içinde ,

HavalıHavalı MuhteşemMuhteşem İnanılmazİnanılmaz

Sosyal Eleştirinin Gerilime Yansıması: “The Menu” Filmine Bir Bakış

Korku, baskı, nezaket, tiksinti, boyun eğme ve nizam… İşte karşınızda 2022 yılının sonuna damga vuran ilginç bir yapım.

2022 yılının son aylarında Mark Mloyd‘un yönetmenliğini yaptığı “The Menu” filmi gösterime girmişti. Genel olarak travmatik geçmişi olan garip bir şefin baz alındığı bu filmde kara komedi kategorisine sıkıştırılmaya çalışılmış bir yapım görüyoruz fakat yansıttıkları aynı zamanda bir miktar rahatsız edici.

Bu kısımdan sonrası için spoiler uyarısı verip hemen filmi incelemeye başlıyoruz.

Senaryosunu Seth Reiss‘in üstlenip Anya Taylor Joy, Ralph Fiennes Nicholas Hoult gibi isimlerin hayat verdiği bu film, seçkin insanların fazlaca aşina olduğu gastronomi dünyası etrafında şekilleniyor, göze hitap eden bir yemeğin kişiyi tatmin etmese de olur mantığı da senaryoda fazlaca işlenmiş. Öyle ki zengin misafirler doymayı göz ardı etmek için genel kültür savaşı verip sadece tat almaya bakıyor; tıpkı şefin de dediği gibi “Yemeyin, tadın, rayihayı alın.”

Fotoğraf: Eric Zachanowich.
Searchlight Pictures. © 2022 20th Century Studios

The Menu Filmi Konusu

The Menu Filmi Ne Anlatıyor?

Filmde şefimiz Julian Slowik usta çalışanları ile beraber ıssız bir adada yaşıyor ve teknelerle seçkin insanları restoranında ağırlayıp onları doyurmaktan çok sanatını dayatması şeklinde ilerliyor. Herkes onun özel alanında olduğu ve kendisinin de mal varlıkları ne olursa olsun diğerleri karşısında “superior” yani üst düzey güç olduğundan bir parmak şıklatmasıyla bile herkesin irkilmesine boyun eğmesine sebep oluyor, fakat her ne kadar son sözü Slowik söylese de filmimiz Margot’un perspektifi baz alınarak seyretmekte.

Misafirler bir süre sonra gittikçe değişen muameleden gerçekten ürperip olayları sorgulamaya başlıyorlar. Doymayıp ekmek istediklerinde ve red cevabı aldıktan sonra gelen tortilla, müşterilerin travmatik anlarına bir yenisine ekleniyor. Bu olayı bazı insanlık dışı anlar da takip ediyor tabii.Daha sonra da korkuyla boyun eğme…

Margot’un partneri Tyler ise tüm bu yaşananlara rağmen şefe toz konduramayıp ısrarla yemeğe ayıla bayıla devam etmesi, onu zihninde yüceltmesi insanoğlunun kabul görmek adına ne kadar akıl almaz şeyler yapabileceğinin bir örneği aslında.

Fakat tüm bu yapbozun içine uymayan parça Margot, şefin dikkatinden kaçmıyor. Davete ait olmayan bu kimlik şefin dikkatini çektiğinde ve hazırladığı yemekleri neden yemediği sorgulandığında aslında edindikleri bilgilere göre beklenen misafir profiline uymadığını anlıyor şefimiz. Fakat Tyler’ın aslında Margot’u ucunda ölüm olacağını bile bile davet etmesinden tüm faturayı Margot’a kesmiyor, şefi adeta kutsallaştıran Tyler’ın sinir bozuculuğu da bir karşılık alıyor elbette.

Filmde her menü ve muamelede biraz daha tehdit edildiklerini hisseden misafirleri, zenginliğin ne kadar deforme edebileceğini gösterirken Margot’un şefe asıl yapması gereken şeyin sanat değil yemek olduğunu tokat gibi bir karşılıkla hatırlattığı sahnelere de tanık oluyoruz.

The Menu Filmindeki Bazı Göndermeler:

Misafirlerin 12 tane olması “Son Akşam Yemeği”ne (The Last Supper) bir atıf aslında. Filmdeki karakterlerimiz Da Vinci’nin bu eseri Romalı askerler tarafından tutuklanmadan önce İsa’nın yemeği paylaştığı havarileri temsil ediyor olabilir.

Hristiyanlıktaki 7 büyük günah (kibir, şehvet, haset, oburluk, açgözlülük, tembellik ve öfke) da her bir karaktere dikkatli bakıldığında işlenmiş olduğu görülüyor hatta Slowik’in annesinde bile.

Şefin odasında asılı Tantalus isimli restaurant Yunan mitolojisindeki bir karakterin adı ve mitolojide bu karakter tanrıları akşam yemeği için evine davet edip kendi oğlu Pelops’un etinden yapılmış bir güveç yemeleri için kandırmıştı.Bunun sonucu da ebedi açlık ve susuzlukla cezalandırılmıştı.

Ödüller ve Festivaller;

NTFCA Ödülü, Toronto Film Festivali, Mar De Plata Film Festivali, Golden Horse Film Festivali

Film genel itibariyle sistemin ne kadar trajikomik porsiyonlara biçilen fiyatlarla hizmet sunduğunu ve aynı zamanda da hayatımızın bir sürecinde birilerini kutsallaştırma sebebimizi çözümlemeye çalışma süreci gibi olguları göstermek istiyor diyebiliriz. Klostrofobik atmosfere tahammül edebilenlere, filme şans vermesi için fragmanını aşağıya bırakıyoruz

İyi seyirler.

Editör: Doruk Adakoğlu – 02.02.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Yazar

bengysu tarafından yazıldı

bazen yazar, çoğu zaman çizer

TestçiMakale YazarıListe UstasıYorumcuÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Dallas Hayvanat Bahçesi’nde 2 İmparator Tamarin Maymununun Kaçırıldığı Düşünülüyor

    Her Gün Sabah 5’te Kalkmak Hayat Kalitenizi Arttırabilir | Erken Kalkmanın Sırlarını Sizinle Paylaşıyoruz