Kaybolmuşluğumun eşiğinden gökyüzüne seslendiğim bir gündü tüm hüznümün başlangıcı. Belki sonu da olmayacaktı ama ben yine de en başından başlamaya meyilliydim. Hedeflerim için, geleceğimi daha çok düşünmeye karar verdiğimden beri, geçmişimle barışmaya başlamıştım. Peki ya siz geleceğinize küsüp geçmişinizde yaşamaya devam edenlerden misiniz?
Her geminin bir rotası vardır. Kimisi doğuya süzülürken, kimisi güneyi tercih eder. Bense daima güneşi takip etmeyi seviyorum. Sıcak havayı çok sevdiğimden değil, soğuk havaya düşkünlüğümden. Her acının bir tatlı yanı vardır. Geçip giden acılar ise bıraktığı izlerle anıları canlandırır. Siz sadece yaşadığınızı sanırsınız ama, acılarınız sizden daha fazlasını yaşar. İzleriniz sizden daha fazlasını hisseder. Duygularınızı şekillendirmeye çalıştıkça, piyon olup oyunun bitmesini izlemeye devam edersiniz.
Nokta kullanmadan önce virgüle sahip çıkmalısınız. Hayatınızı ünlemlerle ifade ettikçe mutlu değil, huzursuz olursunuz. Çünkü en güzel cümleler virgüle sahip olan cümlelerdir. Hemen bitmeyen, okudukça keyif veren ve iliklerinize kadar o duyguyu hissettirebilen..
Bazı kelimeler insanlardan daha çok duygu ve düşünceleri gösterir. En güzel kelimelerde, insanın en yalnız olduğu anlarda dile gelir. Kendinizi en çok nerede huzurlu hissediyorsunuz o önemli.. Bazı insanlar karada mutlu olurken, bazı insanlar da suda huzuru bulurlar.
Suda huzur arayan insanlar, suyla bütünleşip tüm ön yargıları silebilirler. Çünkü su insanın zihnini en iyi boşaltabileceği yerdir. İster içinde ister dışında olsun, beş dakika bile bunun için oldukça yeterlidir.
Su, gelmiş geçmiş en iyi terapi yöntemidir. Sessiz bir gemide olduğunuzu düşünün. Yanınızda hiç kimsenin olmadığını, benliğiniz ile baş başa kaldığınızı hayal edin. Kelimeler zihninizde dans ederken, ruhunuzu suyun sesi ile bütünleştirin. Tüm dertlerinizi, sorunlarını anlatın. Anlattıkça dalgaların o dertleri süpürdüğünü hissedin. Kuş gibi hafifleyip, gemi gibi yol aldığınızı düşündükçe geçmişiniz ile daha da barışık olacaksınız. Artık gelecek kaygılarla değil, anlamsız ön yargıların kaybolmasıyla yolunuza çıkacaktır.
Dilinizden çekindiğiniz sözcükleri fısıldayın içinizden.. Nerede hata yaptınız? Veya hata yapmadan mı hatalarla yaşadığınızı sandınız? Sizi en iyi su anlayacaktır. Çünkü su, insan gibi değildir. Söylediklerinizden anlam çıkartmak yerine, söylediklerinizi savurup tüm dünyada gezdirebilir. Sizi ön yargıyla beslemez, havasıyla kendinize getirir.
Bir süre sonra da anlamaya başlarsınız. İhtiyacınız olan şey, karşılıklı düşünce alışverişi değil de, sadece düşünce selidir. Bu sele kapılmak ise sizin tercihinizdir. Hayat su gibi akıp giderken, bazı soyutlamalardan arınmanız gerekir. Çünkü ruhunuz asla aç kalmamalı, kaldıkça yalnızlaşır ve kendinizi suçlamak için sebep ararsınız.
Kendi masalınızın karakteri olun ki, başkalarının hikayesinde unutulup gitmeyin. Varlığınızın değerini, değer aldıkça değil verdikçe bilin. En çok kendinizi sevin.
Belki bir gün bir gemi de bizler de karşılaşırız; hiç konuşmadan, var olduğumuzun bile farkında olmadan, sadece düşüncelerimizle anlaşarak…
Editör: Ece Altaylıgil – 15.09.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Kendi masalınızın karakteri olun ki, başkalarının hikayesinde unutulup gitmeyin. Çok güzel bir söz . Elinize sağlık
Çok teşekkür ederim ☺️
“Birçok giden, memnun ki yerinden,
çok seneler geçti, çok seneler geçti,
dönen yok seferinden.”
dizeleri aklıma geldi yazınızı okuyunca.
Sevgiler
Kendi masalımızın kahramanı değil, karakteri olmak…
İşte bütün mesele bu. 🙂
Kaleminize kuvvet
Oldukça önemli bir yazı, emeğinize sağlık
Kendi masalınızın karakteri olun 👏 emeğinize sağlık.
Emeğinize sağlık
Ruh aç kalınca insanda suçluluk duygusu yaratıp daha da depresyona sürüklüyor. İnsanın kendini yerli yersiz suçlaması kendisine yapacağı en büyük kötülüktür. Öz eleştiri ile kendini eziklemek farklı şeyler.
Güzel içerik masal ile öykü karışımı gibi olmuş. Şiiri de andırmıyor değil. Farklılıkları severim. Kaleminize sağlık. 🤗👋