Ben bütün dünyanın tanıdığı bir anayım. Eteğimde çiçekten böceğe, böcekten hayvana, hayvandan insana ve daha nice varlığa analık yapmaktayım. “Doğanın cinsiyeti olmaz” demeyin. Kadının doğurganlığından ilham alınarak bana “Doğa Ana” demektesiniz. Ama saygı göstermemektesiniz. Benimle yani büyükannenizle savaş halindesiniz. Derelerim, denizlerim, ormanlarım talan edilmekte. Benim bir de iyileşemeyecek yaram var, o da beton. Siz betonu çok sevmektesiniz. Benden vazgeçip onu seçmektesiniz. En önemli şeyi unutmaktasınız, sizi hayata bağlayan, nefesi sağlayan beton değil, benim, ben Doğa Ana.
İnsanoğlu kadın neslini sürekli ikinci plana atarken, betondan binalara hapsedip köle gibi davranırken, kadın üretkenliğinden doğan, Doğa Ana adını taşıyan bendenize saygı gösterilmesini beklemek ne anlamlı olur bilmemekteyim.
Ben size zaman zaman uyarılarda bulunmaktayım. Güvendiğiniz betonların sağlam olmadığını defalarca kez göstermekteyim. Sevdiğiniz insanları kaybetmektesiniz ve buna “Doğanın İntikamı” demektesiniz. Ben içinde intikam duygusu besleyen bir cani değilim, bunu anlamamaktasınız. İnsanlar ölüyorsa, birçok hayvan nesli yok oluyorsa bu sizin suçunuz, benim değil. İntikam duygusunu içinde yanardağ gibi barındıran tek canlı sizsiniz. Sizi öldüren, almadığınız tedbirler ve benimle olan anlamsız savaş. Bu savaşı sürdürdüğünüz sürece hem sizden, hem de benden dönüşü olmayan kayıplar olmakta. Hala mücadelesini verdiğiniz Corona Virüs de bunun kanıtı.
Ben sizinle savaşmak istememekteyim. Ki bunu siz başlattınız. Ben asla yok eden taraf olmamaktayım. Hep var eden taraf olmaktayım. Size bütün nimetlerimi karşılıksız sunmaktayım. Hiçbir şeyi sakınmamaktayım. Kollarım ayrım yapmaksızın herkese açık. Gelin bırakın elinizdeki savaş baltalarını, barış içinde yaşayalım. Dünya var olduğundan beri yaşadığımız gibi. Siz olmadan ben yaşarım ama ben olmadan siz yaşayamazsınız.
“Koca karı” diye tabir edilen bir şifa türü vardı. İşte o şifayı ben sağlamaktayım. Lütfen kapıma gelin, ellerinizi uzatın, birlikte yaşayalım. Geç olmadan yaralarımızı saralım. Birbirimizin şifası olalım. Gelin beraber can bulalım, can olalım. Mevlana’nın da dediği gibi, “Ne olursan ol, yine gel.
Kısacası, doğanın belli düzeni vardır. Derenin nereden aktığı, denize nereden kavuştuğu bellidir, sevgili insanoğlu. Kuşların hangi göç yolunu kullandığı ve bu yol üzerinde nerede konaklayacağı da bellidir. Gelirken bunlarında farkında ve bilince olarak gel. Benim yuvama gelirken, iş makinalarını, para hırsını geride bırakta gel. Onun haricinde, hangi dilden, dinden, kültürden olduğun hiç önemli değil. Ben Doğa Ana, her yalnız kalmak isteğinde geldiğin, sevdiklerinde güzel vakit geçirdiğin yuvan, iki sığınağın. Hep gel, hoşgel insanoğlu.
Son sözüm giderken, ormanlara çöp bırakmatasın, mangal yaptıktan sonra ateşini söndürmemektesin yapma insanoğlu yapma. Ne olur yapma. Sana yazdıklarımdan ötürü bana darılma ama durum bu. Sağlıcakla ve huzurla kal.
Editör: Fatih Düz – 18.09.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Şifa gerçekten doğa anada, karia yöntemleri iyileştirir ama ilaç firmaları değil. Tabiki iyi ilaçlar var fakat yan etkileri büyük bir dikkatle incelenmeli. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmamak lazım.
Tabi ki, hem ilaç kullanırken, hem de doğa ananın sunduklarını alırken iyi araştırmak ve bir bilene sormak lazım.
Elinize sağlık
Teşekkür ediyorum. 🙏
Elinize sağlık
Teşekkür ediyorum. 🙏
emeğinize sağlık, gerçekten güzel bir araştırma yapılmış
Emeğine sağlık. 🙂
emeğinize sağlık.