İnsan doğası garip. İnsan garip.. Bu garipliği negatif düşünmeyin ama. Çünkü müthiş bir dizayn var ortada. Her koşula alışan, çabuk adapte olan… Bugün güç gelen, yarın kolaylaşıyor. Dün cesaret gösteremem dediğimiz her şeye ertesi gün koşarak gidiyoruz. Komik ama zekice hazırlanmış bir kurgu gibi… Her gün beynimizden yüzlerce düşünce geçerken, bir çoğunu ertesi gün unutabiliyoruz. Bazen mantıklı bazen dünyanın en saçma yolunda yarışıyoruz.
Ben bu yazımda biraz umutla ilgili konuşmak istiyorum aslında. Bu aralar bir kaç hatırlatmaya ihtiyaç duyuyor aklım. Her birimiz binbir engebeli yoldan geçmişizdir bugüne kadar. Kim diyebilir ki; “hayatımın her anı muhteşemdi” diye? Diyemez elbette…
Ama her anı kötü de değildi. İnsana dair bir sürü mutluluğun olduğu şu hayatta biz de payımızı aldık tabi güzel günlerden. Kimine göre mutlu olduğu anlar çok, çoğuna göre de az gelmiştir. Fakat hayat döngümüz devam ediyor. Yarın bizi beklerken, elinde ne var bilmiyoruz. Belki baharı getirdi bavulunda ve kapıyı açmamızı bekliyor. Biz karamsarlık denizinde boğulurken baharı, o güzel çiçekli bahçeleri kaçırıyoruz belki de.
Çünkü o da beklemekten sıkılacak ve götürecek sıcaklığını başkalarına. Şöyle bir yoklamalı yani insan sağını solunu. Bir tek önüne baktığında ya da hayatı tek bir perspektiften yorumladığında göremiyor olabilir. Yaşam tek yönde akmıyor. Bana göre -astronomi ile ilgilenenler kızmasın ama- dünya tek bir yönde de dönmüyor.
Zaman zaman bir şeylere geç kalmışım hissi ile boğuşuyorum. Ama bu dünyaya karşı henüz bitmemiş kelimelerim olduğunu da biliyorum. Ne zaman düşsem o kuyuya, kafamı kaldırabiliyorum. Gücün özü içimde farkındayım. Tüm bu gelgitleri yaşarken, aklıma hep Turgut Uyar’ın o meşhur dizeleri geliyor mesela;
“Umut yoktur
Kimse yoktur umut etmemeyi önleyecek
Çünkü umut kaçınılmaz gelecektir
Bütün gümbürtüsüyle
Umut kaçınılmaz gerçektir çünkü
Biri Asya’da biterken söz gelişi, Şili’de öbürkü başlar”
Evet bitmez tükenmez içimizin umut sevdası. Bitti derken bile, yenisini gözler göğüs kafesimizdeki o serçe. Bazı yıkımlar yaşanacak elbette. O acı, keskin tat gıcıklayacak zaman zaman boğazımızı. Geri dönülmez gibi gelen o yoldan döneceğiz yine. Her seferinde biraz daha kıracağız o paslanmış zincirleri. Kimseye bir şeyleri kanıtlama çabasına girmeden, düşüşlerin ardından nasıl kalkılacağını da bilerek.
İzin vermek gerek sadece. Hayatın akmasına, değişmesine ve dönüşmesine müsaade etmek. Güçlü insanlar bir günde güçlenmedi. Hayat sınavlarını başarıyla geçerek güçlendiler. Yıkılmaz oldukları için değil, yıkıldıktan sonra nasıl toparlanacaklarını bildikleri için güçlüler. Acıya değil umuda teslim oldukları için. Ben de her yaşadığım acı tecrübenin ardından, daha da hevesli bindim umut salıncağına. Sadece adım atmak lazım. Bir adımla çözülüyor ayağınıza bağ olan o düğümler. Koşmaya da gerek yok gerçekten. Küçücük bir adımla rüzgar size dönüyor. Bırakın kalbiniz ayaklarınıza hükmetsin…
Günün şarkısı; Can Bonomo – Güneş
İyi dinlemeler 🎶
Editör: Fatih Düz – 19.09.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Umudu değerli kılan en önemli kavram belki de insanı güçlü kılması. Dizlerimizin kanamasını görmek acı olabilir; o kanın duracağını bilmek en güzel şey. Bu yüzden “Umut.” Teşekkürler. 🤗
Sislerin dağılması önemli.
Ben de dünyanın tek bir yöne döndüğüne inanmayanlardanım 🙂
Cok beğendim. Elinize sağlık
çok beğendim 🙂
Emeğinize sağlık