Mikro aldatma; ilişki içindeyken bir başkasıyla çok fark edilmeden, zararsız ama uygunsuz bir şekilde yakın ilişkiler kurmak anlamına gelir. Kişinin evli, bekar veya sözlü olmasına bakılmaksızın aynı anda bir başkasıyla samimi ilişkiler içine girmesidir. Partnerinin göremeyeceği, anlamayacağı şekilde, bir başkasına yönelik hayaller kurmak, o kişinin hayatını mercek altına almaktır. Partnerinin dikkatini çekmek için kişide şu tarz davranışlar görülmektedir:
- İlgilendiği kişinin sosyal medyasını sık sık kontrol etmek.
- Partnerinin onu göreceği zamanlarda çekici görünmeye çalışmak.
- Sosyal medya hesabının ilgilenilen kişinin dikkatini çekecek şekilde paylaşım yapmak.
- İlişkiyle ilgili çok ciddi değilmiş gibi davranmak.
- Yakınlık duyulan kişiye yönelik fanteziler kurmak.
- Eski sevgilinin hareketlerini takip etmek.
Günümüzde kadın-erkek ilişkilerine birçok etken sebep olabilmektedir. Ekonomik durum, sevgi, saygı, sadâkat bu etmenlerin başında gelmektedir. Fakat bunların dışında bir etki de artık hayatımızın merkezine giren sosyal medyadır. Hemen hemen yaşantımızın her anını Facebook, Twitter, Instagram, WhatsApp gibi sosyal medya üzerinden paylaşarak kendi “Dijital Ayak İzleri”mizi bırakır olduk. Bu da birbirini tanımayan, görmeyen, kültürel normlar olarak birbirine tamamen zıt karakterde insanların kaynaşmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte kadınlar ve erkekler de sosyal medya platformları üzerinden önce yazışarak, sonra konuşarak, en sonunda yüz yüze iletişimle bir araya gelmelerine sebep olmaktadır.
Bunlar her ne kadar başlangıçta samimi duruyor olsalar da; eşi, sevgilisi veya nişanlısı olan kadın ve erkekler içinde büyük tahribatlara yol açmaktadır. Çünkü aslında “mikro aldatma” denilen şey, temiz yemek varken, leş yemeği tercih etmek gibi bir şeydir. Aldatma denilen şey, kadının veya erkeğin birlikte olduğu kişiye karşı gelerek, onu yüzüstü bırakarak başka birine göz dikmesidir. Toplumda yaşanılan kıskançlıkların temelini de aslında perde arkasında yürütülen mikro aldatma örnekleri sebebiyet vermektedir. Bu da kişinin önce güven duygusunun sarsılmasına, daha sonra içine kurt düşmesine sebebiyet vererek partnerinin davranışlarını gizlice takip etmesiyle devam etmektedir. Bunlardan birkaç örnek de şunlardır:
- Partnerin telefonunu izinsiz şekilde takip etmek.
- Partnerinin her adımını takip etmek.
- Partnerin iş hayatına müdahalede bulunmak.
- Sık sık partnerine gün içindeki yerini sormak.
- Partnerin açığını yakalamak uğruna kötü sonuçları göze almak.
Çiftlerin birbirlerine karşı sevgi ve saygının azalmasının temel sebeplerinden biri de aslında teknoloji bağımlılığıyla ortaya çıkan sosyal medyadır. Teknolojinin hızlı ilerlemesi, hemen her gün yeni haberlerin ve bilgilerin yayılması kişide “çağa karşı yabancılaşma korkusu” yaratmaktadır. Bu yüzden hepimizi sosyal medya aracılığıyla “dünyayı takip etmek zorundayız” tedirginliğini yaşıyoruz. Bu da bizi ister istemez başka kimselerle iletişim kurmamıza mecbur kılıyor. Her yeni gördüğümüz resme, ışığa, tasarıma, modaya ve gündeme çok çabuk kendimizi teslim ediyoruz.
