içinde

Mantıksal hata

“Duyguların sana oyun oynamaya başladı. Aklını bir tür ikilemlerde bıraktı. Şaşkın halde aklın mantıksal hata yapmaya müsait duruma gelmişti. Bilinçaltında bir çok labirentler oluşturulmuştu. Bu karmakarışık duygular sana duygusal oyunlar oynamaya hazır hale gelmişti. Fakat manipüle edilen aklın duygularını vicdani olarak düşünmeye sevk etmişti. Vicdani düşünme ruhunu o kadar gereksizlikten arındırıyordu. Zaman ilerlemeye başladıkça vicdanın mantıksal hatalarına ders vermeye çalışmıştı. Mantıksal hata, bilinçaltımızın varoluşsal kodlamanın yanlışlıklar üzerine kurulu metotlarıydı. Kurulu olan metot bile yalan yanlış hatalarla doluydu. Kimine göre hata insanın aklının ya da duygularının mahsülü idi. Bu mahsül insanlığımızın cennetten kovulmasına sebep olandı. Cennetten kovulmamızın olayı yasak yiyeceğin yenilmesidir. Çünkü duygularımız yasaklara alıkoyarken mantığımız doğru ya da yanlışa erişmemize yol açar. Mantıklı düşündüğümüzde insan duygularına karşı acımasız ve hatasız oluyor. Mantıksal hatamız en büyük sonucu duygulardır. Duygular, insanları yanıltmayı seven birer minimal kodlardan ibarettir. Mantığın yanıltma payı ise her zaman bir pigmente benzer.”

Beyaz kağıda yazılmış silik şekilde olan notu sanki rüyamda görmüştüm. O an yatağımdan kalkıp biraz soluklanmıştım. Başımı sağa sola çevirdim. Aklım allak bullak olmuştu. Rüyam beni baya etkilemişti. Pijamalarımı değiştirdim.

Üzerime spor giysilerimi giyindim. Ayağıma terliklerimi giyindim. Yatağımdan kalkıp mutfağa doğru yöneldim.  Yavaş adımlarla ilerlemeyi karar verdim. Çünkü zihnimin labirentinde hala o rüya vardı. Bir rüya insanın üzerinde etki edebilir. Çünkü rüyalar imkansız olan dünyayı yaşatır. Kimi rüyalar bitmek bilmeyen mutluluktur. Kimi rüyalar kabus gibidir o karanlıktan çıkmak istersin. Mutfağa doğru yürürken aklım hep o rüyadaki  silik yazılı olan notta idi. Her adımda zihnim yeni fikirler üretmeye müsaitti. Nedense zihnimde parçası kalan o garip rüya idi. Mutfağın kapısını açtım. İçeriye girdim.   Mutfağa geldiğimde buzdolabını açtım.

Buzdolabının kapısının son rafında sular dizili idi. Pet şişelerden birisini alıp yemek masasının üstüne koydum. Sonra mutfak tezgahının üzerindeki dolabın ilk rafında bardaklar dizilmişti. Arasından kulplu olan bardağı aldım. Yemek masasına doğru yürüdüm. Sandalyeyi geri çekip oturdum. Elime bardağı aldım. Pet şişeden su doldurdum. Su doldurduktan sonra bardağı alıp ağzıma götürdüm. Suyu içerken ruhum biraz rahatlıyordu.

Aklım dinlenmek istiyordu ama bilinçaltım o malum rüyanın etkisindeydi. Suyu içtikçe kalbin ritmik atışı hızlanıyor. Metabolizmam iyice düzeliyordu. Uykulu halimden azcık eser kalmıştı. Suyumu nefes alarak içiyordum. Suyumu bitirdim. Masadan kalktım. Mutfaktan çıktıktan sonra çalışma odama geçtim. Çalışma odamda girişinde taştan plaklarımla dolu karton kutum vardı. Duvara monte edilmiş kitaplığım vardı. Kitaplığımda özel olan kısım vardı. Bazı kitaplar benim için önemliydi. Önemli olan ise değer verdiğim insanlardan hediye edilmiş kitaplardı.

Aralarında en güzel hediyesi olan kitabımsa siyah gül içinde olan Jojo Moyes’in Senden Önce Ben kitabıydı. Bu kitap ruhumda bir devrim yaratmıştı. Aklımdaki geçmişi siliyordu. Kitabın arasındaki siyah gül hayatımın değişime sebep olmuştu. Siyah gül geçmişin gemisini yakıp ardına bakmadan yoluma devam etmemin göstergesidir.

Onun yanında bilgisayar masam vardı. Bu sefer bilgisayarı açıp eski notlarımın olduğu klasörü girdim . O klasörün adı manipületif insanlar adlı klasörümdü. İçinden notlarım vardı. Fakat bu notlar ders notu değil. Yozlaşan dünyayla ilgili yazdığım basite indirgemiş notlardı. Rasgele notun birisi açtığımda şu not yazıyordu. “Bir insanın hayatını bir düğme, bir kitap, bir doğru veya bir söz değiştirebilir. Zaman şunu öğretti. İnsanlardan kötülük görsen  iyi olanı düşün. Çünkü Tanrı’nın katında ilahi adalet denilen eşit kavram var. Yozlaşan dünyanın sebebi açgözlülük yapan insandır. Tanrı için kıyamet zamandır. İnsanlar için korku hesaptır.” Bu not benim için çok spesifik olgular ifade ediyordu.

 

Editör: Fatih Düz – 27.06.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Bindik Bir Alamete Gidiyoruz Kıyamete

    Türkiye'de LGBTİ+ | 2006 | 32. Gün Arşivi