içinde

MuhteşemMuhteşem

Bir Hasan Ali Toptaş Romanı: Beni Kör Kuyularda

Kitabın kapağı yine bir Nuri Bilge Ceylan filminden alınarak oluşturulan Beni Kör Kuyularda, Hasan Ali Toptaş’ın toplumsal eleştiriyi edebi bir dille kaleme aldığı romanıdır.

Kitabın ana karakteri Güldiyar üzerinden insanlarda meydana gelen yozlaşma ve bozulmayı görüyoruz. Güldiyar bir sabah babası Muzaffer’e yemek götürmek için yola çıkar. Ancak eve döndüğünde başına bir şey gelmiş olduğunu annesi Bahriye anlar. Kızını zorlasa da başına ne geldiğini anlatmasını istese de Güldiyar asla konuşmaz. Neler olup bittiğini ne babası ne de annesi öğrenebilir.

Günün ilerleyen saatlerinde Güldiyar ağlamaya başlar ve olayın başlangıcı da bu dökülen gözyaşlarıdır. Çünkü Güldiyar yaş değil taş dökmektedir. Bahriye’yi olan biten hakkında zorlayan komşusu Emine ise durumu öğrenir. Bundan sonra artık Güldiyar ve ailesine rahat yüzü yoktur.

İnsanların merakını, acılardan beslenen yanını gözler önüne seren Toptaş, romanın bundan sonraki sayfalarında toplumun düşene bir daha vurduğunu anlatır. Güldiyar artık meraklı bir topluluk tarafından seyirlik hale gelmiştir. Göz taşlarını görmeye o kadar çok insan gelir ki Muzaffer ve Bahriye bu durumla başa çıkamaz. İnsanlar izin almadan öylece gelirler ve Güldiyar’ın tam karşısına otururlar. Onun ağlamasını beklerler.

Emine’nin kocası Dursun ise Muzaffer’in çok yakın arkadaşıdır. Fakat aralarında ne olup bittiği bilinmeyen bir küslük olmuştur. Eşleri ısrarla sorsalar da cevap alamazlar. Dursun, pencereden bakıp bakıp bu duruma o kadar öfkelenir ki küslüğü bir kenara bırakıp Muzaffer’in evine yardıma gider. Ancak insanlar acıdan beslenmeye o kadar açtır ki Dursun onların bu açlığına müdahale edemez ve yardım ister. Rüstem ona yardıma gelir ancak işler çoktan çığırından çıkmıştır.

Zamanla Güldiyar’ın evine gelen kalabalık artar ama kapıda ne Dursun kalmıştır ne Rüstem. Kapıda hiç bilmedikleri adamları görmeye başlarlar. Çeşit çeşit insan gelir, otobüs dolusu insan gelir, arabalarla insan gelir.

Bütün bu olaylar başlamadan önce Bahriye ölür. Muzaffer her şeyle tek başına baş etmeye çalışır ama asla galip gelemez. İnsanlar acıya açtır, insanlar paraya açtır. Bu iş artık ticarete dönmüştür. Bir yaralıdan eğlence çıkarmaya çalışan insanlar, artık para karşılığı Güldiyar’ın ağlamasını beklerler. Güldiyar ağlayamadıkça çeşitli işkencelere maruz kalır. Güldiyar ölmektedir ama kimsenin ve hatta polisin bile elini uzatmadığı bir ölümdür.

Muzaffer, oğlu Hüseyin’in akıbetini bile bilmezken acı üstüne acı yaşar. Kaçmak ister, köyüne gitmek ister. Olmaz. Bu para hırsı ile bürünenler ona asla izin vermez. Muzaffer dayaklarla uslanır.

Geçmiş ve bugün arasında gelgitlerin olduğu romanda bilinmezlikler de mevcuttur. Mesela o gün Güldiyar’a ne olmuştur? Abisi Hüseyin nerededir? Yaşıyor mudur? Dursun ile Muzaffer neden küsmüştür? Roman tüm bu bilinmezliklerle sona erer.

Güldiyar bir ticaret objesi olmuştur, onu izlemeye gelenler, ağlamayınca isyan edip paralarının boşa gittiğini söylerler. Bu nedenle sürekli işkenceye maruz kalan Güldiyar için de artık yapacak bir şey kalmamıştır. Ölerek aslında kendi için bir kurtuluşa erer.

Ölümün ve yaşadıklarının etkisiyle artık Muzaffer kendini kaybeder. Kızın ölümünden korkan para avcıları ise bu durumdan da nemalanıp bundan sonra onun için yeniden bir izleyici kitlesi oluşturur.

Acının, açlığın, yoksulluğun, çaresizliğin olduğu yerde elinizden tutacak birini beklerken tam da yaranıza tuz basanlarla karşı karşıya kalırsınız. Ne yapsanız olmaz.

Velhasılıkelam:

Bir kez selamete erdikten sonra, kendine hala canlı demeye kim cesaret edebilir?”

“Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın.

Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın.

Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı,

Beni bensiz bıraktın, beni sensiz bıraktın.”

Ümit Yaşar Oğuzcan

Editör: Astropower – 30.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Usta

Dilber Aydın tarafından yazıldı

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni. Okumaya âşık, eski evlerin ruhuna ve enerjisine inanır. Yaşamak, ümitli bir iştir, diye düşünür. Nefes almak ise mucize...

YorumcuMakale YazarıÜyelik Yılı

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Bernard Cribbins Hayatını Kaybetti

    Suda Kırışan Parmaklarımız Sağlığımız Hakkında Bize Ne Söylemek İstiyor?