içinde

MuhteşemMuhteşem HavalıHavalı

Pandemide Türkiye'de Yaşanan Tuhaflıklar

Corona Viruses against Dark Background
  • Tüm dünya olarak Covid salgınının ciddi bir boyutunun içinden geçtik ve hala da etkisi azalarak da olsa devam eden bir pandemi süreci var. Dünya’da ilk Covid vakası Çin’in Wuhan kentinde 1 Aralık 2019 tarihinde tespit edilmişti. Ve bize çok uzak olduğunu düşünüp hiç kaygılanmamıştık. Daha sonra uzaktan, sokakta birden düşüp ölen insanların görüntüleri geldi. Birisinin yarasa yiyerek salgını başlattığı iddia edildi. Çin’in dünyaya salgını geç bildirdiği ve önlem almadığı ile ilgili eleştiriler yapıldı. Ve ne olduysa oldu ve kısa bir sürede tüm dünya salgının etkisi altına girdi. Sokağa çıkma yasakları, seyahat engelleri, çalışma düzenlemeleri ve okulların kapanmasıyla süreç devam etse de 21 Ağustos 2022 tarihi itibarıyla  dünyada 600.606.487 vaka  ve 6.471.237 vefat kayıtlara girmiş bulunmakta.

Türkiye’de ise televizyonlarda bolca gördüğümüz bir doktorumuz Türklerde covid virüsünün tutunacağı bir genin olmadığını söyledi. Ve birçok ülke salgının etkisi altına girmişken ülkemizde görülmemiş olması nedeniyle neredeyse buna inanacaktık ki sağlık bakanımız 11 Mart 2020’de ilk vakayı televizyonlardan açıkladı. Ve 17 Mart 2020’de ilk vefat haberi geldi. Okulların ara tatili  acil olarak öne alınsa da biz 2 hafta sonra yine eski düzenimize devam edeceğimizi düşünerek tatile girdik. Ama durum hiç de öyle olmadı. Uzun bir dönem uzaktan eğitim yapmak zorunda kaldık. Covid ülkemizde de hızla yayılarak ölümlere sebep oldu. Özellikle 65 yaş üstü ve en az altta yatan bir rahatsızlığı olan kişileri etkilese de sağlık çalışanlarımızdan ve genç nüfusumuzdan da çok kayıp verdik. Ve insanların karantinada sevdiklerinden  uzakta ,onların ellerinden bile tutamadan yapayalnız ölmeleri en acı yönüydü bu salgının.20 Ağustos 2020 itibarıyla Türkiye’ de enfekte olmuş toplam hasta 16.671.848 ve ölüm vakası 100.400 kişi olarak açıklandı.

Günlük ve haftalık  tablolarla salgının durumunun açıklanmasını “evde kal Türkiye” söylemiyle bekledik. Daha önce çoğumuzun adını bile bilmediği sağlık bakanı Fahrettin Koca, artık her akşam evlerimizdeydi ve salgından korunmanın tek yolunun “yakalanmamak” olduğunu söyledi. Bu sosyal medyada çokça mizah konusu oldu. İlerleyen günlerde de fısıldayarak yanındaki görevliye  “bana yaklaşma” demesi üzerine sosyal medyada mizah amaçlı videolar dolaştı.

İlerleyen günlerde tuhaflıklar ,maske dağıtılacak diye maske satışının yasaklanmasıyla başladı. Ailedeki her ferdin 5 maske hakkı vardı ve maske için başvuru yapılıyordu. Maske takma zorunluluğu gelmiş ama  insanlar maske satın alamıyorlardı. Kendilerine maskenizi alabilirsiniz diye sms gelmesini bekliyorlardı. Sosyal medyadan “maskem geldi, benimki gelmedi” paylaşımları yapılmaya başlandı.

 

Türkiye ‘de ilk önce 65 yaş üstünün sokağa çıkması yasaklandı. Daha sonra 20 yaş ve altı gençler ve çocuklar için başladı yasak. Her birinin ayrı olmak üzere belirlenen saatlerde sokağa çıkma izni vardı. Kimin ne zaman çıkacağı ile ilgili  komik capsler dönmeye başladı bu arada. Bir gün kahvaltı yaparken evimizin karşısındaki okulun bahçesinin çocuklarla dolduğunu görüp polisi aradım ve yasaklara uymadıklarını söyledim ben de. Ekip geldi ve okul bahçesini dağıttı. Sonra kızım dedi ki “anne çocukların çıkma saatiymiş zaten.” O kadar çok değişmişti ki kimin ne zaman çıkacağının ne ben farkındaydım, ne polis ne de ceviz ağacı farkındaydı. 

11-12 Nisan 2020’de ilk  geniş çaplı sokağa çıkma yasağı ,30 büyük şehir ve Zonguldak’ta ilan edildi. Ne var ki yine tuhaf bir şekilde yasak 2 saat önce duyuruldu ve insanların panik halinde alış veriş için sokaklara akın etmesine neden oldu. Bu da bu kalabalığın oluşturduğu ortamın salgının seyrinde kötü etki yapacağı yönündeki haklı eleştirilere neden oldu ve Süleyman Soylu istifa etti ama istifası kabul edilmeyerek görevine devam etti. Bu ilk kapanmadaki en çok  konuşulanlardan biri de Luppocu dayı oldu. Elinde sadece bir paket Luppo ile ödeme sırası bekleyen genç adam kapanmaya damgasını vurdu. Bir paket Luppo için kalabalığa sebep olduğu yönünde ciddi eleştirilere maruz kalan genç adamın daha sonra işsiz olduğu ve Luppo’ya yetecek kadar parası olduğu iddia edildi. Eleştirenler tarafından özür mahiyetinde paylaşımlar yapıldı. Ve bu olayın Luppo satışlarını 5 kat arttırdığı söylense de firma yüzde 20 bir artıştan söz etti. Bu konu öyle çok gündemi meşgul etti ki Twitter’da Luppo adına fake hesaplar açıldı. Yarasa yediği iddia edilip suçlu ilan edilen adam luppocu dayının yanında neredeyse masum kabul edilecekti.