Mikro aldatma da aynen teknoloji gibi bizi önce kendine çekiyor, daha sonra da onun etkisiyle yaşamaya, hayatımızı şekillendirmeye başlıyoruz. Gözümüz dönüyor, aklımız kontrol mekanizmasını devre dışı bırakıyor. “Haz ve hız” dünyasının içinde yaşıyoruz. Mikro aldatma da bu yüzden artık doğallaştırılarak insanlara pazarlanıyor. Partnerimizde hayal ettiğimiz şeyleri yaşayamıyoruz; bu yüzden eksikliğimizi başka bir insandan karşılama yoluna gidiyoruz. Sonrasında yaşanılacak kargaşaları, mutsuzlukları düşünmeden, hesap etmeden sırtımızı başkasının sırtına yaslıyoruz.
Mikro aldatmanın aslında meşru olmadığı, ileride yaşanabilecek ateşli tartışmaları körüklediği görülmektedir. Çiftlerden bağımsız olarak söyleyebiliriz ki; ticari, eş, dost, devlet hangi türde olursa olsun aldatmanın her türlü şekli ve gerekçesi kabul edilemez. Aldatmak sadece kişinin karşındakine karşı utanmazlığı değil, kendine karşı da şeref eksikliğidir. Toplumlardaki ailelerin içindeki çatlaklar da bu tarz gayrimeşru ilişkilerin yol açtığı çukurlar sebebiyle olmaktadır. Metnin başında “zararsız ama uygunsuz” ifadeleri de aslında bir tür aldatmadır. Konu hassas ve kırılgan olduğu için eylemi toz pembe gösterme girişimidir. Bu tarz bir yanlışın içine girmemek için alınabilecek önlemler ise şöyledir:
- Sosyal medya hesaplarında sadece güvenli isimler kayıtlı kalmalıdır.
- Herhangi bir ailevi ve arkadaş ilişkisi bulunmayan kişilerle iletişime geçilmemelidir.
- Özel ilişki düşünülen kişileri yakından ve dikkat çekmeden tanımak gerekir.
- İlişkilerde her iki tarafın ailesi de erkek ve kadın için görüşmeye izin vermelidir.
- Aile onayı alınmadan ilişkiler devam etmemelidir.
Mikro aldatmanın önüne geçmek için hem bireysel hem de aile üyeleri olarak bilinçli ve titizlikle hareket etmek gerekir. Günümüz dünyasında artık uzaklık ve yakınlık kavramları fiziksel olarak anlamını yitirmiştir. Bu yüzden aile içi ilişkilerde elimizden geldiğince dikkatli olmak elzemdir. Aile, neslin ve geleceğin yapı taşıdır. Hiçbir şekilde ipin ucu gevşetilemez. Erkek de kadın da kendine zarar verecek bu tarz gayrimeşru iletişim yollarını aramamalıdır. Bunun için de ebeveynler evlatlarının sevdiği veya hoşlandığı kişileri tanıma noktasında ılımlı ve anlayışlı olmaya özen göstermelidir. Toplumu ayakta tutan, sürdüren çekirdek aile geniş ailenin birbiriyle uyumlu bir şekilde kaynaşmasından meydana gelir.
Editör: Doruk Adakoğlu – 11.11.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
ne denebilir ki insan artık kime nasıl güveneceğini bile bilmez bir hale geldi.
Artık kimse kimseye sadık değil gibi ve bunu kabul etmiyor malesef.
Her türlü iki taraf için de aldatmaya giriyor ve bu çok yanlış bir şey. Maalesef bunu uygulama sayısı da fazla. Malum programlar dolayısıyla.
Partneri yerine telefonla ilgilenmek de bence mikro aldatma.
gün geçtikçe daha da artan bir şey olduğu aşikar
Yazıyı okurken aklıma Esra Erol gibi programlara çıkan terbiyesiz insanlar geldi.
Hayatın içinde gittikçe daha da çok yer alıyor