içinde

Polisiye Arayanlara: The Mentalist!

Aynı tatta başka bir dizi bulamadığım için Sherlock Holmes’a bilmem kaçıncı defa tekrar başlamayı kafaya koyduğum bir süreçte denk gelmiştim Mentalist’e. Sherlock’u izleyip sevenler tarafından, benzerleri için arayışta olanlara tavsiye ediliyordu.

Dürüst olacağım, onun yerini hiçbir iş tutmaz. Tutamaz çünkü, efsaneler arasına adını altın harflerle yazdırmış bir şaheser çünkü. Gelmiş geçmiş en iyi kitap uyarlamalarından biri ama Mentalist’in de hakkını yemeyeceğim. İzleyicileri büyük ihtimalle Sherlock kadar özel bir yere koyamamış/koyamayacak olsa da kendi türünde oldukça başarılı bir yapım. Kendi türü derken polisiyeyi kast ediyorum.

Tek marifeti cinayet çözmek olmayan, bize bir de hayli zeki ve çıkarım yapabilme yeteneği ultra gelişmiş bir ana karakter veren bir dizi Mentalist. İşte Sherlock esintilerini de zaten burada görüyoruz. Sherlock’ta yalnızca on üç bölüm izleyip büyülendiğimiz -herkes ilk izlediğinde eminim hayran kalmış ve çok özenmiştir- o keskin zeka ve gözlem becerisi bu dizide bizlere kamyon kamyon veriliyor desek yeridir. Dizi 2008’de başlıyor ve 2015’te bitiyor.

Başlangıçta yadırganabileceğine ihtimal verdiğim bir iki ufak şey olsa da alıştıktan sonra tek oturuşta yarım sezon gömebileceğiniz bir hale geliyor. Neden bir sezon diyemiyorum çünkü eski işleri biliyorsunuz, şimdikiler gibi 6-8 bölümden oluşan sezonlar pek yok. Bölüm sayıları 20-25 arası ve Mentalist tamı tamına 7 sezon. Tadını çıkara çıkara, hemen bitme korkusu olmadan keyfini sürebiliyorsunuz yani.

Daha da detaylı bahsedecek olursak, dizinin genel işleyişi akıcı ve eğlenceli. Ana karakterimiz sahte

Medyum Patrick Jane CBI (California Bureau of Investigation) adındaki bir polis teşkilatına danışmanlık yapıyor. Daha doğrusu iş arkadaşları, diğer devlet yetkilileri, masumlar ve suçlular olmak üzere bütün insanları kızdırarak cinayet vakalarını aydınlatıyor da diyebiliriz.

Patrick’in olayları çözerkenki tavırlarında, bir de titleı sebebiyle tabi, Lucifer Morningstar’ı görmeniz de mümkün. İkisi de kendinden çok emin, geçmişi sebebiyle birçok bağlantısı olan, alaycı ve biraz da sempatik karakterler çünkü. Tabi bu durumda Patrick’in en çok baş belası olduğu ve tarafından kollandığı kişi olan Teresa Lisbon’ın vasfını da biraz Chloe Decker’a benzetebilirsiniz.

183 bin kişinin oyuyla 8.1 imdb’ye sahip dizinin birçok ödülünün de bulunduğunu söyleyelim. The Mentalist, genel akışı eğlenceli olsa da içinde çok sağlam dramlar da barındıran ve neredeyse her karakterin hikayesine önem veren bir dizi. Zaman zaman olayları hızlı geçiştirip hatta yok saydığını düşünsem de tamamına baktığımızda beni birçok konuda mutlu eden bir iş olmuştu.

Eğer siz de birlikte çalışan/yaşayan her biri farklı özelliklerdeki insanların ekip olduğu, aile ortamı sunan samimi dizileri seviyorsanız bu dizi tam size göre. Örnek olarak Friends, Brooklyn 99, The Good Place… Yeri gelmişken, elbette haberdarsınızdır ve izlemişsinizdir ama eğer izlemediyseniz bu saydıklarımın her biri inanılmaz güzel dizilerdir. Aklınızda bulunsun.

 

Editör: Astropower – 21.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Taraftar

Hatice Kübra Gürbüz tarafından yazıldı

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Kukla Türleri ve Tarihi

    Açılın Ben Öğrenci Koçuyum: Planlama ve Sınavı Tanıma