Bu arda 65 yaş üstü büyüklerimizi evlerinde tutmak çok zor oldu. Üsküdar Belediyesi’nin evde kal etiketiyle “sizleri çok seviyoruz, bize bunu yaptırmayın” ifadeleriyle paylaştığı yukarıdaki fotoğraf gündem oldu. Bir diğer Twitter kullanıcısı,”83 yaşındaki babam, canım sıkıldı, Kızılay’a gezmeye gidiyorum, diyor. Oysa hiç gitmezdi.” diyordu.

Gerçekten de kendi annem ve babamdan da biliyorum, hiç evde tutamadık onları. Babam sokak başlarında bir önceki sokağın duvarının arkasına gizlenerek yolu gözleyip polis ve zabıta yoksa ilerleyerek hedefine nasıl gidip geldiğini ballandıra ballandıra anlatıyordu. Bir keresinde zabıtaya denk gelmiş tabanları yağlayıp koşarak kaçmıştı.

Bu arada yine sosyal medyada evinin çatısındaki birkaç kiremiti söküp kafasını oradan uzatmış 65 yaş üstü vatandaşlarımızın olmasına benzer mizah görselleri yerini aldı.

 

Bu arada Coronavirüse şiirler yazıldı, şarkılar bestelendi. İnternette denk geldiğim ve kimin yazdığını bilmediğim şu şiir gibi:

Geldi uzak yerlerden

Yıkanmayan ellerden

Artık sen de dillerden

Düşmez oldun corona

Çıktın Wuhan ilinden

Anlamayız dilinden

Ta Allah’ın Çin’inden

Çıkıp geldin corona

Sana maske çare mi?

Yaktın ciğerparemi

Yarasa mı fare mi?

Nerden çıktın corona?

Yasaklar devam ettikçe en önemli aksesuarımız da market poşeti, ekmek poşeti oldu. Evcil hayvan edinenler oldu gezdirebilmek için, doktor randevuları alıp şehri turlayıp gelenler oldu.

Bu arada sevimli öğrencinin biri “öğretmenim bugün canlı ders var mı?” diye sordu.

Öğretmenler de “sesim geliyor mu çocuklar? “dedi durdu.

Ve son olarak pandemi boyunca en çok çalışan, vefakarca çalışan, görevden ayrılmalarına bile izin verilmeyen ve çok acı kayıplar veren doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımıza minnet borçlu olduğumuzu belirtmek istiyorum. Unutulmamalı ve kıymetleri bilinmeli.

Ve bir son daha eklemek istiyorum. Aşılar gerçekten pandeminin gidişatını değiştirdi ve kafamızda çip falan yok.

Editör: Astropower – 22.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Yazar

Deniz Özeri tarafından yazıldı

1973 Uşak doğumlu.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kimya Öğretmenliği bölümünden mezun.
Sınıf Öğretmeni.
"Bir Kıvrım Gülümseyiş "şiir kitabının yazarı.

Makale YazarıYorumcuÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    1. Ben bu konuda Sümeyye Hanım’a katılıyorum. Covitten ölen bir hastayı inceleyen İtalya ki onlarda çok etkilendi ,kan pıhtılaşmasını açıkladı. aslında ilacın kan sulandırıcı ilaçla basit şekilde geçebiliceğini öne sürdüğü yayılınca bir ingiliz bilim adamı doğru fakat diğer organlarını da çürütüyor dedi ve yine korktuk. Yaşlı insanlara kötü davranıldı para cezası kesildi. Tüm dünyada yaşlı nüfustan kurtulunmak istendi sanki. Nitekim vefatlar en cok yaşlılarda görüldü.Bazı doktorlar video yayınladılar kısa süre sonra silindi videolar. ben duvara tutunarak yürüdüm hasta olduğumda kolumu yukarı kaldıramıyordum çok halsizdim.parol kullandım asprin içtim bol vitamin aldım geçti. aşımı da oldum korktuk birde aşısız yerinden kımıldayamıyorsun zorunluluk var. bunları irdelemeden duramadım üzgünüm.

    2. Aşılardan sonraki vaka tablosunu umarım incelemişsinizdir. Covid dönemi virüsün belli saatlerde ve belli yerlerde bulaştığına dair virüs davranışlarıyla ilgili bilgi sahibi olmamızı sağladı 🙂 Özellikle Suriyelilere ve yabancı uyruklulara bulaşmıyor mesela Bodrum’daki az yataklı hastane dolmadı bile 🙂 gibi gibi birçok şey sıralanabilir ama ülkemizde maalesef sansür var ve bu nedenle yurtdışındaki doktorların gerçekten de bilimsel makalelerini okuyabilirsiniz. O zaman bu süreci doğru anlamlandırabilirsiniz diye düşünüyorum.

    Mantarlar Tarafından Ele Geçirilen Zombi Ağustos Böcekleri

    Okurken “Vay Be” Dedirtecek Viral Olan Replikler