içinde

Dijital Okuryazarlık ve Günümüzdeki Konumu

2019 yılında Dünya genelinde yaşanan Covid-19 salgını dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle eğitimde öğrencilerin bilgi ve beceriden geri kalmaması için devletler hızlı bir şekilde sınıfları ekranlara taşıdı. İlkokuldan başlayarak üniversitelere kadar her alanda eğitim için milli seferberlikler ilan edildi. Aslında bir bakıma tüm insanlar pandeminin yarattığı olumsuz psikolojilerden kurtulmak adına teknolojik araçlara hücum ettiler. Hatta birçok şirket artık pandemiden aldığı çıkarımları deneyimleyerek görüşmelerini, iş alanlarını dijitale taşıdı. Günümüzde geleneksel iletişim araçları olan matbaa, telgraf, gazete, dergi gibi basılı yayınların yerini telefon, internet gibi dijital araçlar almıştır. Böylece bilginin yayılması hızlandı ve süreklilik kazandı. “4. Sanayi Devri” olarak adlandırılan bu dönemde artık o Sanayi Devrimi öncesinde yaşanan kol gücüne dayalı, insanların bilgiye ulaşması için gemilerin limana yanaşmasını beklediği zamanlar geride kalmıştır. İşte bu dönemde ortaya çıkan en önemli kavramlardan biri de “dijital okuryazarlık”tır. Bu kavram ilk defa 1997 yılında Paul Gilster’in yazdığı aynı adı taşıyan kitapla ortaya çıkmıştır. Kitapta dijital okuryazarlık, dijital ortamda sunulan bilgiyi farklı şekillerde anlayıp kullanabilme becerisi olarak ifade edilmektedir. Yani; dijital teknolojileri kullanarak mevcut bilgiye ulaşma ve bu bilgileri etkili bir şekilde kullanarak bilgi üretme becerisidir. Aynı zamanda bilgiyi işlemeyi, tutmayı ve aktarmayı da bilmek ve yapabilmek gerekir. Bilgiyi özetleme, sentezleme, oluşturma ve sunabilme becerileri gerekir. Biliginin aslında kitap ve yazılı basından çıkarak birbiriyle ilişkili tüm teknolojik araçlar arasındaki enformasyon akışının yolu dijital okuryazarlık sayesinde hızlandırılmıştır.

Dijital okuryazarlık için insanların birçok yetkinliğe sahip olması gerekir. Onlardan bazıları şunlardır:

  1. Teknolojik araçları doğru ve iyi kullanmayı gerektirir.
  2. Kişiden güncelliğini yitirmeden geçmiş, bugün ve yarın arasındaki teknolojik gelişmeleri takip etmeyi bekler.
  3. Yaratıcı ve eleştirel düşünme becerisine sahip olmak, problemleri kısa sürede tespit etmeyi, problem çözüm aşamalarını zaman kaybetmeden yürürlüğe sokmasını bilmeyi gerektirir.

Dijital okuryazarlık, kişinin yaşadığı döneme yabancılaşmaması için de çok önemlidir. Örneğin, telefonun icadına baktığımızda Alexander Graham Bel, telefonu kişilerin birbirleriyle iletişim kurmalarını kolaylaştırmak amacıyla icat etmişti. Ancak günümüze geldiğimizde telefon sadece iletişim kurmayı sağlamakla kalmayıp iletişim kurmaktan, alışveriş yapmamıza, seyahat etmeyi kolaylaştırmaya kadar toplumun tüm sektörlerine ulaşmada kaynak olmaktadır. Dijital okuryazarlar, toplumun ve çağının ötesinde bir hayat sürerek okuryazarlık yönlerini sektörlerin genelinde kullanırlar. Özellikle de “medya” alanında. Medya; kitle iletişim araçlarının tamamına sahip büyük bir sektördür. Televizyondan internete, fotoğraftan sinemaya ve radyoya varıncaya kadar dijitalleşmenin tüm alanlarında medya sektörleri yer almaktadır. Yazılı, görsel ve işitsel tüm yöntemlerin bir arada olduğu medya sektörünün araçlarıdır.

Medya topluma sadece bilgi taşımakla kalmaz, toplumun da medya araçları yardımıyla etkin bir şekilde ön planda kalmasını sağlar. Althusser’in kitabından esinlenerek diyebiliriz ki “devletin ideolojik aygıtları” medyanın oluşmasını sağlar. Toplumsal statüde bulunulan devlet adamlarından din adamlarına, iktisatçılardan çiftçilere kadar toplumsal tabakayı oluşturan tüm katmanların algıları medya tarafından şekillenebilir ve yönlendirilebilir. Medyanın siyasi kaynağında bulunan devlet adamları, vatandaşlara vaatlerde bulunarak, örneğin ülkelerinin bulunduğu ekonomik krizlerden toplumu refaha kavuşturacaklarını savunur.

