içinde ,

Tanrı’ya Göre Gerçeklik

Tanrı, insanoğluna seslendi. Bu seslenişin dili çok farklı idi. İnsanoğlu gökyüzünden gelen sese kulak verdi. Tanrı şöyle seslendi.

-“Kaçtığınız  gerçekler bir gün karşınıza çıkarsa ne yapacaksınız” diye soru sordu. İnsanoğlu o anda şaşkınlaştı. Aralardan birisi çıkıp Tanrı’nın sesine odaklandı. O sese kulak verdi. Bu kişi şöyle cevapladı.

-“Tanrım bizler gerçeği yalanlamayı tercih ettik. İşte  kaçtığımız gerçeği bize yalan yanlış aktardılar. Peki ne yaptık. İnsanlara yanlış anlattık.” diye cevapladı. Tanrı biraz sessiz kaldı. Bu sessizlik hiç iyi değildi. Çünkü sessizlik insanlık için yalnızlıktan daha fazlasıydı. Tanrı kullarına adil davranırken insanlar birbirine hiç adil değildi. Bu insanlığımızın en kötü seçimiydi. Tanrı tekrar konuştu.

-” Sizler doğruyu söyleyenleri inanmadınız. Gittiniz size gelen yalanı dinleyip yargıladınız. Doğruyu söyleyeni inanmayı  istemediğiniz gibi düşünmediniz. Hepiniz yanınızdaki sahte arkadaşlarınıza inandınız. Bir nevi doğru söylenenin kul hakkına girmek değil mi?  Unutmak istediğiniz gerçek ilahi adaletimle gerçekleşecek. Sizler vicdan azabı çekmediniz ama doğruyu söylene vicdan azabını çektirdiniz. Hatta kalplerine derin yaralar açtınız. Kırdığınız kalplerin hesabını nasıl vereceksiniz. Yetmedi birbirine kırdırdığınız kalplerin hesabıyla nasıl yüzleşeceksiniz. Körelen kalpleriniz kofti arkadaşlıklarla gerçeği bulduğunu zannediyor. Esasta yanlış inançlar üzerinden hareket ediyorsunuz .” dedi ve sustu Tanrı. Buna hiçbir insanoğlu cevap veremedi. Cevap verecek sebep bulmamıştı insanlığımız. Korkularımız kıyametin korkunç sesiydi ama mahşer hiçbir insan adaletsiz yapmaz. O korktuğumuz ecel ya da ölüm . O an bütün hataların yüzümüze vurulması bile insanlığımızın en acı durumuydu. İnsanlığımız nedenlere değil sonuçlara bakar. Tanrı’nın bu konuşmasını binlerce yıl önce Moşe ile yapmıştı. Moşe bu konuşmayı Har Siana Dağında konuşmuştu. Moşe’nin tek derdi ailesini odun bulup ateş yakmaktı. Fakat Tanrı’nın kader saatinde zaman farklı işler durumdadır. Onun katında tek düzelik yoktur. Sadece imtihan denilen derslerle dolu hayat bilgeliği olayı vardı. İster inanın ya da inanmayın.

Aynalara baktıkça hatalarımızla karşılaşırız. Moşe bile onun karşısında korkmuştu. Çünkü Tanrı bir ağaçtan seslenmişti. Onun sesini duyunca korktu. Sanki irkilmiş hali vardı. Önceden böyle sesle hiç karşılaşmamıştı. Nedense insanların hastalıklı sesleriyle hep karşılaşmıştı. Hayatı bu insanlarla geçmişti. Tanrı’nın sesi saf ve temizdi. Çünkü o evreni yaratırken 6 günde dünyayı yaratmıştı.  6 günde yarattığı dünyayı zıtlıklarla çevrelemişti. Moşe bile bu zıtlıklarla çocukken saraylarda görmüştü. Onun en çok dikkatini çekense iyinin ve kötünün arasında uçurumlar olmasıdır. Haklının bile haksız yere suçlandığını görmüştü. Onun çocukluğu bu ortamda geçmişti. Yetiştirildiği ortam onu kendini aramasına sebep olmuştu. Kendini aramak bir nevi kendi benliğinde inzivaya çekilmene sebep olan sezgidir. Bu sezgisi bile hayatını en büyük kırılmasını yaşattı. Bir asker ile bir kölenin kavgasını ayırırken askeri öldürmesidir. Amacı doğruyu bulmaktı. Kimin haklı ya da haksız olduğunu fark etmemişti. Bunun bedelini saraydan sürgün olarak görmüştü. Her sürgün hayatımızın bir hicreti gibidir. Moşe bu hicrette kendi benliği bulup aradığı doğruyu buldu. Moşe bile haksızlığa uğradı ama doğrudan vazgeçmedi. Tanrı bizle konuşur ama biz bunu hiç fark etmeyiz.

Moşe’nin arındığı günahlarıydı. Esasta yanlışların insanları nasıl yanılgılara düştüğünü görmüştü. Moşe’nin saraya tebliğ ederken iki mucizesi vardı. Birisi asası diğeri beyaz eliydi. O beyaz eli doğrunun ne kadar saf ve temiz olduğunun işaretiydi. Ya bizlerse doğrunun salt halini değil de yanlış aktarılan tarafına inanmaktayız. Hangimiz Moşe’nin sürgüne tabi tutulduk. Sürgünleri mantık mı yoksa duygular yaşatır onu kendi aynamızda görmemiz gerekir. Moşe bu dünyada değil ama yaşadıklarının bir parçasını her insan yaşıyor. Haklı olduğu halde haksız duruma gelmesi gibiydi.

Editör: Astropower – 13.08.2022

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum yapabilir, oy kullanabilir ya da tepki seçebilirsiniz. Gönderinizi oluşturun!

Rapor Et

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir yanıt yazın

    Yaşadığımız Gezegeni Ne Kadar Tanıyoruz?

    Çözümsüz Problem Yoktur