içinde

The Black Phone Film Eleştirisi

Öncelikle spoiler uyarısı yapacağım ve az önce izleyip bitirdiğim filmle ilgili görüşlerimi paylaşacağım. Orjinal adı The Black Phone. Korku ve gerilim türündeki bu filmin yönetmeni Scott Derrickson.

Çoğu kişi gibi ben de fragmanları izleyip gereksiz Netflix yapımı tadında bolca politik doğruculuk, sosyal adalet savaşçılığı temalı bir yapım sandım ama pek de öyle olmadığını gördüm. Bu konuda kendilerini tebrik etmek gerek. Aynı zamanda akıllara Pennywise ve Saw (Testere) serisi de gelebilir ancak hiç panik yapmanıza gerek yok. Çünkü konuyu güzelce işlemişler.

Kısaca filmin konusundan bahsetmek istiyorum. 13 yaşında kaçırılan utangaç, içine kapanık olan Finney Shaw’ın başından geçenleri konu alıyor. Psikopat, sadist bir seri katil, bu çocugu kendi yaptığı ses geçirmez olan bodrum katında tutuyor. Katilin iki evi var. Ölüleri karşı evde gömülü tutuyor, öldüreceği kurbanları da diğer evde tutuyor. Finney’in bulunduğu odada hiçbir bağlantısı olmayan siyah bir telefon var ve bu telefon bir şekilde çalıyor. Arayanlar ise aralarında kendi arkadaşları da olan kurbanlar. Ölü ruhlar Finney’e nasıl kurtulacağına dair yardım ediyor.

Benim asıl değinmek istediğim konu filmin başlangıç kısmı. 70’lerin Amerikasında, Denver eyaletinde geçiyor ve geçmişi ellerinden geldiğince güzel yansıtmışlar. Suç oranlarının yüksekliği, can güvenliği endişesi, zorbalık, serserilik gibi unsurları izleyicilere anımsatıyorlar. Buraya kadar güzel. Ancak daha güzel olanı Finney ve kız kardeşinin babasından gördüğü şiddetin anlatımı. ”Babam yine kızar mı, ses yaptım, acaba beni yine döver mi” Ve o anda ikisinin de çok korkup gergin bir şekilde babalarının suratına bakması hem acıklı hem de çoğumuzun yaşamasa da yabancı olmadığı şeyler. Özellikle babanın kızını kemerle dövdüğü sahne. Gerçekten izlerken babadan nefret ettiriyor. En sevdiğim ise ağabey ve kız kardeşin birbirlerine olan desteği.

Sadece babadan zorbalık görmek mi? Ya okuldaki serseriler?

Finney’e saldıranlar karşısında kız kardeşinin ölümüne ağabeyini savunup kavgaya girmesi çok hoşuma gitti. Burada Amerika’da çok sık görülen, artık dünyada da yaygın olan aile içi şiddet, çocuk istismarı, kaçırılan çocuklar hakkında güzel mesajlar vermişler.

Küçük yaşına rağmen inançlı olan Gwen, sabah uyandığında yaşadığı hayal kırıklığı sonrası İsa’ya güzel bir sitem ediyor. (Din sömürüsü).

Ben filmin ele aldığı toplumsal konu ağırlıklı bir içerik paylaşmak istedim. Aynı zamanda filmden biraz bilgiler verdim.

Bu arada siyah telefon ile ilgili ufak bir araştırma yapıp bir bilgi edindim. Amerika’da (Bir bölgesinde ama neresi bilmiyorum) insanlar evlerinde ölüler için de bir bağlantısız, formalite telefon bulundururlarmış. Olur da ararlar, iki laf ederiz diye. 😃

Ayrıca Dean Koontz’un bir kitabında da siyah telefon ile ilgili bir olay geçiyor.

Farklı bir şey izlemek isterseniz bir bakın derim. 10 üzerinden 7 puan veriyorum.

Şimdiden keyifli izlemeler 🎬

Editör: Astropower – 16.07.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Taraftar

Eray B. Wilson tarafından yazıldı

Muzik (old school metal, punk, folk ve klasik), film, gezi, doga, kultur, sanat, isci sinifi, emektar emekci :) kendi halinde, keyfine duskun birisi.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Kaçınılması Gereken Yaygın Egzersiz Hataları

    Sigarayı 5 Adımda Nasıl Bırakırsınız?