Kurtuba ‘da doğdu bu ilim ve bilim babası. 1126 yılında annesinin himayesi altında büyüdü her çocuk gibi . Arap asıllı bu bebeğin soylu bir aileden geldiği herkesçe bilinir. Dedesi, Kurtuba camiinde imam ve saygın bir alimdir. Babası tarafından ilk dini eğitimini tamamlar İbn-i Rüşt. Ona neden bu isim verildiği merak edileceğinden şu bilgiyi paylaşabiliriz. Dedesi ile aynı ismi taşıdığı için “torun” lakabı ile ona İbn-i Rüşd denildi. Yıllarca da hepimiz onu bu isimle bildik. Asıl adı ise Ebu’l Muhammed el kurtubi.
İbn-i Rüşd yaşadığı dönemin yaygın olan mezhebi maliki’ye bağlıydı. Ve bunun üzerine aldı tüm eğitimlerini. Dönemin büyük ilim adamlarından dersler aldı. Soylu bir aileden geldiği için eğitimine büyük özen gösterildi. Tüm dünyaca bilinen “hay bin yakzan” adlı eserin yazarı ile tanışma fırsatı buldu Yolunun İbn-i Tufeyl ile kesişmesi İbn-i Rüşd için felsefenin, hekimliğin, hukukçuluğun yolları da açıldı.
Grek felsefesi üzerine öylesine meraklıydı ki vaktinin çoğunu ders çalışmakla geçiriyordu. Üstelik bir Arap olmasına rağmen Aristo’nun eserlerini incelemiş ve kitapları üzerine kafa yoran açıklama yapmaktan zevk alır hale gelmiştir.1169 yılında Aristo şerhleri yapmaya devam etti.
Eserleri değil Yunanca’dan Arapça’ya çeviri yapılarak, yeniden düzenlendi ve yeni bir görüş ortaya koydu.
İbn-i Rüşt yalnızca Aristo ve felsefe üzerine çalışmadı. Aynı zamanda o İbn-i Sina gibi ciltler dolusu hekimler üzerine eserler ortaya koydu. Öyle ki 1182’de Yusuf bin Abdulmumin, onu özel hekim olarak Marakeş‘e getittirdi.
Kendi çabasıyla ve ailesini de desteği ile ,dönemin sayılır âlimlerinden ve bilginlerinden olmuştu İbn-i Rüşd. Elbette ki kıskanan ve İbn-i Rüşd‘ün yolunu kesenlerde olmuştu. İnsanlık tarihî boyunca günümüzde bile rastladığımız, hatta bizzat yaşadığımız İbn-i Rüşd‘ün başına da gelmişti. Ortaya döktüğü yeni görüşlerden dolayı bir çok şikayete ve eleştiriye maruz kaldı ve sürgün edildi.
En bilinen suçlama ise felsefe ile ilgilendiği için ,halkı ve kendisinin sapkınlığa sürüklediğiydi. Her ne kadar büyük bir heyet karşısında hakkında çıkan iddialara karşı asılsız olduklarını açıklasa da sürgün edilmekten kendini kurtaramadı. Ve daha sonralarda ise dedesinin imamlık yaptığı camiye mahkûm edildi. Öyle ki görüşleri sansürlendi ve, eserlerinin okutulması yasaklandı. 1198’de ise hayatını kaybetti bu büyük bilim adamı.
Ortaçağ’da felsefenin en önemli ismidir aynı zamanda İbn-i Rüşd, İslam bilim kültüründe ileri ki seviyeye çıkmış bir insandır. Aristo’ya olan hayranlığı ile beraber tıp, astronomi konusunda da uzmanlaşmıştır. İbn-i Rüşd sayesinde yazdığı eserlerin Latinceye çevirisi den sonra Aristo Avrupa da tekrardan gündeme gelmişti. Yani şunu kolaylıkla diyebiliriz. Bugün Aristo İbn-i Rüşd sayesinde biliniyor.
O imam Gazali, İbn-i Sina gibi eserleri incelediği gibi aynı zamanda eski Yunan filozofları hakkında da bilgi sahibi olmaya adadı kendini.
Avrupa’ya gelince, Avrupa‘nın fikir mimarlarından birisi olarak anılır. Ve Avrupalı ressamların tablolarında, yazarların kitaplarında yerini almıştır.
“Kimseden daha iyi olmadığınızı bilecek kadar mütevazı,
Herkesten farklı olduğunuzu bilecek kadar bilge olun”
O zamanının ötesinde bir şahsiyettir. Ve her şahsiyet gibi onunda öne sürdüğü görüşler anlaşılmamış ve suçlamalara maruz kalmıştır. Her büyük insanlar gibi o da sert rüzgarların yüksek dağlarda estiğini bilen bir bilge idi. Zaman ve mekan onun görüşlerini kabul etmekte zorlandı ve yıllar sonra bizlerin az eserlerine ulaşmamıza neden oldu. Bu Endülüs ki Arap hem dünya çapında hem de kendi coğrafyasında kabul edilmekte her ne kadar zorlandı ise de o sunduğu eserlerden , görüşlerden vazgeçmedi. Yıllar sonrasında ise Avrupa da Averroes adıyla nam salmıştır. Adı şanı çok sonralardan hayata geçmiş, tekrardan hatırlanmaya değer görmüş öyle çok şahsiyetler var ki. Okumak ve öğrenmek için vaktimizi boş yere harcamamak gerekiyor bence.
“İlim ana yurdumuzdur. Cehalet ise yabancı yer”
Editör: Melike Bay – 12.09.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Elinize sağlık
Güzel bir yazı olmuş
Zevkle okudum, kaleminize sağlık
Emeğinize sağlık
ellerinize sağlık
Elinize sağlık
Emeğinize sağlık
Elinize sağlık…
O dönem alınan eğitimler insanların bir didiplin oluşturacak bilgi birikimine sahip olmasını sağlıyor, yine kıskandım o zamanları. Şimdi nerde o eski eğitimler, etraf yanlış tarih yanlış bilgi dolu…
İbn Rüşd gibi daha nice ilim insanı var bu coğrafyalarda tanınması ve bilinmesi gereken