Dünyanın jeopolitik konumu nedeniyle güneşe ve kutuplara belli bir oranda uzaklığı bulunmaktadır. Eğer dünya 1 cm güneşe daha yakın olsaydı, sıcaktan kavrulurduk ve yaşayamazdık. 1 cm kutuplara yakın olsaydık, soğuğa dayanamaz ve insanlığın sonu gelirdi. Bu yüzden evren bir denge içinde kurulmuştur ve bu dengeyi de korumak da insanoğluna kalmıştır.
Mevsimlerin değişimi, yazın geç gelmesi ve kışın uzun sürmesi depremlerin ve küresel ısınmanın artışından kaynaklandığı söylenmektedir. Yerküredeki çekirdekten kaynaklı, küresel ısınmanın ve insanları bilinçsiz doğayı sömürmelerinin birer sonucu olan bu durumun ne yazık ki artık önüne geçilemiyor. Gün geçtikçe daha çok olumsuz etkilenen evrenimiz, eski haline hayallerle baktırıyor. Üzülmenin bir faydası olmadığı gibi, yaptığımız hava kirliliğini durduramıyoruz. Çünkü teknoloji ilerliyor, doğanın dengesi daha da hızlı bozuluyor.
NASA’dan jeofizikçi Richard Gross 8,9’luk depremin Dünya’nın dönüş hızını olduğundan daha çok artırarak 24 saatlik bir günü 1.8 mikro saniye (saniyenin milyonda biri kadar) kısalttığını belirtti.
Uzmanlara göre yaşanan bu olaylar buzda kayan bir patencinin olduğundan daha hızlı dönebilmesi için kollarını kendine doğru kenetlemesinden çok da farklı değil. Aynı şekilde bir deprem sırasında kütle kayması Ekvator’a ne kadar yakın gerçekleşirse bu durum Dünya’nın dönüş hızını da ne yazık ki bir o kadar artırıyor.
Dünyada bir gün 24 saat; yani 86.400 saniye sürüyor. Yıl boyunca mevsimsel değişikliklerden ötürü 1 mili saniye değişimin olduğu biliniyor.
Uzmanlar, depremin kaya kütlelerinin yerlerinden oynayarak kütlelerinin değişmesi sonucu Dünya’nın ekseninde oluşan kaymayı şöyle açıklıyor:
“Bu kayma Dünya’nın dönüşünü birazcık sarsıntılı biçimde etkilese de gezegenimizin uzaydaki eksenine herhangi bir etkisi olmamıştır. Böyle bir değişim ancak Güneş’in, Ay’ın ve gezegenlerin çekim kuvveti gibi dış etkiler sonucunda oluşabilir.”
Büyük depremlerin bundan önce de Dünya’nın dönüşünü etkilediği ve mevsim anomalilerinin gerçekleşme sebebi olduğu biliniyor. Çok şiddetli depremlerin bir günün kısalmasına sebep oldukları da geçtiğimiz yıllarda kayıtlara geçmişti.
Geçtiğimiz yıllarda meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki Şili depremi de Dünya’nın dönüş hızını artırarak bir günü 1.26 mikro saniye kısaltmıştı. 2004’te Sumatra’da meydana gelen 9.0 şiddetindeki depremden sonraysa bir gün 6.8 mikro saniye kısalmıştı.
Bu depremlerin sebeplerinden çok sonuçlarıyla ilgilenen bilim adamları, artık geleceğin çok iyimser olmadığını, depremlerin ve küresel ısınmanın insan sağlığına ve ortalama yaşam süresine etkilerinden yola çıkarak, mevsimlerin değişik semptomlar göstermesine kadar bir çok kanıya ulaşıyorlar.
Bizim yapmamız gereken şey ise, dünyamızın sağlığı için her şeyi daha idareli kullanmak ve dünya ömrünü biraz daha uzatabilmekten geçiyor. Depremin önünü alamadığımız gibi tarih ve saatleri de bilemiyoruz. O yüzden yaşadığımız yerin sağlam olması, kendi güvenliğimizi daima ön planda tutmamız gerekiyor.
Dünyamız ölüyor, insanlık ise ne yazıkki henüz dersini almış değil.
Editör: Zehra Garipli – 31.07.2022
Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!
Depremler ile mevsim anomalilerinin arasında bir neden sonuç ilişkisi yok ki.
güzel dünyamızı mahvediyoruz, yazık.
Güzel bir yazı olmuş kaleminiz ışıldasın
Dünyaya o kadar zarar verdik ki çok üzücü
Devam da ediyoruz
Emeğinize sağlık. Umarım farkına varıriz gezegenimizi hatta kendi kendimizi yok ettiğimizi