içinde ,

MuhteşemMuhteşem İnanılmazİnanılmaz

Andy Warhol’un Trajik ve Taçsız Kraliçesi Edie Sedgwick’i Yakından Tanıyalım!

Şehrin kalabalığı, eğlence mekanlarının neon ışıkları ve ellerinde içki kadehleriyle dans eden insanların kahkahaları koynunda büyük bir hüznü ve yalnızlığı saklıyor olabilir bazen. Yarı sarhoş, yarı baygın gözler ertesi gün uyanmak istemezcesine başka bir boyutta, sadece hayaletlerin anlayabileceği bir dilde, boşlukta salınırlar öylece; geceyle bilincin arafında…

Zaman dediğimiz nedir ki? Tarihler değişir, insanının ölümlülüğü baki kalır. Hikayeden ibaret yaşamlar toprağın 6 inç altında son yolculuklarına uğurlanırlar, geride kalan sağlar yeni hikayelere savrulurken… Bazı hikayeler hatırlanır, bazı hikayeler ölen kişiyle birlikte gömülür. Unutulur gider. Pop-art tarihinin üstadı Andy Warhol’un 1960’lı yıllarda öyle trajik ve taçsız bir kraliçesi vardı ki hikayesi öyle pek kolay unutulacak gibi değil.

Gelmiş geçmiş en ünlü “It-Girl!”lerden birisi olarak anılır. Bob Dylan başta olmak üzere dönemin rock’n roll şarkıcılarına ve kültürüne ilham perisi olan bir ikon. 16 Kasım 1971 yılında henüz 28 yaşındayken yüksek doz sebebiyle dünyaya veda eden bu ışıltılı fakat yıldızı mutlulukla hiç barışmamış skandal ismi gelin daha yakından tanıyalım.

Edie Sedgwick Kimdir?

20 Nisan 1943 yılında soyu İngiltere Kraliyet Ailesi’ne kadar uzanan ultra varlıklı ve sosyetenin göz bebeği bir ailenin 7. çocuğu olarak hayata gözlerini açtı. Annesi Alice de Forest ruh doktorunun ailesinin genetiğinde akıl hastalıklarının riskli derecede yüksek olduğunu göz önünde bulundurmasını ve asla çocuk doğurmamasını tembihlediği birisiydi. Buna rağmen 8 çocuk dünyaya getirdi. Bu sorumsuzluk şaşırtıcı olmayan sonuçlara gebeydi.

Edie’nin bir erkek kardeşi kendini asarak intihar ederken diğer bir erkek kardeşi akıl hastanesinden çıktığı günün ertesinde motorsikletini hareket halindeki bir otobüsün üstüne sürerek kendini öldürdü. Babaları Francis ise daha üniversiteyi bitirmeden iki kez şiddetli sinir krizi geçirerek akıl hastanesine kaldırılmış birisiydi. Yani bunca zenginliğin, şatafatın arasında aile içten içe parçalanmakta, hastalıklarla kıvranmaktaydı.

Edie okul çağına geldiğinde eve kapatıldı ve özel öğretmenler rehberliğinde eğitim gördü. Dışarısıyla teması minimumdaydı. Bu dönemde (7 yaşından itibaren) düzenli olarak öz babası ve kardeşleri tarafından tecavüze uğradığı söylenir. Harvard’da okumak üzere ilk kez evden ayrıldığında ağır depresyon hastası, defalarca kez anoreksia tedavisi görmüş, sıklıkla anksiyete krizleri geçiren birisiydi. Harvard’da okuduğu yıllar boyunca aşırı zenginliğin kendisine verdiği ayrıcalıkları sonuna kadar kullanarak derslere girmek yerine küloduna kadar soyunup okulun çimenlerinde uzandı, başına belaya sokarak (doktorunun sağlığı için asla hamile kalmaması uyarısına rağmen) bir sınıf arkadaşından hamile kalarak kürtaj olmak zorunda kaldı, sürekli olarak okul sürecini sabote etti.

Çok geçmeden kendini New York gece hayatının ve içerisinde güçlü uyuşturucuların kullanıldığı gece kulüplerinin kalbine bıraktı. 21 yaşını doldurduğu gün miras hakkını elde ederek Manhattan’ın en pahalı dairelerinden birine taşındı ve işte tam bu noktada tüm hayatı hızla uçuruma yuvarlanan bir kaya gibi düşüşe başladı. Saçlarını kısacık kestirerek, iddialı bir platine boyattı, daracık taytını ve kürkünü üstüne geçirdi ve Vogue gibi önemli dergilerin, reklam ajanslarının dikkatini çeken, daha sonra kendisiyle anılacak stilini bu dönemde yarattı.