Özellikle seçim dönemlerinde partiler kendi savunduğu değerleri reklamlar, halkla ilişkiler, ürün ve marka tanıtımlarını kullanarak halka kendilerini kabul ettirme yolunu benimser. Burada ülke vatandaşlarının algılarını yönlendirmekte ve halkın takdirini kazanma yolunda din adamları ön plana çıkar. Örneğin Orta Çağ’da Katolik Kilisesindeki rahipler halkın gözüne girebilmek için insanlara “cennetten toprak” hayalleri kurdurdudular. Yani bir anlamda o dönemin propagandasını “Cennet Vaadi” yoluyla gerçekleştirdiler. Günümüzde insanların algılarını değiştirmek, yönlendirmek, mezeformasyon veya dezenformasyon yoluna gidilirek kullanılmaktadır. Bu anlamda dijital okuryazar olan insanların Devlet adamlarının tekelinde toplanarak partinin, topluluğun, grubun veya birtakım sivil örgütün siyasi mesajını, dijital okuryazarlık yoluyla aktarmaktadır. Teknolojinin doğru kullanılması, parti için benimsenen amaçların doğru yönlendirilmesi dijital alanda başarılı olmakla mümkündür. Facebook, Twitter, WhatsApp gibi sosyal medya alanlarının her birinin kullanıcı profili farklı özelliklere sahiptir. Herhangi bir seçim kampanyasında kullanılan sarı bir araba Facebook için uygun görünebilirken; aynı reklamı Twitter’da sunmak kitleler üzerinde etki yaratmayabilir. Çünkü her iki sosyal medya platformunun kullanıcı profili birbirinden farklıdır. Bu gibi toplumsal meselelerde dijital okuryazar insanlara ihtiyaç vardır. Örneğin, seçim kampanyasında herhangi bir toplumun fotoğrafı çekilirken 5 temel kriter dikkate alınır:

  •  Yaş
  • Cinsiyet
  • Gelir Durumu
  • Eğitim
  • Meslek

Yukarıda sayılan tüm kriterlerin sonuçlarını elde edebilmek dijital okuryazar insanların varlığıyla mümkündür. Paul Gilster’in dediği gibi bilgiyi alıp doğru ve farklı stratejiler kullanarak kitlelere duyurmak ve kitlelerin mesajları doğru feedback (geri bildirim) yoluyla kitlelerin gereksinimlerini ve isteklerini belirlemek gerekir. Dijital okuryazarların bu yönüyle çok yönlü donanımlara sahip olması gerekir. Toplum yapısı için sosyoloj; sayı ve istatistik için matematik,; dönem şartları için tarih gibi tüm sosyal ve sayısal bilimlerden bilgi ve donanımlara sahip olmaları beklenir. Biliginin doğru zamanda ve doğal akışına uygun şekilde sunmak dijital okuryazarların bir görevidir.

Sonuç olarak; enformasyonda bulunan bilgi akışının doğru ve şeffaf şekilde dijital ortama aktarmak dijital okuryazarların bilgileriyle mümkündür. Günümüzde bilgilerin hızlı ve herhangi bir güvenlik süzgecinden geçmeden kitlelere aktarıldığı düşünülecek olursa günümüz 21. yüzyılda dijital okuryazarlara ihtiyacın giderek arttığı kuşku duyulmaz bir gerçektir.

Editör: Doruk Adakoğlu – 31.12.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Danışman

Furkan Toprak tarafından yazıldı

1999 yılında Mersin'de doğdum. 22 yaşındayım. Çukurova Üniversitesi İletişim Bilimleri 2. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılında Harran Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmıştım; devam edemedim. Ardından bir süre bekleyip Çukurova Üniversitesi'nde İletişim Bilimleri bölümüne kaydoldum. Küçükken bir trafik kazası geçirdim. Bu durum sağlığım açısından fizikdel gelişimimi olumsuz etkiliyor. Hedefim bu sitede yazılar yazarak, fotoğraflar paylaşarak farkındalık yaratmak olacaktır.

Makale YazarıYorumcuÜyelik YılıVideo YapımcısıTestçi

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Canlılar Dünyasının Kayıp Halkası: Bilim İnsanları Tüm Karmaşık Yaşam Formlarının Kaynağını Bulmuş Olabilir!

    Ukrayna Saldırısı’ndan Will Smith’in Tokatına Kadar Bu Yıl Dünyada Neler Oldu Sizler İçin Listeledik!