içinde

MuhteşemMuhteşem

Geleneklerimizin Şamanizmle Bağlantısı

Şamanizm, Asya bölgesinde yaygın olan bir inanç sistemidir. Türkler Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan koca bir tarihtir. Ana vatanımızın Orta Asya olmasından kaynaklı biz de şamanizmden etkilenmiş hatta bu inançtan gelen alışkanlıklarımızı günümüze taşımışız.

Günlük hayatımızda yaptığımız fakat farkında olmadığımız şaman geleneklerimiz bu yazı da sizler için hazırlanmıştır.

Mevlit ve İlahiler

Şimdi bu başlığı gördüğümüzde hepimiz ne ilgisi var diye sorgulamış olabiliriz ki ben gerçekten sorguladım fakat hiç acele etmeyin açıklayacağım.

Şaman ayinlerinde kopuz ve davul kullanılırdı. Şamanlar bu çalgı aletlerini kullanarak ruhları çağırırlardı. Kopuzları, şamanlar için kutsal sayılır ve bir başkasının dokunması günah görülürdü.

İslam dinine gelecek olursak, bu din ilk olarak Arap Yarımadasına inmiştir. Araplarda müzikli anlatım gibi durumlar yoktur ve  Kur’an dışındaki din eserlerin müzikle okunması günahtır. Şaman geleneğinin devamı olarak Anadolu’da Hz. Muhammed’in ve Hz. Ali’nin hayatları müzikle okunmaktadır. Mevlit ve ilahiler sadece Anadolu’da uygulanan müzikli anlatımlardır.

Kurşun Dökmek

İnsana musallat olan kötü ruhların olumsuz etkisini ortadan kaldırdığına inanılan Şamanizm’den gelen bir yöntemdir. Günümüzde de aynı amaçla kullanılmaya devam ediyor.

Kırmızı Kurdele Bağlamak

Daha önceki “Türk Mitolojisi ve Unsurları” yazımda bahsettiğim ”Alkarısı”na karşı korumak için bebek ve lohusa kadınların başına kırmızı kurdele bağlanırdı. Günümüzde de bebek ve lohusa kadınları korumak amacı ile başlarına bağlanır.

40’ın Çıkması

Eski Şaman inanışına göre ölünün ruhu, bedenini 40 gün sonra terk eder. 40’ın çıkması da işte bu inanıştan gelir. Hz. Muhammed’in hayatında ölü için mezarda Kur’an okuma diye bir durum yoktur. Kur’an dirilere inmiştir fakat okuyup sevabını bağışlayabiliriz. Şamanizm’de ise ölen kişinin ruhu evi terk etsin, göğe yolculuğuna başlasın ve öteki ruhlar etrafını sarmasın diye, insanlar ölen kişinin evinde toplanıp ayin yapar, yas tutarlardı. Bu bilgiler ışığında günümüzde de ölen kişinin 40’ı çıktığında ölü evinde mevlitler okunması ve kişiye sevabı ulaşsın diye adına yemek dağıtılması Şamanizm’den gelen alışkanlıklarımızdan olduğunu görüyoruz.

Bıçak Konulması

Şamanizm’de demirin kutsal olduğu düşünülürdü. Nazarı ve kötü ruhları kaçırdığına inanılırdı. Günümüzde de ölen birinin üstüne bıçak konulması ruhun kolay çıkmasına yardımcı olacağına inanılarak yapılıyor.

Yağmur Duası

Şamanist geleneklerde yağmur yağdırma, fırtına çıkarma veya bunları durdurma gücüne sahip olduğuna inanılan bir taş vardır. Bu taşa “yada taşı” denir. Bu gelenek Anadolu’da hala yağmur duası şeklinde devam etmektedir. Anadolu’da yağmur duasına ait toplanan folklor malzemeleri arasında, taşa dua yazıp suya bırakmak, tespit edilmiştir ve bunun da yada taşı geleneğinin bir hatırası olabileceği düşünülmektedir.

Diğer Birçok Alışkanlıklar;

  1. Geceleri tırnak kesmemek,
  2. Kapı eşiğinde durmamak,
  3. akşamları saç kesmemek
  4. Nazar inancı
  5. Tahtaya vurmak: Kötü ruhları kovduğuna inanılır
  6. Köpek ulumasının kötü sayılması bunların hepsi Şamanizm’den gelen alışkanlıklardan bazılarıdır ve bunların sebebini ise Altay’lı kam olan Yuguşeva şöyle açıklamıştır;
  • Örneğin, Altaylarda geceleri tırnak kesilmez ve kesilen tırnaklar toplanıp gömülür; sebebi tırnakla birlikte insanın ruhunun da kaybolacağına inanılmasıdır.
  • Akşamları saç da kesilmez; saç çöpe atılmaz, tarandıktan sonra toplanır ve bir yere saklanır. Çünkü öldükten sonra insanın ruhu bütün dünyayı dolaşıp o saçı bulmalıdır.
  • Ayrıca çocukların ilk saçı hayat boyu saklanır. Bunun yanı sıra, kapı eşiğinde durulmaz; çünkü Erlik-biy’in kızları insanın canını alıp götürebilir. Canı çalınan bu insan da hastalanıp ölebilir. (Erlik Han: Ölülerin ve yeraltı dünyasının tanrısıdır.)
  • Köpek ulumasının, ölümün habercisi olması da bir başka inançtır.

Bu yazıyı yazmadan önce birçok araştırma yaptım. Bazılarını ekleyebildim, bazılarını ekleyemedim fakat şunu fark ettim aslında ne kadar dolu dolu bir kültürümüz, çok zengin bir tarihimiz var. Bizi birçok ülkeden ayıran, benliğimizi kaybetmediğimizi ve nerelerden geldiğimizi hatırlatan güzel alışkanlıklar getirmişiz coğrafyamıza. Türk tarihi, çok uzun ve zengin bir tarihtir. Bu kadim Türk tarihini parçalara ayırıp, yaşanmışlıkları yok saymak, önce atalarımıza sonra da kendimize karşı bir ihanettir. Hepsini tarihimiz olarak kabul etmeli ve zenginliklerimizin farkına varmalıyız. Biz bir olunca çok güçlüyüz.

Editör: Sümeyye Özmen – 31.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Meraklı

İrem Sude Akış tarafından yazıldı

Makale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    1. Türk kültürü kadim bir medeniyet olduğu için izlerinin bugüne değin gelmesi beni şaşırtmamakla beraber mutlu etti. Şamanizm bir din değil bir kültürler ve inançlar bütünü diye yorumluyorum ve çoğu kaynakta da bu şekilde tanımlanır. Mesela suya pislik dökülmez, suyun iyeleri (ruhu) rahatsız olur ve başına kötü olaylar gelir şeklinde uyarılar vardır. Gidenin arkasından su dökeriz ve su iyeleri o kişiyi korur diye de inanırız. Doğadan süzülen bu kanunların doğruluğuna tüm kalbimle inanıyorum.

    PH Mucizesi: Kilo Verememe İle Kanserin Ardındaki Gizli Gerçek

    Sadece Bir Kalem Kullanarak Uçak Türbülansı Korkunu Yenebilirsin