcılara karşı ne derece aynı şekilde davrandığı ile ilgili bir bilgidir. Tutarlılık bilgisini açıklayacak olursak, belirli bir aktör ile uyarıcı arasındaki davranışın farklı zaman ve koşullarda ne derece aynı kaldığı ile ilgili bilgidir.

Davranışlar üzerinde yükleme teorisini her durumda ve zamanda fark etmek ve değerlendirmek mümkündür. İnsanların davranışları da yükleme teorisi üzerinde açıklanır. Kızgınlık, sevinç, ve hüzün olmak üzere insanın üç temel duygu geçişi vardır. Yükleme Teorisi insan üzerinde davranışların hangi duygu durumunu ifade ettiğini gözlemler. Davranışlar zaman içinde süreklidir. Ancak duruma göre ayrıt edici olabilir. Yani davranışlar iki şekildir: Kalıtımsal ve çevresel. Kalıtımsal özellikler değişmez. Sadece farklı şekillerde kendini gösterir. İçseldir. Bir de aile, arkadaş, kültür veya yaşın neden olduğu etkilerle farklılaşan davranışlar vardır. Bunlar da dışsal atıftır.

Sonuç olarak, Yükleme Teorisi kişinin davranışlarında meydana gelen tepkilerin nedenlerini anlamaya ve açıklamaya çalışan bir teoridir. İnsanlar, başka insanlar üzerinde yargıda bulunurken birden fazla sonucu dikkate alır. Karşısında bulunan kişinin yaşı, cinsiyeti, düşünce yapısı, etnik kimliği, eğitim durumu gibi etkiler atıf kuramında en çok dikkat edilen unsurlar arasındadır.  Şunu kabul etmek gerekir ki, insanlar birbirleriyle ilgili düşünceler kurarken Yükleme Teorisini kurarak hareket eder. Yükleme Teorisi, sosyal algının şekillenmesini ve gelişmesini etkileyen etmendir. Toplumların sosyolojik ve kültürel yapıları kişilerin, toplumların ve daha geniş havuzda milletlerin birbirine uyguladığı yükleme teorisi üzerinden okunur.

 

Editör: Elif Türkoğlu – 26.05.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Fanatizm | Sevginin Birleştiriciliğinden Nefretin Bölücülüğüne

    Müşahit Nedir? Nasıl Müşahit Olunur, Görevleri Nelerdir?