Andy Warhol ve Edie Sedgwick Bir Gece Kulübünde Tanışırlar!

60’lı yılların New York gece hayatına meteor gibi düşen, girdiği her ortamda fütursuzca para harcaması, kullandığı uyuşturucular, ışıltılı gülümsemesi ve diğerlerinden tamamen farklı aurasıyla bakışları üstünde toplayan bu genç kızın Andy Warhol’un radarına girmesi ve meşhur Fabrika’sının baş oyuncularından biri olması uzun sürmedi. Bir gece bir partide tanıştılar ve Andy Warhol’un “aseksüel aşk” dediği bir tür ilişkinin içinde kendilerini buldular.

Bu dönemde moda sayfalarının göz bebeği olan Edie tüm aşırılıklarına rağmen el üstünde tutuluyor, uykusuz bir şekilde bir partiden diğerine gidiyor, tehlikeli ölçüde amfetamin, eroin, lsd, ecxtasy gibi ağır psikotik uyuşturucularla kendini tüketiyordu. Andy ile Horse, Kitchen, Poor Little Rich Girl, Beauty No.2 gibi türün sevenleri için bile sayıklamaları andıran, fazla deneysel filmler çektiler. Andy ve Edie ikili girdikleri her mekanda bohem hayatın kral ve kraliçeleri olarak ağırlanıyorlardır. Bilhassa sosyetiklerle punklarla, alt yakayla üst yaka, avam topluluklarla yüksek sanat çevresi arasında…

Bob Dylan’a Aşık Olur!

Hayatında başkaca bir heyecan aramaya devam eden Edie, zamanının en deli sanatçılarını, havalı müzisyenlerini, berduş junkieleri, görkemli kaybedenleri, çığır şair ve ressamlarını ağırlayan Chelsea Hotel‘e taşındı. Ve burada hayatının aşkı olan Bob Dylan’la tanışıp takılmaya başladılar. O sırada Joan Boez‘le inişli çıkışlı, efsanevi bir aşk yaşayan Bob Dylan için Edie arada sırada yatağını ısıtan bir sokak kedisinden farksızdı. Ona olan ilgisi daha çok Edie’nin ilgiye ve şefkate olan muhtaçlığından, duygusal açıdan zayıflığından ve elbette sahip olduğu bir tuhaf kadınsı çekicilikten kaynaklanıyordu.

Fırtınalarıyla birlikte ilişkileri iki yıl kadar sürdü. Bu süreçte gerçek bir bağımlıya dönüşen Sedgwick ışıltısını kaybederek gözden düşmekte, ailesinden miras aldığı akıl hastalıklarıyla mücadele eden bir zavallı kız olarak adı anılmaktaydı. Defalarca kez bıçak çekip tehdit etmesine aldırmayan Bob Dylan’ın Sara Lownds‘la evlendiği haberini aldığı an pamuk ipliğine bağlı dünyası başına yıkıldı. O gün Fabrika’dan son kez ayrıldı ve bir daha asla geri dönmedi.

Gözler Önünde Eriyen “It-Girl!” ün Bir Fırt Kokain İçin Seks Yaptığı Günler Başlar…

Fabrika’dan ayrılmasıyla birlikte tutunacak tek dalı kalmayan Edie hırsızlık yapmaya, motorsiklet çeteleriyle takılmaya, defalarca kez komaya girmeye, akıl hastanelerinde tuvalet temizlemeye başladı. Çok kötü durumdaydı, ellerini kullanamaz haldeydi. 1971 yılında bedeni daha fazla dayanamadı. Ölümü kayıtlara kaza- intihar olarak geçti. 28 yaşındaydı.

Meraklıları için; Başrolünde Sienna Miller ve Guy Pierce’ın oynadığı 2006 yapımı Factory Girl filmi hikayede ufak değişikliklerle Edie Sedgwick’in yaşamından esinlenerek çekilmiştir. Filmin gerçekleri yansıtmadığı konusunda ciddi karşı çıkanlar çoğunlukta olmakla birlikte fena bir film sayılmaz. Boş bir vaktinizde yapacak daha iyi bir şey yoksa izlemenizi tavsiye edebilirim. Çıkış tarihi olan 2006 yılında izlemiş, ne çok beğenmiş ne de çok yermiştim. İlgilisi için burada bulunsun.

Editör: Fatih Düz – 19.10.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Uzman

burcueken tarafından yazıldı

Makale YazarıYorumcuÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Gördüğünüz İlk Şey En Baskın Özelliğinizi Ortaya Çıkarıyor

    İlginç Yenilenme Sistemine Sahip | Planarya Solucanları