içinde

HavalıHavalı MuhteşemMuhteşem

Psikolojik Danışman Zehra Topuz İle Bibliyoterapi Üzerine

Kitap okumanın iyileştirici bir yanı olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bugün de siz sevgili Dergio okuyucuları için bibliyoterapi, sinematerapi ve filial terapi alanında aktif olarak çalışmalar sürdürmekte olan psikolojik danışman sevgili Zehra Topuz ile bibliyoterapi üzerine çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Röportaj teklifimizi geri çevirmeyip bize vakit ayıran Zehra Hanıma Dergio ailesi adına teşekkürlerimi sunarım.

Psikoterapi alanında yüzlerce terapi yöntemi arasından özellikle bibliyoterapi alanına yönelmenizin belli bir sebebi var mı?

Aslında öncesinde pek çok terapi ekolleri ile bende haşır neşir oldum. Biriken bilgilerimi bir yerde kullanma ihtiyacındaydım ama bireysel psikoterapi uygulamaktan ziyade grup çalışmalarına kişisel olarak daha yatkın olduğumu biliyordum. Bu lisans eğitimimden bu yana farkında olduğum bir eğilimim aslında. Bibliyoterapi ile de yine lisans yıllarımda tanışmıştım ve o zamanlarda da öğrendiğime çok mutlu olduğum bir yöntemdi. Mesleki çalışmalara başlar başlamaz ise uygulamaya koyuldum. Sanatın ve bilimin buluştuğu bir nokta olması da ayrıca ilgimi bu alana yoğunlaştıran temel sebeplerden biriydi.

Kitapların iyileştiriciliğinin keşfi neredeyse kitapların tarihi kadar eskiye dayanıyor. Öyle ki, Antik Yunan döneminde kütüphane girişlerinde ‘’İnsan ruhunun iyileştiği yer’’ yazdığı biliniyor. Sizce bu durumun kitap olan her yer aslında terapi odasıdır şeklinde yorumlanması doğru olur mu?

Terapi, insanın iç dünyasında bir değişim ve dönüşümü vadeder. Bunun için kullanılan pek çok metot geliştirilmiştir, alan yazınında 400 den fazla terapi ekolü bulunuyor ve pek çoğu içeriğinde psikoeğitim barındırıyor. Psikoeğitim, kuramsal bilginin danışana öğretilmesi ile farkındalık sağlanmasına vesile olan bir çalışma. Psikolojiye dair edinilmiş kuramsal bilgiler ise edebi kaynaklardan edinilecek pek çok bilgi ile yakından ilişkili. Nitekim Erich Fromm ‘psikanalizi anlamak istiyorsanız psikoloji literatürü yerine Balzac okumanız daha iyidir’ demekte ve edebi türlerin psikoloji biliminde elde edinilmiş bilgilerle ilişkisini belirtmekte. Dolayısıyla sizin de dediğiniz gibi kitap olan yer farkındalığın sağlandığı temel ortamdır, gerek psikoloji temelli olsun gerek edebi eserlerden olsun.

Kısaca kitap okuma terapisi olarak tanımlanan bibliyoterapiyi bir psikolojik danışman olarak nasıl tanımlarsınız?

Bibliyoterapi, kitabın bir araç edinilmesiyle kişinin iç dünyasına ilişkin farkındalık kazanmasını sağlayıcı bir çalışma.

Aktif olarak grup ve bireysel terapi olarak bibliyoterapi ve sinematerapi uygulamalarına ek olarak sosyal medyada ‘’Altı Çizili Satırlar’’ etkinliğini de sürdürmektesiniz. Bize bu çalışmalarınıza nasıl başladığınızı ve çalışmaların süreçlerinin nasıl ilerlediğinden bahseder misiniz?

Tabii. Aslında çalışmanın başlığı bir meslektaşıma ait. Bir gün ona yapmak istediğim formatı anlatırken bu başlığı önerdi ve bende aklımdaki fikirle tümüyle örtüşüyor olmasından dolayı bu başlığı seçtim. Fikrim ise şuydu, kitapları altını çize çize, kenarına köşesine notlar ala ala okurum ve ara sıra onlara göz gezdirmekten keyif alırım. Zaman sonra etkilendiğim yerleri paylaşma ihtiyacı hissettim. Aynı zamanda sevdiğim bilgileri görselleştirme arzum da oldu. Hatta instagramı daha ziyade bu görselleri paylaşmak amacıyla kullanıyorum. Altı çizili satırlar ise kitabın altını çizdiğim yerlerin sunuma yansıtılması ve onlar üzerine zihnimin gittiği yerlerde dolanarak konuşma yaptığım bir çalışma. Zamanla katılımcılarında katkısıyla çalışmanın içeriği zenginleşmeye başladı. Ve bir tür kitap kulübüne dönüştü diyebilirim.

Bibliyoterapi, bazı uzmanlarca doğru kitabı, doğru zamanda, doğru kişiyle buluşturma olarak da tanımlanmakta. Doğru kitabı seçme süreci uzmanlar için nasıl ilerliyor? Kişi için doğru kitabı seçmek için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Bu daha ziyade bireysel bibliyoterapi için geçerli. Başlı başına bir terapi olmaktan ziyade terapi sürecinde ek bir yöntem olarak kullanılabiliyor. Danışanın ihtiyacına yönelik uzman kendi kütüphanesinden bir kitap önerebiliyor. Uzmanın kendisinin de okuduğu bir kitap olması tabii ki esas. Ben daha ziyade grup çalışmaları yürütüyorum. Öncelikle grubu açtığımda üç temel kitabım zaten belirlenmiş oluyor. Evrensel temaları olan kitaplarla başlatıyorum çalışmayı. Bu kitaplar; Simyacı, Martı ve Küçük Kara Balık. Her üç kitapta da karakterlerin sahte bir kendilikten gerçek kendiliğe geçişine eşlik ediyoruz ki bu konu her birimizin 0-3 yaş gelişimsel hikayemizin temel bir parçası. Daha sonra grubun ihtiyacına yönelik kitaplarla devam ediyoruz, her grubun dinamiği farklı olduğu için belli başlı örnekler veremiyorum şu an.

Bibliyoterapiyi bireysel olduğu kadar grup terapisi olarak da uyguladığınızı gerek sosyal medya hesabınızda gerekse internet sitenizde belirttiniz. Bireysel bibliyoterapi ile grup bibliyoterapisi arasında nasıl bir işleyiş farkı olduğundan, hangi durumlarda hangisinin tercih edilmesi gerektiğine karar verme sürecinizden bahseder misiniz?

Aslında görece bir önceki soruda yanıtlamış oldum. Bireysel veya grup olması danışanın tercihine de bırakılabilir. Veya uzman danışanın grup sürecine hazır olup olmadığına ilişkin de bir karar verebilir. Çünkü grup sürecinde yol almak için belli bir farkındalığa ulaşılmış olması gerektiğini düşünüyorum, ki devamlı katılan danışanlarım için farkındalık düzeylerinin oldukça yüksek olduğunu belirtebilirim.

Grup bibliyoterapisi için nasıl bir ön hazırlık yapıyorsunuz? Grupları oluştururken benzer durumda olan danışanlarınızı mı bir araya getiriyorsunuz yoksa olabildiğince farklı bireyleri bir araya getirmenin daha renkli bir terapi seansı sunduğuna mı inanıyorsunuz?

Bu çok güzel bir soru, teşekkür ediyorum. Öncelikle olabildiğince farklı bireylerin bir arada bulunmasının zenginlik olduğunu söyleyebilirim. Grup üyeleri de genellikle bunu dile getirirler ve bundan beslendiklerini belirtirler. Hatta ben bazen grup sürecinden en çok kendimin faydalandığını hissediyorum diyebilirim bu zenginlikten dolayı benzer durumda danışanların birlikte bir grup sürecinde olması da elbet faydalı olacaktır ama benim henüz böyle bir çalışmam bulunmuyor.

Ön hazırlık sürecim ise en keyif aldığım kısım diyebilirim. Yine altı çizili satırlarda olduğu gibi spontane bir şekilde altını çizdiğim yerleri sunuma yansıtıyorum. Her bir cümlenin zihnimi götürdüğü kuramsal bilgiyi sunuma ekliyorum. Bu kuramsal bilgiden hareketle bir keşif çalışması ekliyorum. Keşif çalışması yazma çalışması, sözel ifade etme ya da rol oynama şeklinde oluyor. Genel anlamda kitaptan okumalar, psikoeğitim, keşif çalışması ve grup etkileşimi olmak üzere dört temel boyuttan oluşan bir çalışma.

Bibliyoterapi ile tanışmadan öncesinde ve sonrasında bir kitaba karşı tutumunuz nasıl değişti?

Çok temel bir değişim şu oldu; kitabı farklı bir pencereden bakarak okuyorum artık. Özellikle bibliyoterapi kitaplarını tekrar okuduğumda her bir katılımcının bakış açıları da eşlik ediyor bana. Ayrıca psikoeğitim kısmını zenginleştirmek adına bir de kuramsal bilgilerimin olduğu gözlüğümü takıyorum okurken. Tabii bu bazen edebi tadı kaçırmama da neden olabiliyor ama kar zarar hesabı yaptığımda ilkinin faydası çok daha ağır basıyor.

Kitap okumayı sevmeyen danışanlarınızla da bibliyoterapi denemesi yaptığınız oldu mu?  Nasıl bir sonuç aldınız?

Açıkçası teklif ediyorum ama zaten pek sıcak bakmıyorlar. O yüzden herhangi bir denemem olmadı. Süreçten keyif alınıyor olması en önemli kriterlerden biri.

Bir uzmana başvurma imkanı olmayan ancak bibliyoterapiyi deneyimlemek isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Şu ana kadar bahsetmedim tabii ama bibliyoterapi bir uzman eşliğinde olmaksızın bireyin kendisinin de yapabileceği bir çalışma. Psikolojiye dair yazılmış ve farkındalığı artırmayı sağlayıcı pek çok kitap var. Literatür biraz araştırılıp ihtiyaca göre bir kitap seçilebilir. Aynı zamanda çalışmalarımda açtığım her bir gruba stajyer alımı yapıyorum. Psikoloji, PDR ve Sosyal hizmet öğrenci ve çalışanları yeni duyurularımı takip edip benimle iletişime geçebilirler.

Editör: Fatih Düz – 19.01.2023

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    1. Çok güzel bir çalışma olmuş. Çoğu kişinin, ben de dahil olmak üzere bibliyoterapi hakkında pek bir bilgisinin olmadığını düşünüyorum. Farkındalık adına ve bu konuda kendini geliştirmek isteyen ya da terapi almak isteyenler için değerli bir içerik. Zehra Hanımı da gruplarına stajyer alımı yaparak gençlerimize bir fırsat kapısı açtığı için kendisini ayrıyetten tebrik ederim.

    2023’ün İddialı Yapımı | Polite Society

    Amazon, Bağış Platformu AmazonSmile’ı Kapatıyor!